Benjamin Krieger
Avrupa Otomotiv Tedarikçileri Birliği Genel Sekreteri
TÜRKİYE, OTOMOTİV ÜRETİCİLERİ İÇİN ÖNEMLİ BİR KAYNAKTIR
TEDARİKÇİLERİN, BİR ARACIN YAŞAM DÖNGÜSÜYLE İLGİLİ KAYNAK VE ENERJİ KULLANIMININ VERİMLİLİĞİNİ EN ÜST DÜZEYE ÇIKARMAK İÇİN GİDEREK DAHA FAZLA TEKNOLOJİ TASARLADIĞINI VE BUNUN DAHA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR MOBİLİTE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNU VURGULAYAN AVRUPA OTOMOTİV TEDARİKÇİLERİ BİRLİĞİ (CLEPA) GENEL SEKRETERİ BENJAMIN KRIEGER; “CLEPA OLARAK BİZ DE DAHA GÜVENLİ, DAHA AKILLI VE DAHA SÜRDÜRÜLEBİLİR MOBİLİTE İÇİN EN SON TEKNOLOJİYE SAHİP BİLEŞENLERİ TEDARİK EDEN 3 BİNDEN FAZLA ŞİRKETİ TEMSİL EDİYORUZ” DİYOR. TÜRKİYE’NİN OTOMOTİV ÜRETİCİLERİ İÇİN ÖNEMLİ BİR KAYNAK OLDUĞUNUN DA ALTINI ÇİZEN BENJAMIN KRIEGER, TÜRKİYE’NİN KÜRESEL SAHNEDE ÖNEMLİ BİR OYUNCU OLARAK KONUMUNU GÜÇLENDİRDİĞİNİ BELİRTİYOR.
İki yıldır CLEPA’nın genel sekreterisiniz. Okuyucularımıza CLEPA’yı kısaca tanıtır mısınız?
Sektördeki büyük dönüşümün ortasında, neredeyse iki yıllık zorlu bir dönemi geride bıraktık. Avrupa Otomotiv Tedarikçileri Birliği olan CLEPA, daha güvenli, daha akıllı ve daha sürdürülebilir mobilite için en son teknolojiye sahip bileşenleri ve yenilikçi teknolojiyi tedarik eden 3 binden fazla şirketi dolaylı olarak temsil eder, Avrupa otomotiv yan sanayinin sesidir. Otomotiv sektörü hem inovasyon nedeniyle hem de yeşil ve dijital geçişlere yaklaşma şeklimizi etkileyen zorluklar nedeniyle hızla değişiyor. CLEPA’daki görevimiz, AB politika yapıcıları da dâhil olmak üzere paydaşlarımızın mobilitenin geleceğine yönelik vizyonumuzu bilmelerini ve teknoloji çeşitliliği ve küresel aşamada otomotiv pazarının rekabet gücünü artırma çağrımızı anlamalarını sağlamaktır.
Çalışma gruplarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Sektördeki son gelişmelere paralel olarak ne tür çalışmalar yapıyorlar? Çalışma gruplarımız bilgi alışverişi ve sektör pozisyonlarının geliştirilmesi için bir platform görevi görüyor. Son dönemde ağır vasıtalara yönelik CO2 standartları ve Avrupa kurumlarında üçlü müzakerelerden geçen ‘Euro 7’ dosyasına ilişkin gelişmeleri takip ediyoruz. Artık vurgu bu düzenlemelerin uygulanmasına kayıyor; pek çok husus henüz ikincil mevzuatta çözülmemiştir. Gelecek dönemlere baktığımızda, Avrupa Komisyonu’nun otomotiv satış sonrası pazarındaki rekabeti ve bağlantılı araçlardan gelen onarım ve bakım bilgileri de dâhil olmak üzere verilere adil erişimi düzenleyen kuralları daha da geliştirme yönünde teklifler bekliyoruz. Her ikisine de piyasada eşit şartlar sağlanmasının yanı sıra tüketiciler için cazip fiyatlar ve seçenekler için de ihtiyaç duyuluyor. CLEPA şu anda çözümlerin, tedarikçilerin yanı sıra tüm değer zincirinin görüş ve çıkarlarını yansıtmasını sağlayan Avrupa Komisyonu çalışmalarına katkıda bulunuyor.
Önümüzdeki 10 yılda otomotiv teknolojilerinde ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz? Sizce bu teknolojilerden hangisi öne çıkacak?
