PwC Türkiye Otomotiv Grubu Lideri Bilgütay Yaşar Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“2013,sektörünküreselolaraktoparlanma belirtileri sergilediği bir yıl”

Türk iş dünyasına denetim, vergi ve danışmanlık alanlarında hizmet sunan PwC, global bilgi ve deneyimlerini birleştirerek otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmaların ihtiyaçlarına uygun çözümler üretiyor. 2008'de yaşanan küresel ekonomik krizden en çok otomotiv sektörünün etkilendiğini söyleyen PwC Türkiye Otomotiv Grubu Lideri Bilgütay Yaşar, sektörün bugünkü durumunu, bölgeler bazındaki analizini ve otomotiv dünyasındaki son trendleri bizlerle paylaştı.

Firmanızın çalışma alanlarından kısaca bahsedebilir misiniz?

PwC olarak 30 yılı aşkın bir süredir İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa ofislerimizde bin 300 çalışanımızla Türk iş dünyasına denetim, vergi ve danışmanlık alanlarında hizmet veriyoruz. Denetim hizmetlerimiz kapsamında bağımsız denetim, kurumsal raporlama, sistem ve süreç denetimi, iç denetim, finansal risk yönetimi ve halka arz alanlarında hizmet sunuyoruz.

Vergi hizmetlerimizi, tam tasdik, transfer fiyatlandırması, sosyal güvenlik ve iş hukuku, gümrük ve dış ticaret, KDV çözümleri ve iadeleri, muhasebe ve mali işler yönetimi, Ar-Ge danışmanlığı gibi farklı birçok alanda yürütüyoruz. Strateji ve yönetim danışmanlığı, şirket birleşme ve satın almaları, ticari anlaşmazlık çözümleri ve suistimal incelemeleri ise müşterilerimize danışmanlık hizmetlerimiz kapsamında sağladığımız ana hizmet alanlarını oluşturuyor.

Global otomotiv pazarı

Global otomotiv pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz? ABD, AB, Çin ve BRIC ülkelerindeki otomotiv pazarlarını ele alarak bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Hepimizin bildiği üzere, otomotiv sektörü 2008'de yaşanan küresel ekonomik krizden en çok etkilenen sektör oldu. Özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika'da daralan pazar, sektörün global oyuncularını oldukça zorladı. Kriz, bu oyuncuları, kapasite azaltma, çalışan sayısında düşürme, üretimi geçici ya da sürekli olarak durdurma gibi birçok maliyet azaltıcı önlem almaya yöneltti. Buna karşın, 2013'ün küresel olarak sektörün toparlanma belirtileri sergileyeceği bir yıl olacağını düşünüyoruz. Bölgeler bazında bu analizi şöyle geliştirebiliriz:

Avrupa

Avrupa pazarında 2013'ten itibaren krizle birlikte azalan talebin yavaş yavaş yükselmeye başladığını söyleyebiliriz. Ancak hala yüksek borç yükü, işsizlik ve milli gelirde daralma gibi problemlerle uğraşan Avrupa'da, talepteki bu artışın keskin bir yükselişe dönüşeceğini söylemek oldukça güç. Bu nedenle Avrupa pazarındaki büyümenin hala tatmin edici seviyede olmadığını söyleyebiliriz.

ABD

Amerika, yaşanan krize rağmen önümüzdeki yıllarda da otomotiv sektörünün güç kaynağı olmaya devam edecek gibi görünüyor. Her ne kadar Detroit'le ilgili birçok olumsuz haber bugünlerde gazetelerde yer bulsa da, gerek ABD otomotiv pazarının, gerekse GM ve Ford gibi ABD'li otomotiv üreticilerinin krizin etkilerini atlatmayı başardığını görüyoruz. Bu çerçevede, ABD pazarındaki büyümenin geçmişe oranla nispeten yavaş ama Avrupa'yla kıyaslandığında daha istikrarlı olacağını tahmin ediyoruz.

