Lütfen ODMD Gladyatör için Tıklayınız > Lütfen Magma Tıklayınız >
ODMD Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Zafer Başar Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Zafer Başar

ODMD Yönetim Kurulu Üyesi

TÜRKİYE, AVRUPA PAZARINDA ÖNEMLİ BİR OYUNCU KONUMUNDA

DÜNYADA ELEKTRİKLİ VE OTONOM ARAÇLARLA İLGİLİ BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM YAŞANDIĞINI, TÜRKİYE’NİN DE BU DÖNÜŞÜME AYAK UYDURMAK İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIĞINI VURGULAYAN ODMD YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE YÜCE AUTO ŠKODA GENEL MÜDÜRÜ ZAFER BAŞAR, “BU DÖNÜŞÜM İÇİN ÖNCELİKLE ELEKTRİKLİ ARAÇ ŞARJ ALTYAPISININ GELİŞTİRİLMESİ, TEŞVİKLERİN ARTIRILMASI VE AR-GE YATIRIMLARININ ÇOĞALTILMASI GEREKİYOR. AVRUPA PAZARINDA ÖNEMLİ BİR OYUNCU KONUMUNDAYIZ VE BU KONUMU KORUMALIYIZ“ DİYOR.

Otomotiv sektörü yönünden geride bıraktığımız dönemi ve 2024 yılı beklentilerinizi okuyucularımızla paylaşabilir misiniz?

Geride bıraktığımız dönem, pandemi, küresel çip krizi, hammadde fiyatlarındaki artışlar ve tedarik zinciri problemleri gibi birçok zorlukla mücadele eden otomotiv sektörü için inişli çıkışlı zor bir dönem olarak geçti. Bu zorluklara rağmen, Türkiye otomotiv sektörü 2023’ü rekorlarla kapattı. Binek araç 970 bin, hafif ticari araç 265 bin adet, toplamda ise 1,2 milyon adedin üstünde araç satıldı. 2024 yılına baktığımızda, ilk 6 ayda geçen yıla göre bir düşüş söz konusu. Ekonomideki beklentiler, kurlardaki artış beklentileri, pazarı beklemeye soktu. Ancak beklenen artışların yaşanmadığını gözlemliyoruz. Küresel ekonomideki belirsizlikler ve enflasyondaki artış nedeniyle 2024’te pazarın 2023’e göre bir miktar daralması bekleniyor. İlk dönem ekonomideki belirsizlik nedeniyle ötelenen talepler ikinci 6 ayda pazara yansıyacaktır. Aynı zamanda markaların yaptığı cazip kampanyalarda karşılığını görecektir diye düşünüyoruz. Ayrıca, elektrikli araçlara olan ilginin artması ve yeni modellerin piyasaya sürülmesi gibi bazı olumlu gelişmeler de bekleniyor.

Škoda açısından baktığımızda ise, çok geniş bir ürün gamıyla çok farklı müşteri kitlesine ve ihtiyaçlara yanıt verecek modellere sahibiz. Bu yıl daha da gençleşen, daha fazla teknoloji ve çeşitlilik sunan ürün gamımızla iddiamızı daha da artırmış olacağız. Özellikle 2024’ün bundan sonraki sürecinde, sürekli olarak yeni modellerimizle Škoda isminden sıkça söz ettireceğiz. Bu yıl ürün atağımıza Mart ayında yenilenen Scala ve Kamiq modelleriyle başladık. Haziran ayında ise yeni nesil Superb showroomlarda olacak ve hemen ardından Temmuz ayında en çok tercih edilen modellerimizden Octavia’yı sunmaya başlayacağız. Sınıfında önemli bir referans model olan Škoda Kodiaq ve sözünü ettiğimiz modellerin getireceği katkılarla birlikte 45 bin adetlik bir satış performansı ortaya koymayı hedefliyoruz.

Otomotiv pazarı, fosil yakıtlı araçlardan çevreci araçlara evriliyor. Sizce Türkiye otomotiv sektörü bu değişime hazır mı?

Türkiye otomotiv sektörü bu değişime ayak uydurmak için önemli adımlar atıyor, ancak yapılacak daha çok iş var. Yerli otomobil projesi TOGG’un da bu alanda önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum. Elektrikli araç şarj altyapısının geliştirilmesi, teşviklerin artırılması ve Ar-Ge yatırımlarının çoğaltılması gerekiyor. Skoda olarak biz de yakında Türkiye pazarına sunacağımız Enyaq modelimiz ile elektrikli araç atağımızı başlatmak istiyoruz. Gerek bayi altyapısı gerekse eğitimli teknisyen ihtiyacını karşıladıktan sonra elektrikli araç tercih eden tüm kullanıcılara tam bir ekosistem içerisinde e-mobilite çözüm ortağı olarak hizmet vermeyi amaçlıyoruz. Mobil şarj hizmeti de bu sistem içerisinde yer alacak ayrıcalıklarımızdan en önemlisi olacak. Markası modeli ne olursa olsun her elektrikli araca mobil şarj ekiplerimiz ile bulundukları yerde hizmet vermeyi planlıyoruz.

Dünyada ve Avrupa’da otomotiv sektöründe çevreci araçlarla ilgili gelişmeleri değerlendirir misiniz?

