Garanti BBVA Tüketici Finansmanı Direktörü Koray Öztopçu Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARINDAKİ DEĞİŞİM VE MOBİLİTENİN GELECEĞİNİ TANIMLAMAK

Koray Öztopçu

GARANTİ BBVA

Tüketici Finansmanı Direktörü

Otomotiv endüstrisi, pandemi sonrasında farklı bir etkileşimde hızla gelişiyor. Bu eksen değişimi, geçen 10 yılda yeni bir ekosisteme ve çağa, son yüz yılda gördüğümüzden daha fazla dönüşümle adım atmamızı sağladı. Pandemi sonrasında kısmen otonom bağlantılı ve elektrikli araçlar gibi teknoloji odaklı trendlerin ortaya çıkışıyla beraber yatırımlar hızlandı. Aynı zamanda mobilite, tüketici davranışlarında da değişime yol açtı. Bu değişimin bir sonucu olarak gelecek 10 yılda, otomotivde yeni bir ekosistem oluşacak ve buna bağlı finansman ürünlerinde de dönüşüm gerçekleşecek.

Otomotiv endüstrisinde dijital dönüşüm

2000’li yıllarda otomotiv sektöründe konfor, güvenlik ve ulaşımın çevresel etkisiyle ilgili müşteri beklentileri hızla arttı. Sonrasında gelişen tüketici talepleri, araçlarda her türlü yazılımın kullanımına imkân sağladı. Elbette tüm bunlar, daha tüketici merkezli bir bakışı benimseyen otomobil üreticileri üzerinde, yazılım geliştirme ar-ge yatırımlarını şekillendirdi.

Tüketiciler e-mobiliteye geçmeye hazır

Henry Ford’un; 1914’te “Model T” adı verilen, siyah, kutu gibi, kullanılması ve onarımı kolay otomobil modelinin seri üretime başlamasıyla birlikte üretim süresinde büyük bir kısalma yaşandı. 1930’lu yıllarda bir otomobile sahip olmak üst düzey zenginliğe işaret ederken, özellikle Amerikan otomobilleri statüyü simgelemekteydi. Birçok tüketici için araba sahibi olmak hala bir statü sembolü olmaya devam ediyor. Diğer yandan çoğu otomobil, zamanını ev veya işyerlerinin otoparklarında geçiriyor. Hatta Avrupa’da ortalama bir otomobil yaklaşık yüzde 90 oranında park halinde duruyor ve birçok araştırmanın ortaya koyduğu gibi bu rakam son çeyrek yüzyılda neredeyse hiç değişmiyor.

Araç sahipliğiyle birlikte gelen önemli maliyetler, trafik yoğunluğu, kentsel alanlarda park yeri bulma sorunu, yüksek sigorta primleri ve bakım maliyetleri pek çok tüketiciyi mobilite çözümlerine yöneltiyor. Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre; araç sahiplerinin yüzde 96’sının yüzde 48’i e-mobilite alternatif çözümlerine açık olduklarını iletirken, mobilite hizmetlerinin, 2027 yılına kadar 145 bin 460 milyon dolara ulaşması bekleniyor.

Dünyada paylaşımlı mobilite çözümleri giderek öne çıkıyor

Mikromobilite, yoğun kentsel alanlarda kişisel ulaşım için kullanılan bisiklet ve scooter gibi düşük hızlı araçları temsil ediyor. Araç paylaşımı ise belirli süreler için bir üyelik ile uygulama üzerinden doğrudan araç kiralama, mikro toplu taşıma büyük araçların kiralanıp, sabit rotada paylaşıldığı yapılar, otonom araçlar ise sürücüsüz araçlar anlamına geliyor.

Geleceğe baktığımızda da mobilite taşıma hizmetlerini tek bir platformda birleştiren abonelik tabanlı platformların daha fazla kullanılacağı tahmin ediliyor.

Tüketici; otomobilde daha fazla zaman geçirirken, sürüş için daha az zaman harcamak istiyor

Paylaşılan mobilite çözümlerinin patlaması ve otonom araçların ortaya çıkışı, insanların araçlarda daha fazla, ancak sürüşte daha az zaman geçirmesine yol açıyor. Gelecekte yola odaklanmak ve A noktasından B noktasına güvenli bir şekilde gitmek için harcanan zaman, artık teorik olarak başka bir şey yapmak için harcanabilir hale gelebilecek gibi görünüyor.

Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre; günde en az bir saat araç kullanıyor, otonom sürüş teknolojisinin gelişmesine bağlı olarak, sürücüsüz araçların yalnızca 2030 yılına kadar yolcular için 1,9 trilyon dakikaya kadar boş zaman yaratacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla, otonom araçlardaki sürüşle eskiden daha az araç erişimi olan kişiler için (engelliler, insanlar, yaşlılar, çocuklar gibi) farklı olanaklar sağlanabileceği, yolda gelip giderken kullanılan sürüş vaktini çalışmak, sohbet etmek veya eğlenmek gibi başka aktivitelerle değerlendirilebileceği öngörülüyor.

Yeni e-mobilitenin finansmanı önem arz edecek

Yeni e-mobilite ekosisteminde temiz teknolojinin finansmanı, karbonsuzlaştırmanın anahtarı olan projeler ile oluşan yeni ekonominin kapsayıcı ve sürdürülebilir olması sosyal gelişimi de beraberinde getirecek.

Sürdürülebilir tüketici finansmanı, e-mobilite adımlarını dijital çözümler aracılığıyla atarken, entegre ulaşımın desteklenmesi ve bu alanda büyümek için çözümler üretmek daha da önemli hale geliyor. Ulaşımda e-mobilite ile oluşan yeni segmentlerin kapsaması gereken tanımlanmış ihtiyaçlarını belirlemek de önem arz edecek.

Garanti BBVA; daha çevreci bir gelecek için sürdürülebilir tüketici finansmanı bakış açısıyla e-mobilite adımlarını desteklemeyi aralıksız sürdürerek, bu yapılarla Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye geçişine katkı sağlamaya devam ediyor.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next