Çin

Uzunca bir süredir olduğu gibi, Çin otomotiv pazarı sektörün büyümeye en açık pazarı olarak popülerliğini koruyor. Hiç kuşkusuz, 1,3 milyarlık nüfusu, doğal enerji kaynaklarına sahipliği, ucuz iş gücü ve ön önemlisi yıllık 20 milyon civarındaki satış adedi bu popülerliği yaratan ana unsurlar. Birçok otomotiv üreticisi Çin'de yatırım yapmaya ve üretim kapasitesini bu bölgeye kaydırmaya devam ediyor; 2013'te de bu trendin bu şekilde seyredeceğini düşünüyoruz. Bu alandaki önemli bir gelişme ise, şimdiye kadar hep yerel pazarı hedeflemiş Çinli otomotiv üreticilerinin Avrupa başta olmak üzere gelişmiş pazarları hedeflemesidir.

“Yeni model yatırımları sayesinde 2013'e olumlu bakılıyor”

Sizce Türkiye pazarındaki son trendler nelerdir?

Türkiye'ye baktığımızda, özellikle tüketici beklentileri açısından, vergi oranları ve enerji verimliliği ilk sıradaki yerini koruyor. Tüketicilerin, halen düşük vergi oranlı hafif ticari araçlara ya da düşük motor gücü olan araçlara yöneldiğini görüyoruz. Benzer şekilde, az yakıt tüketen dizel araçlar da tüketici tercihlerini şekillendiriyor. Buna ilaveten, gelişen ve kurumsallaşmaya çalışan ikinci el pazarı ile her geçen gün daha da çok talep gören kiralama alternatifi, 2013'te de pazarda öne çıkan trendler olarak kendilerini gösteriyor.

Pazarın yanında, sanayi alanındaki trendleri de şu şekilde özetlemek mümkün: Özellikle küresel krizin Avrupa pazarına darbe vurması ile sıkıntı yaşayan sanayi, yeni teşvikler ve bu teşviklerin canlandırdığı yeni model yatırımları ile 2013'e olumlu bakıyor. Birçok ana sanayi şirketi, 2013'te yeni model üretimi için teşvik başvurusunda bulundu; bir kısmı ise yatırımlarını tamamlayıp yeni modelleri üretmeye başladı.

Benzer şekilde, Ar-Ge yatırımlarının da sanayi için halen önemini koruduğunu belirtmemiz gerekir. 2008'den beri özellikle ana sanayinin katkısıyla artan Ar-Ge faaliyetleri, son yıllarda yan sanayiye de sıçramış durumda. Birçok otomotiv yan sanayi şirketinin 2011-2012 arasında Ar-Ge merkezi kurduğunu ve bu trendin 2013'te de artarak devam edeceğini düşünüyoruz.

Peki küresel pazarda trendler nelerdir?

Küresel pazara baktığımızda farklı değişkenlerin 2013'te sektör tarafından tartışıldığını görüyoruz. PwC tarafından her yıl düzenlenen “Küresel CEO Araştırması” sonuçlarına göre, otomotiv şirketleri CEO'ları, 2013'te ajandalarını meşgul eden en önemli konuları enerji maliyetleri, ekonomik durgunluk/belirsizlik ve ülkelerin kur/faiz politikalarındaki değişkenlik olduğunu ifade ediyor. Bunlara ilaveten, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki aşırı düzenlemeci kamu uygulamaları, artan vergiler ve değişen tüketici beklentileri de gündemlerindeki diğer önemli konular.

(KUTU)

Türkiye otomotiv pazarı

Hatırlanacağı üzere, Türkiye otomotiv pazarı, küresel kriz sonrasında, özellikle 2011'de önemli bir sıçrama yaşamış, 910 binlik satış adediyle uzun süredir hayal edilen 1 milyon sınırına yaklaşmıştı. Buna karşın, gerek küresel mali krizin etkileri, gerekse vergi oranlarında artış sebebiyle, 2012'de Pazar yaklaşık yüzde 10 daralmış ve yılı 817 bin adetle bitirmişti. 2013'ün ilk 7 aylık dönemine baktığımızda, pazarın 2012'nin aynı dönemine göre yüzde 12 büyüdüğünü öngörüyoruz. Bu oranlar, 2011 seviyelerine yaklaşmak için umut aşılasa da, özelikle son aylarda kur ve faizdeki artışın ve yaşanan dalgalanmanın, yılın son dönemini olumsuz etkileyebileceğini öngörüyoruz.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next