Genel olarak birçok işletme, yüksek enerji maliyetleri, malzeme ithalatı bağımlılıkları ve araç üretimine yönelik malzemelerin karbon ayak izinin azaltılması konusunda ‘Döngüsel Ekonomi’nin hayati önem taşıdığını düşünüyor. Tedarikçiler, bir aracın yaşam döngüsüyle ilgili kaynak ve enerji kullanımının verimliliğini en üst düzeye çıkarmak için giderek daha fazla teknoloji tasarlıyor ve bu, daha sürdürülebilir bir mobilite anlayışını elde etmede çok önemli bir rol oynayacak. Dijitalleşme ve yazılım entegrasyonuyla birlikte giderek daha fazla tüketici, araçlarının diğer akıllı cihazlar gibi hareket etmesini ve performans göstermesini bekliyor. ‘Yazılım tanımlı araç’, veriler için bir komuta merkezi görevi görerek, iç görü ve otomasyon için yapay zekâ kullanarak arabalarımıza bakışımızı değiştirecek.
Araç otomasyonu ve bağlanabilirliği önemli ilerleme kaydediyor ve özellikle karayolu güvenliği açısından pek çok potansiyel fayda vaat ediyor. Bununla birlikte, gerekli dijital ve fiziksel altyapılara yapılan önemli yatırımlar gibi temel kolaylaştırıcıların yavaş gelişimi, yüksek düzeyde otomasyona sahip araçların büyük ölçekte uygulanmasını engelliyor.
Otomotiv sektörü, AB’de her yıl 30 milyar Euro’dan fazla inovasyona tekabül ettiği için üzerine düşeni yapıyor. Teknolojik ilerlememiz için kilit nokta, paydaşlar arasında yenilikçi bir ortamı besleyen, pazar oyuncularının daha akıllı ve daha verimli bir karayolutaşımacılığı sağlayabilecek tüm yolları keşfetmeye teşvik edildiği, teknolojiye açık bir yaklaşım olacaktır.
Green Deal, dünyadaki tüm ticari faaliyetlerin ana çerçevelerinden biri haline geldi. Otomotiv sektörü özelinde ülkelerin açıklamaları ve bu kapsamda atılan adımlar hakkında neler söylemek istersiniz?
Otomotiv sektörü, kârlılığını artırmayı beklerken gerekli teknolojik çözümleri geliştirmek için yeşil geçişe tam olarak yatırım yapabileceğinden emin olmaya ihtiyaç duyuyor. Şu anda AB’nin emisyon azaltımlarına ve durum tespitine yönelik iddialı hedeflerine ulaşmamızı sağlayacak büyük bir siyasi girişim var. Ancak şirketlerin aynı zamanda büyümeyi ve rekabeti destekleyen bir iş ortamını teşvik eden, teknolojiden bağımsız yaklaşım gibi piyasaya dayalı ilkeler altında da faaliyet gösterebilmeleri gerekiyor. CLEPA, 1000’den fazla diğer kuruluş arasında yakın zamanda Antwerp Deklarasyonu’nu imzalayarak AB’deki karar vericileri önümüzdeki yasama döneminde bir Avrupa sanayi anlaşmasına öncelik vermeye çağırıyor. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in Şubat ayında deklarasyonun lansman etkinliğini açmak üzere Belçika Başbakanı Alexander De Croo’ya katılmasıyla buna destek verdiği görüldü. Ancak AB seçimleri hızla yaklaşıyor ve yaza doğru AB yönetiminde yeni bir yapı ve farklı bir siyasi yapılanma göreceğiz. Politika yapıcıların rotayı takip etmeleri ve adil ve rekabetçi bir piyasayı besleyen, AB’nin geçiş ve büyüme hedeflerini karşılayan politikaları uygulamaları büyük önem taşıyor.
Son olarak Türkiye otomotiv sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce Türkiye otomotiv sektörünün dünyadaki rolü nedir? Türkiye’nin otomotiv sektöründe görülen önemli büyüme, ülkenin dünyanın on ikinci, Avrupa’nın ise üçüncü büyük otomotiv üreticisi haline gelmesini sağladı. Ülke, bugün motorlar ve şanzımanlardan koltuklara ve elektronik cihazlara kadar çeşitli otomotiv bileşenlerini üreten dünya çapındaki otomotiv üreticileri için önemli bir kaynaktır. Otomotiv ihracatının genişlemesiyle Türkiye, ekonomik büyüme beklentisini artırıyor ve küresel sahnede önemli bir oyuncu olarak konumunu güçlendiriyor. Özellikle AB gibi kilit ortaklara yapılan ihracattaki artış, yalnızca ekonomik ortamı zenginleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda dünya pazarında büyüyen bir etki olarak konumunu da güçlendiriyor.