ODMD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Bozkurt Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“Türkiye’nin otomotiv üretim üssü olmasının tam zamanı”

“Çevreci araç pazarının Türkiye iç pazarında desteklenmesi, yeni teknolojilerin pazarda yaygınlaşması ve gelişimini önemsiyoruz.

Ayrıca tüketici alışkanlıklarının oluşması konusunun teşvik edilmesini, otomotiv ekosisteminin ana sanayisiyle ve yan sanayisiyle dünyadaki gelişmelere paralel olarak gelişmesi açısından çok değerli buluyoruz.”

 

ALİ HAYDAR BOZKURT

ODMD Yönetim Kurulu Başkanı

Sizce 2022 yılı otomotiv sektörü yönünden nasıl geçti?

Öncelikle, ülkemizde birçok ilimizi ve insanımızı etkileyen deprem felaketinin üzüntüsü içinde olduğumuzu belirtmek isteriz. Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet ve yaralılarımıza şifa diliyoruz. Temennimiz bölgede etkilenen tüm vatandaşlarımızın en kısa zamanda yaralarının sarılması. Bu zor günleri hep birlikte, dayanışma ile atlatacağımıza inanıyoruz.

Türkiye otomotiv sektörü toplam pazarı 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 7 artarak 827 bin147 adet, üretim yüzde 6 artarak 1 milyon 352 bin 648 adet ve ihracat yüzde 3,5 artarak 970 bin 124 adede ulaştı. İhracat değeri ise yüzde 5,5 oranında artarak 31 milyar 508 milyon dolar seviyesine geldi. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı ise, bir önceki yıla oranla yüzde 6,2 artarak 783 bin 283 adetlik bir sonuçla yılı tamamlandı. Bunun 592 bin 660 adedini (yüzde 5,5 artışla) otomobil, 190 bin 623 adedini ise (yüzde 8,6 artışla) hafif ticari araç satışları oluşturdu.

2021’in son çeyreğinden itibaren, 2022 yılının belirsiz bir yıl olacağı tahmin ediliyordu. Ham madde, çip krizi gibi etkenler zaten gündemdeydi. Ancak bunların hemen ardından gelen Rusya-Ukrayna savaşı, sonrasında yaşanan enerji krizi ve dünyayı saran enflasyon gündemi sebebiyle üretimde aksamalar yaşandı ve pazar tahmini yapmak giderek daha da zorlaştı. Yeni araç temini tarafında arz yetersizliği ile otomobilin üretim aşamasındaki döviz bazlı maliyetindeki artış da devam etti. Dünya genelindeki emtia ve lojistik fiyatlarının yükselişi ve bu yükselişin Türkiye pazarına yansımaları da yaşandı. Hem dünyada hem Türkiye’deki gelişmeler nedeniyle sürecin yönetilmesi hassasiyet gerektirdi.

Diğer yandan otomobil alımında en önemli unsurlardan biri olan finansmana erişimde, kredi başvurularında olumsuz sonuçlanma sebebiyle azalma söz konusu oldu. Dolayısıyla 2022 yılı içinde çok sayıda belirsizliği barındıran ve tüm gelişmeleri anlık olarak takip etmeyi gerektiren, yönetmesi hassasiyet gerektiren bir yıldı diyebiliriz.

2022 yılı, otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisine sağladığı katkıyı bir kez daha vurguladı. 2022’de otomotiv sektörü 31,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi ve sektörün son 17 yılda yarattığı cari fazla 78 milyar dolar oldu. Bu yıl toplanan yaklaşık 367 milyar TL’lik Özel Tüketim Vergisi’nin 138 milyar TL’lik kısmı, yani yaklaşık yüzde 40’ı otomotiv sektörüne aitti. Ayrıca sektör 23 milyar TL civarında MTV geliri de sağladı. 80 bin kişiye direkt, 500 bin kişiye de dolaylı olarak istihdam sağlayan otomotiv sektörünün, ekonomiye olumlu katkılar sağlayarak değer yaratmaya devam ettiğini söyleyebiliriz.

Otomotiv sektöründeki değişim

Dünya ve Türkiye otomotiv pazarı ciddi bir dönüşümden geçiyor. Otomotiv pazarı, fosil yakıtlı araçlardan elektrikli ve hibrit araçlara evriliyor. Sizce Türkiye otomotiv sektörü bu değişime hazır mı?

