Lütfen ODMD Gladyatör için Tıklayınız > Lütfen Magma Tıklayınız >
Prof. Dr. Halit Keskin Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Prof. Dr. Halit Keskin

Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi

REKABET İÇİN AR-GE VE İNOVASYON ŞART

PROF. DR. HALİT KESKİN, AR-GE VE İNOVASYON YATIRIMLARININ EKONOMİK BÜYÜME VE REKABET GÜCÜ İÇİN KRİTİK OLDUĞUNU VURGULAYARAK, TÜRKİYE’NİN SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA VE TEKNOLOJİ ODAKLI BÜYÜME İÇİN ÜNİVERSİTE-SANAYİ-KAMU İŞ BİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRMESİ GEREKTİĞİNİ BELİRTİYOR. KÜRESEL PAZARDA REKABET EDEBİLMEK İÇİN YERLİ ÜRETİMİN DESTEKLENMESİ, DİJİTAL DÖNÜŞÜME HIZ VERİLMESİ VE NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞININ ARTIRILMASI GEREKTİĞİNİN ALTINI ÇİZİYOR. AYRICA, TÜRKİYE’NİN AR-GE HARCAMALARINI ARTIRARAK YÜKSEK KATMA DEĞERLİ ÜRETİME YÖNELMESİ GEREKTİĞİNİ İFADE EDİYOR.

Şirketlerin Ar-Ge ve inovasyona yaptığı yatırımlar, ekonomiye ve sektörel gelişime nasıl bir katkı sağlıyor? Bu alanda ülke olarak uluslararası rekabet gücümüzü nasıl artırabiliriz?

Şirketlerin Ar-Ge faaliyetleri, yeni bilgi ve teknolojilerin geliştirilmesine imkân tanıyan en önemli ve öncelikli alanlardan biridir. Bu faaliyetler, hem yeni ürün ve süreçlerin geliştirilmesi hem de teknolojik inovasyonların ticarileştirilmesi ve yüksek katma değerli üretimin desteklenmesi açısından büyük önem taşıyor. Ar-Ge, ekonomik büyüme, istihdamın artırılması ve sektörlerin rekabet gücünün yükseltilmesinde hayati bir rol oynuyor.

TÜİK verilerine göre, Türkiye’de GSYİH içindeki Ar-Ge harcamalarının oranı 2023’te yüzde 1,32’den yüzde 1,42’ye yükselmiştir. Toplam Ar-Ge harcamaları yüzde 90 artarak 199 milyar TL’den 377 milyar TL’ye çıkmıştır. Dolar bazında ise yüzde 32’lik bir artışla son yılların en yüksek seviyesine ulaşılmıştır. Bu artış, teknolojik altyapının iyileştirilmesi ve yenilikçi üretim süreçlerinin benimsenmesi sayesinde rekabet avantajı elde edilmesinde önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor.

Uluslararası arenada rekabet gücünü artırmak ve sürdürülebilir bir kalkınma sağlamak amacıyla bazı stratejik adımlar atılması gerekiyor. Bu noktada, Ar-Ge faaliyetlerini teşvik eden kamu politikaları önemli bir yönlendirici güce sahiptir. Devletin, vergi indirimleri, nakit teşvikler ve hibe programları gibi mali destek mekanizmalarını genişleterek özel sektörün Ar-Ge faaliyetlerine daha fazla kaynak ayırmasını sağlaması büyük bir gerekliliktir. Bunun yanı sıra, kamu kurumları, üniversiteler ve özel sektör arasında sinerjik iş birliği modellerinin geliştirilmesi kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, Ar-Ge altyapısının modernize edilmesi ve nitelikli insan gücünün yetiştirilmesine yönelik politikaların hayata geçirilmesi zorunluluk arz ediyor.

Verimlilik artışı sayesinde ekonomik büyümenin uzun vadede sürdürülebilir bir şekilde sağlanması mümkündür. Şirketlerin inovasyon faaliyetleri ile verimlilik kazanımları arasında güçlü bir bağ olduğu unutulmamalıdır. İnovasyon yatırımları, verimlilik büyümesinin en önemli itici güçlerinden biridir ve bu nedenle büyük bir stratejik öneme sahiptir. Günümüzde, teknolojik ilerlemenin ekonomik büyümeye en büyük katkıyı sağlayan unsur olduğu yaygın olarak kabul görüyor. İş ve teknoloji yeniliklerini benimseyen firmalar, geliştirilmiş operasyonlar, daha yüksek katma değerli ürün ve hizmetler, yeni pazarlara giriş ve mevcut kaynakların daha etkin kullanımı gibi avantajlarla daha yüksek üretkenlik elde ediyor. Bu yenilikler zamanla rakip firmalar tarafından benimsenerek sektör genelinde yayılıyor ve böylece ekonominin genel üretkenliği artıyor.

