Turkcell Kurumsal Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş
Otomotiv sektörü “insanla” fark yaratabilir
Teknolojik yeniliklerle birlikte “GSM” şirketi tanımından sıyrılan Turkcell, “insana dokunan” projeleri sayesinde teknoloji ve çözüm odaklı bir şirkete dönüştü. Bu dönüşümde Turkcell Kurumsal Hizmetler Bölümü önemli bir rol üstleniyor.
Turkcell Kurumsal Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş, “çalışkan, öğrenmeye hevesli, dürüst ve ‘teknolojiden anlayan” ekip profiliyle, Turkcell'in kurumsal müşterilerine en iyi hizmeti vermek için çalışıyor. ODD Satış ve İletişim Ödülleri 2010 ve 2011 Gladyatörleri'nin de jüri üyelerinden biri olan Kocabaş, “Otomotiv sektörü üretim, satış ve pazarlama gibi bir örgüt yapısından oluşuyor. Bunların kaynağında ise insan yatıyor. Bu yüzden insan kaynağının sektör için çok önemli olduğunu düşünüyorum” diyor.
Kurumsal Hizmetler bölümü Turkcell'de hangi faaliyetleri yürütüyor?
Turkcell Türkiye organizasyon yapımıza baktığımızda iki temel bileşenin olduğunu görüyoruz. Bunlardan bir tanesi bireysel diğeri ise kurumsal müşterilerimize yönelik çalışmalar. Kurumsal Hizmetler yapısı altında pazarlama, satış, hizmet ve ürün gibi başlıklar bulunuyor. Otomotiv, ilaç, enerji gibi büyük sektörlerin yanı sıra KOBİ'ler ve “küçük ölçekli” olarak adlandırdığımız bakkal, eczane gibi yapılanmalara da ulaşıyoruz. Müşteri kitlemizin farklı ihtiyaçları ve öncelikleri oluyor. Bu doğrultuda pazarlama bölümümüz devreye giriyor, farklı kitlelere farklı çözümler götürüyor. Satış ekipleri de bunun sahada en doğru şekilde yönetimini sağlıyor. 1200 kişilik bir saha satış ekimiz var. Bu organizasyonu destekleyen de 1150 kişilik bir çağrı merkezi ekibimiz bulunuyor. Her gün herkese defalarca değiyoruz ve dokunuyoruz.
Dünya standartlarında BT hizmeti
Mobil hizmetlerin dışında nasıl çözümler sunuyorsunuz?
Müşterilerimizin beklentileri, mutlulukları, merakları ya da şikayetleri bizim hizmetlerimizi şekillendiriyor. Bizim dünyamız aslında 10 yıl önceye göre teknolojik yenilikler birlikte değişti ve şekillendi. Bu şekillenmeyle birlikte biz de sadece GSM şirketi olmaktan çıktık. Teknoloji, çözüm ve iletişim şirketine dönüştük. Kurumların, sektörlerin ihtiyaçlarını anlamak o ihtiyaçlar doğrultusunda doğru çözümler sunmak bizim temel önceliğimiz haline geldi. Geçen yıl Ülker Grubu'ndan telekom sektöründe faaliyet gösteren Global İletişim adlı şirketi satın aldık, veri merkezimiz büyüdü. Artık kurumsal müşterilerimizin operasyonlarını daha verimli, hızlı, etkin ve karlı hale getirebiliyoruz. Türkiye geneline baktığınızda şirketlerin Bilgi Teknolojileri (BT) fonksiyonlarını yönetmesinin onlara büyük yük getirdiğini götürüyoruz. Örneğin lojistik sektöründe faaliyet gösteren bir KOBİ aynı zamanda BT tarafını da yönetmek zorunda kalıyor. Biz müşterilerimize “Sizin BT işleriyle uğraşmanıza gerek yok. Biz dünya standartlarındaki bir BT hizmetini size servis bedeli olarak verelim” diyoruz.
