Yeditepe Üniversitesi İİBF Ekonomi Bölümü, Doç. Dr. Çağrı Levent Uslu Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“2023, ekonomi tarihimizin en öngörülemez yılı olmaya aday görünüyor”

Doç. Dr. ÇAĞRI LEVENT USLU

Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü

“Son montaj ve ara mamul üretiminde hatırı sayılır bir ekonomik büyüklüğe sahip olan Türkiye otomotiv sanayinin, takip eden süreçte tasarım ve fiyatlama açısından da dünya ekonomisinde kendine yer bulacağını umuyorum.”

Türkiye ekonomisinin 2022 yılının son günlerinde nasıl bir seyir izlemesini bekliyorsunuz?

Geçmiş yılların son çeyrek makroekonomik değerlerine bakıldığında söz konusu dönemde olağan dışı dalgalanmalarla pek karşılaşılmaz. Yeni eğitim yılının başlaması, kış mevsiminin oluşturduğu hantallık, tarımsal üretimde mevsimsel durgunluk gibi faktörler bu durumun nedenleri olarak sayılabilir. Ancak 2022 yılı hem yurt içinde hem yurt dışında olağan dışı gelişmeler yaşadığımız bir yıl oluyor. Yurt içinde yaklaşan seçim, yurt dışında

Rusya – Ukrayna savaşı hem Türkiye’de hem de dünyada öngörülemez ve dalgalı bir ekonomik seyir beklentimizi artırıyor.

2022 yılı biterken ekonomik açıdan ülkeyi bekleyen olumlu ve olumsuz faktörler sizce neler olacaktır?

Maalesef 2022’nin sonuna kadar olumlu beklentilerden bahsedemeyiz. Öte yandan, Türkiye ekonomisinin son 8-10 ayda yaşadığı muazzam dalgalanmanın da geride kaldığı kanısındayım. Burada bahsettiğim dönem öncesi iklime geri dönüşten öte enflasyon, işsizlik, kurdaki artış hızının çok dalgalı olması gibi olumsuzlukların artık sıradanlaşması ve ekonomik aktörler tarafından içselleştirilmesi durumunu kastediyorum.

Pandeminin ardından Türkiye ekonomisi bu süreçten nasıl etkilendi, dünya ile kıyasladığımızda ülkemizin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hem Türkiye ekonomisi hem de Avrupa ekonomileri pandemi sonrası çok ciddi enflasyon sorunuyla karşılaştı. Ancak, Türkiye’nin maruz kaldığı enflasyonun kaynağına bakıldığında, özellikle Avrupa ekonomilerinden ciddi oranda farklılaştığını görüyoruz. Avrupa pandemi süresinde ötelenen talebin pandemi sonrası fiyatlar üzerinde baskı oluşturması ile birlikte Rusya – Ukrayna savaşının özellikle enerji fiyatlarını artırması sonucu maliyet yanlı şok yaşarken, Türkiye ekonomisinde yaşanan dalgalı seyir ve yüksek enflasyonun etkileri devam ediyor.

Pandemiyle geçen iki yılı aşkın sürenin ardından bugün dünya ekonomilerinin ekonomik ve sosyal tablosu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Dünya ekonomilerinin günümüzdeki temel probleminin, pandeminin verdiği hasardan öte Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği, başta ekonomik, sonrasında politik dengelerde yaşanan dalgalanma ve belirsizlik olduğu görülüyor. 2023 yılında dünya ekonomilerindeki temel tartışma meselesinin pandeminin ekonomilere verdiği hasarı bertaraf etmekten öte Rusya-Ukrayna savaşının zararını minimize etmek olacağını düşünüyorum. Biraz ironik bir şekilde şunu söyleyebiliriz ki; maalesef pandemi popülaritesini erken kaybetti.

“Seçim sürecinin etkilerini göz önüne almalıyız”

Döviz kurlarında hareketliliğin önümüzdeki dönemde devam etmesini bekliyor musunuz?

Söz konusu hareketliliğin ilerleyen günlerde devam etmesini bekliyorum. Kurların stabil bir seyirde gitmeyeceğini öngörebiliriz. Çok basit bir yaklaşımla, enflasyon oranının yüzde 80 olduğu bir ekonomide, döviz kurunda da benzer bir artış olması beklenir. Bu açıdan bakıldığında 2023 sonunda euro/TL kurunun 30-35 bandında olması muhtemel görünüyor. Ayrıca 2023 yılının Türkiye için seçim yılı olacağını görerek bu sürecin etkilerini de göz önüne almalıyız. Türkiye ekonomisinde rol alan aktörlerin seçimin galibiyle veya galip gelen parti/adayın önümüzdeki dönemde uygulayacağı ekonomi politikası ile ilgili bir bilgisi ya da en azından tahmini bulunmadığını düşünüyorum. 1980 sonrası Turgut Özal dönemini milat alırsak, 2023, ekonomi tarihimizin en öngörülemez yılı olmaya aday görünüyor.

Yıl sonuna yaklaşırken enflasyon ve altının seyri konusundaki beklentinizi paylaşabilir misiniz?