Bu bağlamda, ekonomilerin temel taşlarından biri olan Ar-Ge yatırımlarının artırılması yalnızca teknolojik bağımsızlığın sağlanmasına değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal refahın artırılmasına da katkı sunacaktır. Dolayısıyla, bu tür yatırımların desteklenmesi, özellikle küresel pazarlarda rekabet avantajı elde etmek isteyen ülkeler için kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir.

Türkiye’nin inovasyon ve teknoloji odaklı büyüme stratejisinde kamu, özel sektör ve üniversiteler arasındaki iş birliği nasıl güçlendirilebilir?

Üniversite, sanayi ve kamu iş birliği, etkin bir şekilde yönetilmesi gereken önemli bir süreçtir. Mevcut yapılar geliştirilmeli ve yeni mekanizmalar oluşturulmalıdır. Kamu-üniversite-sanayi iş birliği platformları yaygınlaştırılmalı ve özel sektörün Ar-Ge süreçlerine doğrudan katılımını teşvik edecek adımlar atılmalıdır. Üniversitelerdeki teknoloji transfer ofisleri ve araştırma merkezleri, akademik bilgi ile sanayi arasında köprü görevi üstlenmektedir. Bu ofislerin finansal olarak desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, sanayinin yoğun olduğu bölgelerde kamu, üniversite ve özel sektörü bir araya getiren bölgesel inovasyon merkezleri kurulmalıdır. Bu merkezler, ortak projeler ve iş birlikleri için güçlü bir zemin hazırlayacaktır.

İnovasyon ekosistemini desteklemek için mali teşvikler artırılmalıdır. TÜBİTAK, KOSGEB ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi kamu kurumlarının sunduğu Ar-Ge destekleri, özel sektör ve üniversitelerin ortak projeler yürütmesini teşvik etmelidir. Üniversite-sanayi iş birliği projelerine yönelik vergi avantajları ve doğrudan fon desteği artırılmalıdır. Ayrıca, yüksek maliyetli projeler için kamu ve özel sektör ortaklığıyla finansman sağlayan yenilikçi fon mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Nitelikli insan kaynağını artırmak ve akademiyi sanayiyle entegre etmek de büyük önem taşımaktadır. Eğitim programları; yapay zekâ, büyük veri, nesnelerin interneti ve biyoteknoloji gibi alanlarda yenilenmeli ve sanayi ihtiyaçlarına göre düzenlenmelidir. Öğrencilerin erken dönemde sanayi deneyimi kazanmasını sağlamak amacıyla staj ve uygulamalı eğitim programları teşvik edilmelidir.

İnovasyonun sürdürülebilirliği için teknolojik altyapı güçlendirilmelidir. Bilgi paylaşımını kolaylaştıran açık veri platformları oluşturulmalı, yeni ürünlerin test edilebileceği simülasyon merkezleri ve pilot üretim tesisleri kurulmalıdır. Sanayi 4.0 dönüşümünü hızlandırmak için 5G ve yapay zekâ destekli akıllı ekosistemler gibi dijital altyapı yatırımları artırılmalıdır.

Üniversite-sanayi-kamu iş birliğini destekleyen politikalar hayata geçirilmelidir. Üniversitelerde geliştirilen teknolojilerin ticarileştirilmesini hızlandırmak için patent ve fikri haklar koruma altına alınmalıdır. Kamu kurumlarının yerli inovatif teknolojilere öncelik vermesi, yerli firmaların yatırımlarını artıracaktır. Üniversitelerde geliştirilen yenilikçi projelerin özel sektör tarafından benimsenmesini sağlamak için yeni yatırım modelleri oluşturulmalıdır.

Bu kapsamda, taraflar arasında etkili bir iletişim ağı oluşturulmalıdır. Üniversiteler, sanayi temsilcileri ve kamu kurumları düzenli olarak bir araya gelerek ortak projeler geliştirmelidir. Üniversite mezunları ile özel sektör arasında güçlü bağlar kurulmalı, deneyimli sanayicilerle genç girişimciler arasında mentorluk programları başlatılmalıdır. Tüm bu adımlar, inovasyon ekosisteminin gelişimine büyük katkı sağlayacaktır.

