CLEPA Genel Sekreteri Benjamin Krieger Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“İnovasyon, önümüzde duran devasa zorlukların üstesinden gelmemize yardımcı olacak”

BENJAMIN KRIEGER

CLEPA Genel Sekreteri

“Müşteri tarafından kabul görmek için, yalnızca performans ve güvenliğin iyileştirilmesine değil, aynı zamanda döngüselliğin sağlanmasına ve kıt malzemelere olan bağımlılığın azaltılmasına da odaklanmak gerekiyor. Çevre algısı ve yapay zekâ tabanlı karar verme teknolojileri için gelişmiş ancak güvenilir teknolojiler sürekli olarak geliştiriliyor ve şimdiden pazara hızla girmeye başlıyor.”

Yakın zamanda Avrupa Otomotiv Tedarikçileri Birliği (CLEPA) Genel Sekreteri olarak atandınız. Geçmiş iş deneyimlerinizden bahseder misiniz? Okuyucularımıza CLEPA’yı kısaca tanıtır mısınız? CLEPA’nın güncel çalışmaları ve projeleri nelerdir?

Genel Sekreter olarak atanmadan önce, dört yıl boyunca CLEPA Devlet İşleri Departmanı’na liderlik yaptım. Bu sayede organizasyonu ve temel meselelerini bilerek göreve başladım, bu da büyük bir avantajdı.

CLEPA, daha güvenli, daha akıllı ve daha sürdürülebilir mobilite için en gelişmiş bileşenleri ve yenilikçi teknolojileri sağlayan 3 binden fazla şirketi temsil eden Avrupa otomotiv tedarik sektörünün sesidir.

Otomotiv sektörü sürekli gelişiyor. İnovasyon bizim DNA’mızda var. İşimiz, AB politika topluluğunun, geleceğin mobilitesi için yenilikçi teknolojilerin ve çözümlerin lider sağlayıcısı olma vizyonumuzu benimsemesini sağlamak olarak belirtebiliriz.

Şu anki odak noktamızı, devam eden yeşil ve dijital ikili geçişi ve zorlukları fırsatlara dönüştürmek için, düzenleyici çerçevenin sağlanması ve geçiş sürecinde üyelerimizin desteklenmesi oluşturuyor.

Çalışma gruplarınız hakkında bilgi verir misiniz? Sektördeki son gelişmelere paralel olarak ne tür faaliyetler yapıyorlar?

CLEPA, bilgi alışverişi için bir platform görevi gören ve politika dosyaları için sektör pozisyonları geliştiren çalışma gruplarından oluşur. Kıdemli sektör yöneticileri her bir çalışma grubuna başkanlık eder, uzmanlık alanları çerçevesinde tavsiyelerde bulunur ve sekretaryayla birlikte grubu temsil etmeye hazırdır. Öncelikler ve stratejik yaklaşımlar, daha geniş bir alanı temsil eden derneğin yönetim organları tarafından benimsenir.

Güvenli, akıllı ve sürdürülebilir mobilitenin önemi

Otomotiv sektörünün yeni trendleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Otomotiv sektörü, Avrupa’nın ve dünyanın en büyük sektörlerinden biridir. Sektör, müşterilerimizin ve kullanıcılarımızın taleplerine ve politik hedeflere cevap veriyor ve bunları fırsata çeviriyor. Emisyon azaltma ve dijitalleşme, sektörü önemli ölçüde değiştirecek. Ancak ürünlerimizin ve mobilitemizin sürdürülebilirliğini daha da etkin bir şekilde geliştirmek için, daha geniş düşünmemiz ve tüm değer zinciri boyunca sürdürülebilirliği yönlendirmemiz gerekiyor. İnovasyon, önümüzde duran devasa zorlukların üstesinden gelmemize yardımcı olacak. Siyasi hedefler iddialı, açık ve makul olmalı diye düşünüyorum. Güvenli, akıllı ve sürdürülebilir mobilite tutkumuzdan ödün vermeden, en iyi neyin işe yaradığını belirlemek için mobilite çözümleri tedarikçilerine ve kullanıcılarına da güvenmeliyiz. Kişisel mobilite de dahil olmak üzere mobilitenin toplumumuz için önemini koruyacağına inanıyorum.

Önümüzdeki on yılda otomotiv teknolojilerinde ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz? Bu teknolojilerden hangisinin öne çıkacağını düşünüyorsunuz?