 Sizin de bildiğiniz gibi AB Konseyi, üye ülkelerin 2035 yılından itibaren otomobillere ve hafif ticari taşıtlara katı karbon emisyon standartları getirecek yasayı onayladıklarını açıkladı. Bu yasaya göre, otomobil üreticileri, 2035’e kadar karbon emisyonlarını sıfırlayacak. Böylece AB ülkelerinde söz konusu tarihten itibaren karbon salan benzinli ve dizel de dahil içten yanmalı motora sahip yeni otomobil satışı yapılamayacak. Almanya, Norveç ve Hollanda gibi ülkeler bu alanda lider konumda. ABD’de de elektrikli araçlar için büyük teşvikler sunuyor. Bu trend, otomotiv devlerinin elektrikli araç üretimine ciddi yatırımlar yapmalarını ve Ar-Ge faaliyetlerini hızlandırmalarını sağladı.

Otomotiv sektörü dijitalleşme ile de dünyada önemli bir değişim ve dönüşümden geçiyor. Sizce dijitalleşmenin hayatımıza ve sektörlere etkileri nelerdir?

Dijitalleşme, son yıllarda hayatımızın her alanını etkileyen ve dönüştüren bir güce dönüştü. Otomotiv sektörü de bu değişimden nasibini alan en önemli sektörlerden birisi oldu. Dijitalleşme, otomotiv sektöründe üretimden satışa kadar her aşamaya büyük değişiklikler getiriyor. Üretimde yapay zeka ve otomasyon sistemleri verimliliği artırırken, satış ve pazarlama süreçlerinde dijital platformlar müşteri deneyimini iyileştiriyor. Araç modelleri, fiyatları, teknik özellikleri ve kullanıcı yorumları gibi bilgilere internet üzerinden kolayca ulaşabiliyoruz. Araç satın alma ve yedek parça alışverişi gibi işlemleri online olarak yapabiliyoruz. En önemli getirilerinden biri de otonom sürüş teknolojisinin gelişmesi olarak öne çıkıyor. Otonom araçlar, kazaları önleme ve trafik akışını optimize etme gibi birçok konuda fayda sağlayabilir. Araç içi dijital çözümler, sürüş güvenliğini ve konforunu artırıyor. Bu süreç, sektörün müşteri odaklı ve daha verimli hale gelmesini sağlıyor. Müşterilerimiz, araçlarıyla ilgili sorunları ve isteklerini dijital platformlar üzerinden kolayca iletebiliyor ve bu sayede daha hızlı ve daha iyi bir hizmet alabiliyorlar.

Önümüzdeki dönemde paylaşım ekonomisinin Otomotiv sektörünü nasıl etkilemesini bekliyorsunuz?

Mobilite kavramı, şehir içi ulaşımın daha verimli ve sürdürülebilir hale getirilmesi ihtiyacından doğdu. Bugün mobilite, sadece bir yerden bir yere gitmeyi değil, aynı zamanda ulaşımın çevresel ve ekonomik sürdürülebilirliğini de ifade ediyor. Paylaşım ekonomisi, araç paylaşımı ve mikro mobilite çözümleri (scooter, bisiklet paylaşımı) ile hızla büyüyor. Türkiye’de de bu alanda önemli yatırımlar yapılıyor ve paylaşım ekonomisinin otomotiv sektörüne olan etkisinin giderek artacağını öngörüyoruz.

Globaldeki gelişmeleri de göz önüne aldığımızda 10 yıl sonra otomotiv sektöründe faaliyet gösterecek paydaşları ne gibi yenilikler bekliyor?

Önümüzdeki 10 yıl içinde otomotiv sektöründe elektrikli ve otonom araçların yaygınlaşması, yapay zeka destekli sürüş teknolojileri, akıllı şehir altyapıları ve 5G bağlantılı araçlar gibi yenilikler öne çıkacaktır. Sürdürülebilirlik, otomotiv sektöründe önümüzdeki 10 yılda en önemli önceliklerden biri olacaktır. Ayrıca, çevresel sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi prensipleri daha da önem kazanacaktır. Sektör paydaşları, bu yeni teknolojilere ve sürdürülebilirlik hedeflerine uyum sağlamak zorunda kalacak. Üreticiler, daha çevre dostu araçlar ve üretim süreçleri geliştirmeye odaklanacaktır.

Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisine olan katkısı hakkında ne düşünüyorsunuz?

 Otomotiv sektörü, Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biridir. Üretimde istihdam ve ihracat kapasitesi ile ekonomiye büyük katkı sağlıyor. Türkiye, özellikle Avrupa pazarına yönelik model ve yan sanayi üretim kapasitesi ile önemli bir oyuncu konumunda. Otomotiv sektörü, doğrudan ve dolaylı olarak yüz binlerce kişiye istihdam sağlıyor. Büyük otomobil fabrikalarından yan sanayiye, satış ve servis ağlarından lojistik hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede istihdam imkânları sunuyor. Türkiye otomotiv sektörü, global trendleri takip ederek ve gerekli adımları atarak rekabetçiliğini sürdürebilir. Yüce Auto Skoda olarak biz de bu dönüşümün bir parçası olmaktan gurur duyuyor ve yenilikçi çözümlerle müşterilerimize en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next