Gündeminiz ve otomotiv sektörü özelinde paylaşmak istediğiniz başka bir konu var mı?

Otomotiv sektörü, dijitalleşme, yapay zekâ ve elektrikli araçlarla birlikte köklü bir dönüşüm yaşıyor. Türkiye’nin bu değişimde rekabet gücünü artırması için sürdürülebilirlik, küresel rekabet, akıllı ulaşım ve iş gücü dönüşümü gibi alanlara odaklanması gerekiyor.

Çevreci üretim ve karbon salınımının azaltılması, günümüzün en öncelikli konularından biridir. Avrupa Birliği’nin 2035 yılına kadar içten yanmalı motorlu araçları yasaklaması gibi düzenlemeler, Türkiye’yi elektrikli ve hidrojen yakıtlı araçlara yönelmeye zorluyor. Türkiye’nin rekabetçi olabilmesi için elektrikli araç pillerinin çevreye duyarlı üretimi ve geri dönüşüm süreçlerinin geliştirilmesi, ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarının şarj altyapısıyla entegre edilmesi gerekiyor. Bu dönüşüm, yalnızca üreticileri değil, otomotiv yan sanayisini de doğrudan etkiliyor.

Türkiye, otomotiv ihracatında Avrupa’nın önemli tedarik merkezlerinden biridir; ancak küresel rekabet giderek artıyor. Yerli otomobil projesi ve elektrikli araç dönüşümü, büyük fırsatlar sunarken lityum-iyon pil, yarı iletken ve diğer kritik bileşenlerin yerli üretimi artırılmalıdır. Lojistik avantajlarının verimli kullanılması ve ihracata yönelik teşviklerin artırılması, Türkiye’nin uluslararası pazarlarda daha fazla pay elde etmesini sağlayacaktır.

Akıllı ulaşım sistemleri, bağlantılı araç teknolojileri ve paylaşımlı mobilite çözümleri hızla yaygınlaşıyor. Türkiye, bu alanda büyük bir potansiyele sahip olsa da 5G altyapısının geliştirilmesi ve otonom araç teknolojilerine yönelik yatırımların artırılması gerekiyor. Özellikle büyük şehirlerde paylaşımlı mobilite girişimlerine destek verilmesi, şehir içi ulaşımı daha sürdürülebilir hale getirecektir.

Dijitalleşme, iş gücü dinamiklerini de değiştiriyor. Robotik sistemler ve yapay zekâ uygulamaları, geleneksel iş gücü talebini azaltırken nitelikli personel ihtiyacını artırıyor. Üniversite-sanayi iş birlikleri güçlendirilerek mühendislik, veri analitiği ve yapay zekâ alanlarında uzman yetiştirilmeli, çalışanların yeni beceriler kazanması için yeniden eğitim programları sağlanmalıdır.

Türkiye’nin otomotiv sektöründe rekabet gücünü koruyabilmesi için yeşil dönüşüm stratejileri hayata geçirilmeli, yerli üretim ve tedarik zinciri güçlendirilmelidir. Akıllı ulaşım altyapısı geliştirilerek, iş gücü politikaları dijitalleşmeye uygun hale getirilmelidir. Bu adımlar, Türkiye’nin elektrikli ve otonom araçlar alanında bölgesel bir lider olmasına katkı sağlayacaktır.

Türkiye, otomotiv sektöründeki ekonomik gücünü ve vizyonunu, yerli kaynaklarla üretilen elektrikli aracı TOGG’u piyasaya sürerek göstermiştir. T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’ne göre, Türkiye bir üretim üssüdür. 2023 yılında Türkiye’de üretilen araçların yaklaşık yüzde 70’i uluslararası pazarlara ihraç edilmiş, toplamda 950 binden fazla araç yurt dışına satılmıştır. Böylece Türkiye, 2023 yılında İngiltere’nin ardından Avrupa’ya en fazla araç ihraç eden ikinci ülke konumuna ulaşmıştır.

Otomotiv sektörüne yönelik doğrudan yabancı yatırımlar, Türkiye’nin üretim kapasitesini artırarak, istihdamı güçlendirerek ve teknoloji transferini teşvik ederek sektöre büyük katkı sağlayacaktır. Ayrıca, pazar çeşitliliğini artırarak küresel rekabet avantajı sunacaktır.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next