Önümüzdeki on yıl, bize otomotiv teknolojilerinde son derece önemli gelişmelere tanık olmayı vaat ediyor. Çevresel etkiyi en aza indirmeye ve yol güvenliğini en üst düzeye çıkarmaya yönelik amansız çaba, sektördeki araştırma ve yeniliklere hükmetmeye devam edecek. Araç tahriki açısından, özellikle pil ve yakıt hücreli elektrikli araçların pazar penetrasyonunu artırması nedeniyle önemli gelişmeler bekleniyor. Müşteri tarafından kabul görmek için, yalnızca performans ve güvenliğin iyileştirilmesine değil, aynı zamanda döngüselliğin sağlanmasına ve kıt malzemelere olan bağımlılığın azaltılmasına da odaklanılması gerekir. Araştırmalar elektrikli araçlar için pil geliştirmeye odaklanıyor ve önümüzdeki on yılda kullanılabilir, güvenilir, uygun fiyatlı ve yüksek performanslı çözümler sağlama açısından önemli ilerlemeler bekleniyor. Döngüsellik ihtiyacı tüm araçlarda bulunuyor. Örneğin, gövde parçalarının, yeni nesil araçlar için temel bileşenlerin ve yolcu bölmelerinin geliştirilmesi, geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir malzemelerin oranını artırarak yenilenemeyen kaynaklara bağımlılığı azaltma ihtiyacından kaynaklanacaktır. Araç otomasyonu ve bağlanabilirliği, yol güvenliğini önemli ölçüde artırma fırsatıyla da desteklenecek ve nihai hedef, Vision-Zero olarak adlandırılan ciddi yaralanmalara veya ölümlere neden olan olayların ortadan kaldırılması olacaktır. Çevre algısı ve yapay zekâ tabanlı karar verme teknolojileri için gelişmiş ancak güvenilir teknolojiler sürekli olarak geliştiriliyor ve şimdiden pazara hızla girmeye başlıyor.

“Sektörümüzde sürdürülebilirliği artırmaya yönelik çeşitli AB projelerine ve girişimlerine katılıyoruz”

Otomotiv sektörünün dünya ekonomik döngüsüne etkisi/katkısına ilişkin görüşleriniz nelerdir?

Otomotiv sektörünün ürettiği katma değerin, doğrudan ve dolaylı iş sayısı göz önüne alındığında, dünyada eşdeğeri az bulunur. Ortalama bir araba 30 bin parçadan oluşur. Sadece lojistiği düşündüğümüzde bu, genellikle dünyaya yayılan, ülkeler arasındaki ticareti ve iş birliğini teşvik eden tedarik zincirlerini içerir. Bu nedenle CLEPA, AB’nin ikili ve çok taraflı ticaret gündemini desteklemektedir. Ayrıca otomotiv sektörü, Avrupa’da ar-ge alanında en büyük özel yatırımcı konumunda bulunuyor. Tedarikçiler, inovasyona yılda 30 milyar euro’dan fazla yatırım yapıyor. Yakın tarihli bir Nabız Kontrolü Anketi*, yatırımların büyüdüğünü gösteriyor. Son olarak, ürünlerin ve insanların mobilitesinin, ekonomimizin ve büyümemizin temeli olduğunu belirtmek isterim.

E-mobilite hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Sektörü nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Otomotiv tedarikçileri Yeşil Anlaşma (Green Deal) hedeflerini tam olarak destekliyor. Biz de hızlı elektrifikasyonu iklim nötrlüğüne ulaşmak için önemli bir araç olarak görüyoruz. Elektrikli mobilite büyüyor ve teşviklerin, altyapının ve yeni bir elektrikli aracın ön maliyetini ödemeye hazır olan yerlerde giderek daha fazla Pazar payı bulacak gibi görünüyor. Üyelerimiz halihazırda elektrikli mobilite teknolojisini sunuyor.

Elektrikli mobilite birçokları için doğru çözüm olabilir, ancak (henüz) ulaşamadığı yerlerde başka bir seçenek olmalı. Avrupa Komisyonu’nun otomobiller ve kamyonetler için önerdiği CO2 düzenlemesiyle sağlanan sınırlı yolun, gereksiz endüstriyel, ekonomik ve sosyal riskler yarattığı konusunda endişelerimiz bulunuyor. En önemlisi, şu anda da tartışıldığı gibi hızlı elektrifikasyon, AB’de 500 binden fazla işi riske atıyor ve sektörün şu anda güçlü olduğu belirli bölgelere etkisi gittikçe artıyor.

