KORAY ÖZTOPÇU
GARANTİ BBVA TÜKETİCİ FİNANSMANI DİREKTÖRÜ
SÜRDÜRÜLEBİLİR E-MOBİLİTE VE GELECEĞİ
SÜRDÜRÜLEBİLİR E-MOBİLİTE ULAŞIMDA GELECEĞİMİZİ ŞEKİLLENDİRİRKEN, ELEKTRİKLİ MOBİLİTE VE YENİ EKOSİSTEM BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR. DÜNYA ÇAPINDA FARKLI YOLLARDA SEYAHAT EDEN ELEKTRİKLİ ARAÇ SAYISI ARTARKEN ELEKTRİFİKASYON, ULAŞIMIN NİHAİ ENERJİ TÜKETİMİNİ KARBONDAN ARINDIRMANIN EN UYGUN MALİYETLİ VE VERİMLİ YOLU OLARAK KENDİSİNİ GÖSTERİYOR.
İklim kriziyle mücadele kapsamında ortaya konulan hedefleri gerçekleştirmek için nihai tüketimi mümkün olduğunca elektrikli hale getirmemiz önem kazanıyor. 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak üzere küresel olarak satılan araçların 2030’a kadar yüzde 60’ının, 2035’a kadar da yüzde 100’ünün elektrikli olması gerekiyor. Özellikle elektrikli arabalar, içten yanmalı araçlara (dizel veya benzinli) göre 5 kata kadar, hidrojenli araçlara göre ise 2,3 kat daha verimli olabiliyor.
Sürdürülebilir mobilite emisyonları azaltmanın çok ötesine geçerken, ulaşım ihtiyacında yeni ekosistem gelişimi milyarlarca insanın yaşamını ve geçimini iyileştirme potansiyeline sahip. Sürdürülebilir kalkınmanın özünde insanların ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra gelecek nesillerin beklentilerine de cevap vermek yer alıyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR E-MOBİLİTE TANIMI GENİŞLEYEREK KAPSAYICILIĞI ARTIYOR
Sürdürülebilir e- mobilite sistemini “bireylerin, şirketlerin ve toplumun temel erişim ve kalkınma ihtiyaçlarının güvenli bir şekilde, insan ve ekosistem sağlığıyla tutarlı bir şekilde karşılanmasına olanak tanıyan ve eşitliği teşvik eden bir sistem” olarak tanımlayabiliriz. Burada güvenli, uygun fiyatlı, erişilebilir, verimli ve dayanıklı bir şekilde, günümüzün ve gelecek nesillerin yararına olacak şekilde ekonomik ve sosyal kalkınmayı ilerleterek, insanların ve malların hareketliliği için hizmet ve altyapının sağlanmasıyla beraber karbon ve diğer emisyonlar ile çevresel etkiyi en aza indirmek ana hedeftir.
Gelecekte uygun maliyetli ve sürdürülebilir mobilite seçeneklerinin sağlanması da dahil olmak üzere bir dizi yenilikçi trend, küresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olacak.
Paylaşılan hareketlilik, emisyonların ve trafik sıkışıklığının azaltılmasında önemli bir rol oynarken, çeşitli ulaşım modlarını (arabalar, scooterlar, e-bisikletler) paylaşarak, sahip olduğumuz araçların günün çoğunda boşta kalmasını önleyebilir ve daha azıyla daha fazlasını yaparak araç kullanımını optimize edebiliriz. İnsanların ulaşım araçlarına sahip olmadığı, kullanım başına ücret ödediği ‘sahiplik’, özellikle kentsel alanlarda alışkanlıklarımızı şimdiden değiştirmeye başladı.
SÜRDÜRÜLEBİLİR MOBİLİTE, EMİSYONLARI AZALTMANIN ÇOK ÖTESİNE GEÇERKEN, ULAŞIM İHTİYACINDA YENİ EKOSİSTEM GELİŞİMİ MİLYARLARCA İNSANIN YAŞAMINI VE GEÇİMİNİ İYİLEŞTİRME POTANSİYELİNE SAHİP. SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN ÖZÜNDE İNSANLARIN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMANIN YANI SIRA GELECEK NESİLLERİN BEKLENTİLERİNE DE CEVAP VERMEK YER ALIYOR.
KATI HAL PİL TEKNOLOJİSİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EKSENİNDE SÜRÜŞ MENZİLİ İÇİN ÖNEMLİ BİR KONUMA GELİYOR
Batarya teknolojisi de elektrikli araçlarla beraber gelişirken, lityum pil ilk olarak Gilbert N. Lewis tarafından 1912 yılında keşfedildi. İlk yeniden doldurulamayan pil hücreleri ise 1970’lerin ilk yıllarında ortaya çıkarken, yeniden doldurulabilir lityum iyon pillerin piyasaya sürülebilmeleri yaklaşık 20 yıllık bir çalışmadan sonra mümkün oldu. İlk ticari versiyon 1991 yılında John B. Goodnogh yönetimindeki çalışma grubu tarafından geliştirilip, tüketicilerin kullanımına kamera ve kişisel müzik çalarlar ile sunuldu.
Günümüzde batarya tekonolojisi gelişmeye devam ederken, “katı hal” bataryaların geliştirilmesinde adımlar atılıyor. Katı hal pil teknolojisi olarak adlandırılan teknoloji, günümüzde kullanımda olan lityum iyon pillerin tek şarjla sağladığı sürüş menzili ve alev alma riski gibi sorunlarının çözümü için en umut verici gelişme olarak değerlendiriliyor.
Geliştirme takvimleri defalarca ertelenmiş olsa da, dünyanın en büyük pil malzemeleri üreticileri katı hal pillerin 2030 yılına kadar küresel pazarın yüzde 10’undan fazlasını ele geçirmesini bekliyor.
Birçok araştırmaya göre otomobil üreticilerinin elektrikli araçlardaki ticari gelişiminin “son altı ila dokuz ayda gerçekten hızlandığını” gösteriyor. Sanayileşmesinin ilk aşamasının da 2025-2027’de başlayacağı, 2030 yılına gelindiğinde araçlarda batarya teknolojisinde de daha büyük gelişmeler ve daha uzun menzilleri göreceğimiz beklentileri giderek artıyor. Katı hal pil teknolojisi, bir elektrikli aracın geleneksel arabalara göre sınırlı sürüş menzilini, yeniden şarj etme sürelerini ve aşırı ısınmanın neden olduğu güvenlikle ilgili endişeleri giderme potansiyeline sahip olacak, sürdürülebilir e-mobilite adımlarını hızlandıracak.