Küresel arenada rekabet üstünlüğümüzü korumak ve daha da geliştirmek, yeni yatırımların yeni teknolojilerle beraber ülkemize gelmesi bakımından iç pazarın büyüklüğü, ileriye dönük sağlıklı kararlar alabilmek için güven ve istikrar ortamı önem taşıyor. Bu bakımdan yeni teknolojileri dikkate alarak, yakın geleceğe gerek altyapı gerekse mevzuat düzenlemeleri ile hazırlıklı olmak ve küresel arenadaki rekabetçi gücümüzü mutlaka korumak gerekiyor.

Avrupa Komisyonu 14 Temmuz 2021 tarihinde “Fit for 55”i sunmuş olup buna göre Avrupa Yeşil Mutabakatı 2030 yılında yüzde 55 karbon azaltımını ve 2050 yılında karbon nötr hedefini öngörüyor. Örneğin otomobil ve hafif ticari araçlar için emisyonların 2030’da 2021’e göre yüzde 55, 2035’te ise yüzde 100 azaltımı söz konusu. 2035 itibari ile içten yanmalı otomobillerin yasaklanması hedefleniyor.

Türkiye’nin mevcut iklim değişikliği stratejisi ve eylem planını güncelleyip, aslında 2022 sonuna kadar teknik içeriğini ilgili tarafların katılımıyla oluşturup onaya sunması hedefleniyordu. Ülkemizde bir karbon fiyatlandırma mekanizması oluşturması da hedefler arasında yer alıyor.

Yeşil Mutabakat’ın getirdiği sınırda karbon vergisi uygulamasının da bu konuda etkili olacağı düşünülüyor. Emisyon ticareti çalışmaları sürüyor.

Tüm bu çalışmaları kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve akademi iş birliği ile hayata geçirmek gerekiyor. Özel sektörün yürüttüğü çalışmaların da bu dönüşüm yolculuğuna katkısı önemli.

12. Kalkınma Planı hazırlık çalışmalarında bu konuların bir bölümü yer alıyor. Biz de sektörel dernekler olarak katkı sunmaya çalışıyoruz. Önerilerimizi ilgili toplantılarda da dile getiriyor, rapora eklenmesi için paylaşıyoruz.

Çevreci araç pazarının Türkiye iç pazarında desteklenmesi, yeni teknolojilerin pazarda yaygınlaşması ve gelişimini önemsiyoruz. Ayrıca tüketici alışkanlıklarının oluşması konusunun teşvik edilmesini, otomotiv ekosisteminin ana sanayisiyle ve yan sanayisiyle dünyadaki gelişmelere paralel olarak gelişmesi açısından çok değerli buluyoruz.

24 Kasım 2022 tarihi itibariyle matrah tutarlarının güncellenmesi ile ilgili olarak sektörde uzun zamandır dile getirdiğimiz düzenlemenin yapıldığını gördük. Ancak matrah tutarlarındaki artışların etkisi sınırlı oldu. Aslında Türkiye’nin otomotiv üretim üssü olmasının tam zamanı olduğunu düşünüyoruz.

Avrupa’da ve Türkiye’de elektrikli ve hibrit araçlar pazarını rakamlarla değerlendirir misiniz?

Avrupa Otomobil Pazarı’nda 2022’de satılan otomobilleri yakıt tiplerine göre incelediğimizde; elektrikli otomobillerin yüzde 12,1, hibrit otomobillerin yüzde 22,6, plug-in hibrit otomobillerin yüzde 9,4, benzinli otomobillerin yüzde 36,4, dizel otomobillerin ise yüzde 16,4 pay aldığını görüyoruz.

Türkiye’de 2022 yılı için motor tipine göre otomobil satışlarına baktığımızda; benzinli otomobilin yüzde 69, dizel otomobilin yüzde 17,4, hibrit otomobilin yüzde 10,9, oto gazlı otomobilin yüzde 1,4 ve elektrikli otomobilin ise yüzde 1,3 pay aldığını biliyoruz.

“Türkiye’deki otomobil tüketicisi yeniliklere oldukça açık”

Dünya’da ve Türkiye’de elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşması için gerekli en önemli altyapılardan biri de elektrikli araç şarj istasyonları ve bu konuda yapılması gereken üretimler. Bu konuyla ilgili açıklanan destek paketini nasıl değerlendiriyorsunuz, sizce yapılması gerekenler nelerdir?