Yeni araçlara odaklanmak mevcut filodan kaynaklanan emisyonları azaltmaz ve bu nedenle sera gazı emisyonunun azaltılmasını geciktirebilir. Ayrıca son jeopolitik gelişmeler, 2035 yılına kadar yalnızca elektrikli araçlara yönelik bir yaklaşımla ilgili belirsizliklerin altını çiziyor.

Otomotiv tedarikçileri sürekli teknoloji açıklığı konusunu tartışıyorlar. Bu, bir seçeneğin diğerine tercih edilmesi meselesi değil, tüm karbon nötr çözümlerin eşit şartlarda rekabet etmesine ve en iyi kullanım durumunun ne olduğuna pazarın karar vermesine izin vermek olmalı.

Sektördeki üreticilerin sıfır emisyon odaklı eylem planlarını ve stratejilerini değerlendirir misiniz?

Otomotiv tedarikçileri, değer zincirinin farklı boyutlarını ilerleterek daha sürdürülebilir bir mobilite geleceğine yönelik dönüşüme öncülük ediyor. Gelişmiş aktarma organları teknolojileri, hafif ağırlıklandırma, geri dönüştürülmüş ve biyo-bazlı malzemelerin kullanımı gibi yeni gelişmeler; sektördeki emisyonları azaltmada uzun vadeli başarıya katkıda bulunan birçok yenilikten sadece birkaçı olarak görülüyor.

Bir dernek olarak, güvenli ve sürdürülebilir şekilde tasarlanmış malzemelere, ürünlere ve süreçlere geçişi hızlandırmaya adanmış IRISS projesi (Tasarımı güvenli ve sürdürülebilir malzemelere, ürünlere ve süreçlere geçişi hızlandırmaya yönelik uluslararası ekosistem) gibi sektörümüzde sürdürülebilirliği artırmaya yönelik çeşitli AB projelerine ve girişimlerine katılıyoruz. 

CLEPA olarak AB Sürdürülebilir Finans Taksonomisi, Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi ve Eko-tasarım Direktifi gibi sürdürülebilirlikle ilgili çeşitli politikalara da geri bildirim sağlamaktayız. Ancak otomotiv sektörünün dijitalleştirilmesi, tedarik zincirleri için lojistik ve yük taşımacılığı gibi birçok sürecin optimizasyonu yoluyla sıfır emisyon hedefine ulaşılmasına da katkıda bulunacaktır.

“Türkiye’nin Avrupa ile ayrıcalıklı bir ilişkisi var”

Türkiye otomotiv sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Türkiye otomotiv sektörünün dünyadaki rolü nedir?

Üç büyük pazarın (Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya) merkezindeki coğrafi konumuyla da desteklenen Türk otomotiv sektörü, büyümeye ve uluslararası arenada önemli bir oyuncu olmaya devam ediyor. CLEPA üyeleri de dahil olmak üzere, birçok çok uluslu şirketin Türkiye’de yerel ve ihracat pazarlarına hizmet veren üretim merkezleri bulunuyor.

Türkiye’nin Avrupa ile ayrıcalıklı bir ilişkisi de var: Toplam ihracatının yüzde 75’ini en büyük ihracat pazarları Almanya ve Fransa olan AB’ye yaptığını söylemek yeterli. Avrupalı tedarikçiler Türkiye’ye yıllık 3,3 milyar euro değerinde parça ihraç ediyor ve Türkiye’den AB’ye parça ithalatı da 2021’de toplam 3 milyar euro seviyesine ulaşarak Türkiye’yi AB’nin dördüncü ticaret ortağı konumuna getirdi. Bu, pazarlarımız arasındaki yirmi yılı aşkın iş birliğinin kıymetli bir sonucudur. Nitekim Türkiye, 1995 yılında AB ile Gümrük Birliği’ni imzalayan ilk Avrupa dışı ülkelerden biriydi. Yürürlüğe girmesinden bu yana, ikili ticaretin değeri dört kattan fazla arttı.

*Nabız Kontrolü Anketi - Pulse Check Survey /Kaynak: https://clepa.eu/mediaroom/pulse-check-march-2022/


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next