Enflasyonun önümüzdeki 4-6 ay arasında yatay bir seyir izlemesini bekliyoruz. Fotoğrafa olumlu açıdan bakacak olursak, enflasyonun geçen dokuz ayda olduğu gibi her ay yeni rekor kırmayacağını görebiliriz. Ancak stabil enflasyon ile stabil fiyatların birbirine karıştırılmaması gerekiyor. Önümüzdeki aylarda da fiyatlar yıllık bazda yüzde 80-90 civarında artacak ve yine maalesef önümüzdeki aylarda yüksek enflasyon sebebiyle, özellikle sabit gelirlilerin satın alma güçlerinde ciddi bir azalma yaşanacağını tahmin ediyoruz. Tam bu noktada, seçim öncesi süreçteki ekonomik kararların tutarlı ve yapıcı olması halinde, bu durumun enflasyon üzerinde olumlu etki oluşturacağını öngörebiliriz.

2023 yılına dair tahmin ve beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?

Dünya açısından Rusya-Ukrayna savaşı, Türkiye açısından da seçim dönemi, tahmin ve beklentilerimizi belirleyici süreçler olacak. Ancak şu da unutulmamalıdır ki, her ne kadar Türkiye ekonomisindeki sorunlar dünya ekonomilerini etkilemese de dünya ekonomilerindeki olumsuzlukların Türkiye ekonomisine yansıdığını biliyoruz. Yani burada bir çarpan, bir kaldıraç etkisinden bahsedebiliriz. Şu andan itibaren Türkiye ekonomisi doğru yönetilse de dünya ekonomisindeki olumsuzlukların bize de yansıması olacağını bekleyebiliriz. Bu sebeple, Türkiye ekonomisinin yönetim hatalarına düşmeden yol alması gerekliliğinin önemine inanıyorum. 2008 yılındaki Subprime Mortgage Krizi’ni ele alırsak, söz konusu kriz Türkiye ekonomisi teğet geçmediyse de Portekiz, İzlanda ve Yunanistan ekonomilerinin aldığı darbeler oranında etkilenmediğini biliyoruz. Zira o dönemdeki Türkiye ekonomisi daha sağlam temeller üzerine konuşlanmıştı. Yurt dışı kaynaklı krizlere karşı son derece kırılgan bir ekonomiye sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu kırılganlığın ciddi problemlere yol açmaması bir diğer ifadeyle ithal etmek zorunda kaldığımız krizin etkilerini bertaraf edebilmek için, yöneticilerin ekonomi biliminden ve Türkiye gerçeklerinden uzaklaşmadan politikalar üretmeleri gerekiyor. Bu şart altında 2023 yılı kötünün iyisi olarak atlatılabilir. Aksi taktirde gelecekte bugünleri tariflerken 2023’e özel bir paragraf açmamız gerekebilir.

“Elektrik devrimi büyük heyecan ve fırsatlara zemin oluşturuyor”

Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisine olan katkısı hakkında ne düşüyorsunuz?

1980’li yıllarda tekstil için kullanılan “lokomotif sektör” tanımı; 1990’larda otomotive, 2000 itibariyle ise inşaat sektörüne kaydı. Öte yandan son 5-10 yılda otomotiv sektöründe yaşanan “elektrik devrimi” büyük heyecan ve fırsatlara zemin oluşturuyor. Bu devrim, Amerika, Avrupa ve uzak doğu kökenli üreticiler ile rekabet açısından ciddi imkanlar sunuyor. Söz konusu fırsatların doğru değerlendirilmesi otomotiv sektörünü tekrar lokomotif sektör konumuna getirecek diye düşünüyorum. Bu açıdan bakıldığında, üretim bandından henüz çıkan Togg’un 5 yıl geç kalınmış olsa da Türkiye için son derece doğru, mantıklı ve umut vadeden bir gelişme olduğu kanısındayım. Başlangıçta yurt içi talebe yönelik üretim yapması kaçınılmaz görünüyor. Ancak uzun vadede Togg’un özellikle Balkan ülkelerinde kayda değer ticaret hadlerine ulaşacağını tahmin ediyorum.

Öte yandan, son montaj ve ara mamul üretiminde hatırı sayılır bir ekonomik büyüklüğe sahip olan Türkiye otomotiv sanayinin takip eden süreçte tasarım ve fiyatlama açısından da dünya ekonomisinde kendine yer bulacağını umuyorum. Bu olumlu fotoğrafa bir eleştiri, bir tavsiye olarak şunu eklemek isterim: Otomotiv sektöründe lider ülkelerde, örneğin Amerika’da Detroit, Almanya’da Stuttgart, Japonya’da Tokyo ya da İtalya’da Torino gibi, sektörün geliştiği cazibe merkezleri bulunuyor. Ancak ilerleyen süreçte otomotiv sektörü, iş gücü maliyeti önceliğinden dolayı, bu merkezlerin dışına doğru yönelmek durumunda kalıyor.  Benzer bir durumdaki Türkiye için, otomotiv sektörü dediğimizde ilk akla gelen Bursa-İzmit hattının dışındaki bir bölgede de (muhtemelen İç Anadolu) çekim merkezi oluşturması gerekiyor. Çünkü bu durum sektörde yer alan firmalara avantajlar sağlasa da uzun vadede aynı zamanda tehlike yaratıyor. Böylece, sektörün ülke ekonomisine olan olumlu etkisinin bölgesel olarak da ülke geneline yayılmış olacağını düşünüyorum.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next