Avrupa başta olmak üzere tüm dünya ülkeleri çevreci otomobiller konusunda ciddi kararlar alıyor. Elektrikli otomobillere baktığımızda ise “yaygınlaşma” kelimesinin sık kullanıldığını görüyoruz. Yaygınlaşmanın sağlanması bakımından altyapı hazırlıklarını çok önemli buluyoruz. Avrupa ülkelerinde şarj altyapılarına dair yapılan öngörülere bağlı olarak önemli hazırlıklar bulunuyor. 2035 hedefi ile birçok Avrupa kentinde karbon nötr olmak üzere yeni ve çevreci teknolojilere doğru önemli teşvikler ve hazırlıklar söz konusu. Bu bakımdan değerlendirildiğinde, Türkiye’de 2 Nisan 2022 tarihinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan Şarj Hizmeti Yönetmeliği’nin ve altyapının gelişmesinin oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz.

Hem lisans alan şirket sayısı hem şarj istasyonu sayısı her geçen gün artıyor.

Türkiye’deki otomobil tüketicisi yeniliklere oldukça açık. Bu konuda yapılan araştırma sonuçları da bunu destekliyor. Satın alma tercihinde artış için çevreci teknolojilerin desteklenmesi ve altyapı çalışmalarının sürdürülebilir şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Sektörün gelişimi yönünden hükümetten beklediğiniz yasal düzenlemeler nelerdir?

İç pazar adetlerini olması gereken seviyelere taşıyacak uygulamalar araç parkımızın gençleşmesi bakımından da gerekli. Tüm bu önemli faktörler göz önüne alındığında kademeli bir özel tüketim vergisi indirimi ile otomotive uygulanan özel tüketim vergilerinin sıfırlanması tüketiciler, Türkiye ekonomisi ve sektörün büyümesi, gelişmesi için pek çok fırsat doğuracağına inanıyoruz.

Bu önerilerimizi oldukça detaylı çalışmalar ve projeksiyonlar ile 2022 sonunda Bakanlıklarımız ve kamuoyu ile paylaştık. Yüksek ÖTV, otomobile ulaşımı zorlaştırıyor, iç pazar adetlerinin olması gereken seviyelere ulaşmasını engelliyor. Bu sebeple, sınırlı iç pazara bağlı olarak yeni üretim yatırımları Türkiye’yi tercih etmiyor. Dolayısıyla yaşlı araç parkı problemi her sene daha da büyüyor, yeni teknolojilere sahip araçlar sunulamıyor.

ÖTV, bir gecede sıfırlanırsa ne olur diye baktığımızda; devlet için önemli bir vergi kaybı olacağını biliyoruz, mevcut araç envanterinin değeri de düşer. Çözüm ise; ÖTV’yi kademeli olarak uzun vadede düşürmek, otomotiv sektörünün stratejik yol haritasını oluşturmak ve duyurmak, yol haritasına sadık kalmaktır.

Son olarak sektörün 2023 beklentilerini ve öngörülerini okuyucularımızla paylaşır mısınız?

IMF’nin raporunda, Türkiye ekonomisinin 2023’e ilişkin büyüme tahmini yüzde 3 olarak korunurken, ülke ekonomisinin 2024’te de yüzde 3 büyüyeceği öngörülüyor.

Otomotiv sektörü daima ekonomi ile paralel hareket eden bir sektör konumunda yer alıyor. Otomotiv sektörü bakımından 2023’ün, arzı etkileyen faktörlerin tamamı yönünden normalleşme yılı olmasını umuyoruz. Avrupa pazarının 2023 yılında 14,5 milyon adet civarında olacağı öngörülüyor. Son verilere göre 2022 kapanışı ise 15 milyonun biraz üzerinde gerçekleşti. Arzda yaşanan sorunların devam etmesi nedeniyle, normalde 19-20 milyon olması beklenen pazar ancak bu seviyelere çıkabilecek.

Otomotiv sektörü yönünden 2023 için tahminler yapılırken, global piyasalardaki gelişmeleri de değerlendirmek gerekiyor. Şu anda Rusya-Ukrayna savaşı devam ediyor; tedarik sorunları çözülebilmiş değil ve karşımıza enflasyon ile artan maliyetler de çıkıyor. Diğer yandan özellikle arz konusunda yaşanan sıkıntılarla, 2018’den bu yana hem filo hem perakende tarafında ertelenen bir talep olduğunu görüyoruz. Normal şartlarda pazarın 1 milyonun üzerinde olacağını ifade edebilirdik fakat mevcut parametreler, arz sorunlarının, kredi sınırlamalarının bu rakamlara ulaşmanın önünde engel teşkil edeceğini gösteriyor. 2023 yılı Türkiye toplam otomotiv pazarının yaklaşık 850 bin adet civarı ile sonuçlanacağını öngörüyoruz.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next