KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri, Şirket Ortağı Ergün Kış Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 
“Kuzey Amerika ve Batı Avrupa'nın yerleşik pazarları, Çin'in ardından en önemli küresel satış bölgeleri olmaya devam edecek”

156 ülkede 152 bin çalışanıyla denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan KPMG, Türkiye'de İstanbul, İzmir ve Ankara'da toplam 3 ofis ve 700'ün üzerinde çalışanıyla hizmet veriyor. Sektör odaklı bin 500'ün üzerinde müşteriye profesyonel hizmetler sunduklarını belirten KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri, Şirket Ortağı Ergün Kış, “Küresel Otomotiv Perakende Pazarına Genel Bakış” başlıklı araştırmalarını ve otomotiv pazarındaki son trendleri paylaştı.

“Gelişmekte olan pazar” hâlâ geçerli bir terim mi?

KPMG Küresel Otomotiv Pratiği, 2020'ye yönelik olarak dünya genelindeki tüm büyük otomotiv perakende pazarları için öngörülerin yer aldığı “Küresel Otomotiv Perakende Pazarına Genel Bakış” başlıklı bir araştırma yayımladı. Araştırmaya göre birçok eski gelişmekte olan pazar rahatlıkla “yerleşmekte olan” pazar (gelişmekte olan ile yerleşik pazar arasındaki aşama) haline gelmiş olabilecek, ancak hüküm süren eşitsizliklerden dolayı yine de 2020'ye kadar tam anlamıyla yerleşik pazar konumundan uzak olacak.

Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya (TRIAD) pazarları 2020'de hâlâ önemli rol oynuyor olacaklar mı?

Her ne kadar Kuzey Amerika ve Batı Avrupa'nın yerleşik pazarları yerleşmekte olan pazarların büyüme oranlarıyla rekabet edemeyecek olsalar da, Çin'in ardından en önemli küresel satış bölgeleri olmaya devam edecekler.

2020'de Batı Avrupa ülkeleri ilk 10 satış pazarı içinde yer alacak mı?

Yakın zamanda Batı Avrupa, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya için karamsar öngörülerde bulunulmasına rağmen, bu ülkeler yine de 2020'de otomotiv satışlarında ilk 10 ülke arasında yer alıyor olacak ve dünya üzerine satılan dört araçtan üçü TRIAD'daki Orijinal Ekipman Üreticisi (OEM) tarafından yapılmış olacak.

2020 yılına dek gelişmekte olan ülkelerdeki araç sahipliği oranları nasıl gelişecek?

2020'den çok daha sonra bile, Çin, Hindistan ve Brezilya muazzam satış potansiyelleri sunmaya devam ederken, bu ülkelerdeki araç sahibi olma oranı yerleşik pazarlardaki oranların çok gerisinde kalacak.

Bir pazarın olgunluk seviyesi nasıl değerlendirilebilir?

Bir otomotiv perakende pazarının olgunluğu; spesifik özellikler ve yeni otomobil talebi, ilk otomobil-yedek otomobil talebi, kullanılmış araba talebi, yeni araba satış oranı, otopark yoğunluğu ve gelir seviyesi dahil olmak üzere çeşitli makroekonomik koşullardan etkilenir. Dünya genelindeki tüm otomotiv perakende pazarları belli olgunluk aşamalarından geçer. Öncelikle bir “kolay satış” dönemi yaşanır, bu dönemin karakteristik özelliği güçlü bir yeni otomobil talebi yaşanması, büyük ve merkezi olmayan bir perakende ağ yapısının oluşmasına yol açmasıdır. Bunun ardından gelen “zor satış” dönemi ise ilk otomobil talebindeki düşüşe bağlı olarak perakende ağının bütünleştirilmesine ve merkezileştirilmesine yol açar. Her bir olgunluk aşaması ise perakende şebekesini etkin şekilde yönlendirmek için benzersiz bir perakende stratejisi ile belirgin bir grup yönetim yetkinlikleri ve temel performans göstergeleri (KPI) gerektirir. Bunların bir perakende pazarı kolay satıştan zor satış moduna geçiş belirtileri gösterdiği anda yeniden değerlendirilmesi gerekecektir.

Otomotiv perakende sektöründe merkezileştirme ne anlama gelir?

Merkezileştirilmiş otomotiv perakende ağları kavramının yeniden tanımlanması gerekiyor. Merkezileştirme daha az satış noktası anlamına değil, perakende şebekesini yöneten daha az perakende ağı sahibi olması gerektiği anlamına gelmelidir.

(KUTU)

Otomotiv pazarındaki son trendler

Finans & Kiralama: Otomotiv endüstrisinde süregelen değişikliklerin etkisi finans ve kiralama işine yansıyor. Captives (üretici şirketlerin finansman birimleri) ürün çeşitliliği aracılığıyla işlerini yeni mobilite ve bankacılıkla ilgili faaliyetler yönünde büyütmeye ve yüksek büyüme potansiyeliyle gelişmekte olan pazarlara doğru yayılmaya başladı.

Şoförsüz Araçlar: İletişim tabanlı ve sensör tabanlı teknolojilerin birleşmesi, bu yaklaşımlardan birinin tek başına sunabileceğinden daha iyi güvenlik, mobilite ve şoförsüz hareket edebilme kapasitesi olanağı sunabilir. Sensör tabanlı güvenlik sistemleriyle bağlanabilir araç teknolojisinin birleşmesinin, kazaların bertaraf edilmesi ve altyapıya daha az ihtiyaç olması gibi geniş kapsamlı etkileri olacak.

Facebook Jenerasyonu: Ailenin satın alma sürecini başlattığı ve bilgi toplama sürecinin yerel yetkili satıcılara bağlı olduğu geleneksel satınalma modeli artık değişti. Müşterilerin küresel internet kaynakları sayesinde tamamıyla şeffaflığa sahip olduğu yeni satınalma modeli yeni pazarlama ve satış yaklaşımları gerektiriyor. Ancak değer zincirinin tüm aktörleri için çok büyük potansiyel taşıyan ve umut vaat eden yeni fırsatlar da mevcut. 20 yıl önceki telekomünikasyon ve BT endüstrisiyle karşılaştırabileceğimiz, yepyeni bir otomotiv endüstrisi göreceğiz.

Elektromobilite 2.0: Elektromobilite geçmiş yıllardaki coşkunluğun ardından bir hayal kırıklığına yol açtı. Sadece aküyle çalışan otomobiller, yeni tahrik teknolojisi karşısında mücadeleyi kaybetti. Ancak hibrit teknolojisinin, hafif ve imaj otomobillerle birlikte, karbondioksit hedefleri nedeniyle tekrar lanse edilmesi bekleniyor.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next