Otomotiv, pazarlama aktivitelerinde mobilin gücünü kullanıyor
Otomotiv sektörüne yönelik yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Neredeyse bütün otomobil markaları pazarlama faaliyetlerinde bizim çözümlerimizi kullanıyor. Örneğin markalar, test sürüşleri için farklı kampanyalar düzenliyor. Telefonunuzu açıyorsunuz, ünlü bir isim “Test sürüşü yapabilirsiniz. Gelmek istiyorsanız şu tuşa basın” diyor. Ya da büyük bir çekiliş organizasyonu düzenleyeceksiniz ve kazanan kişiye bir otomobil hediye edeceksiniz. “Çekilişe kazanan herkese Turkcell'den dakika hediye ediyoruz” diyorsunuz. Böylece müşterinizi aktivitenize çekmeyi başarıyorsunuz. Firmalar reklam filmlerini de Turkcell çözümleriyle hedef kitleleriyle buluşturabiliyor. Özendirici, hedef kitleyi doğru amaca çeken bu aktiviteler sayesinde satışlarını da artırabiliyorlar. Bunlar maliyet olarak size büyük bir yük getirmiyor. Burada belirlenmiş bir hedef kitle var ve belirlediğiniz bu kitleye belirlediğiniz bir mesajı iletiyorsunuz. Bunun dışında bazı araçların içerisine “MultiVınn” yerleştiriyoruz. Aracınızın içinde mekan sıkıntısı yaşamadan istediğiniz gibi internete bağlanabiliyorsunuz.
Araç takip sistemi yakıt tasarrufu sağlıyor
Araç takip sistemi de hizmetleriniz arasında bulunuyor mu?
Evet bulunuyor. Sağladığımız hizmet sayesinde firmalar araçlarını hem
takip edebiliyor hem de onları yönlendirebiliyor. Bu hizmeti sahada
aracı olan tüm sektörler aktif olarak kullanıyor. Araçların içine
yerleştirdiğimiz "M2M (Machine to machine) SIM" sayesinde araçlarını
kontrol edebiliyorlar. Bu uygulama firmalara birçok avantajı da
beraberinde getiriyor. Müşterilerimiz araçlarının her hareketini
izliyor, sürücülerde takip duygusu sayesinde ister istemez bir
otokontrol mekanizması oluşturuyor. Bu sayede yüzde 10-15'lere varan
yakıt tasarrufu sağlayabiliyor, böylece ilk 6 aydan önce yapılan
yatırım geri dönmüş oluyor. Bu sistemi kullanan müşterilerimiz, kaza
oranlarının da azaldığını söylüyor.
“Asıl işimiz insan”
Turkcell sektörde nasıl bir rol üstleniyor?
Türkiye'de cep telefonunun kullanılmaya başlandığı günden bugüne dünyada ve tabii ki Türkiye'de çok şey değişti. Teknoloji ilerliyor ve her kurum teknolojiyi ana noktası haline getiriyor. Turkcell de bu değişim ve dönüşümle birlikte, 9 ülkede faaliyet gösteren, 60 milyonun üzerinde abonesi ve beş ülkede pazar lideri olan bir iletişim şirketi haline geldi. Ayrıca, Avrupa'nın ikinci büyük operatörü bayrağını da taşıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz birçok ilkle, ulusal ve uluslararası alanlarda aldığımız ödüllerle sektörde hızla büyüyoruz. Biz istiyoruz ki kullanıcımız, hizmetlerimizi en iyi şekilde hayatının içine alsın ve bir noktada onu ileriye doğru taşısın. Biz kendimizi Türkiye'nin Turkcell'i olarak adlandırıyoruz. Yaptığımız işlerle kurumların, bireylerin ve Türkiye'nin büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Yarattığımız değerleri de farklı sosyal sorumluluk projeleriyle Türkiye geneline yaymak istiyoruz. Bizim tüm bilgi birikimimiz aslında Türk insanından geliyor. Sadece teknoloji sektörüne değil bütün sektörlere değiyoruz. Hayat mobil, her türlü ihtiyacımızı mobil çözümlerle karşılar hale geldik. Mekan sınırlaması olmadan işimizi yönetebilir durumdayız. O yüzden de GSM sektörünün ötesinde bir noktaya gelmiş durumdayız. Bizim asıl işimiz insan. Çünkü biz işimizi insanlarla yapıyoruz.
Ete kemiğe bürünen inovasyon
Turkcell Türkiye'nin en beğenilen şirketleri arasında her zaman liste başında geliyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Bence burada kritik olan şey inanç ve vizyon. Bir resmi görebilmek, iş adamı bakış açısıyla yönü doğru belirleyebilmek bizim için çok önemli. Belirlediğiniz hedefe ve vizyona giderken de doğru ekibi konumlandırmalısınız. Sonuçta kurumlar binalarıyla değil de insanlarıyla kurum oluyor. Biz de bu insanlar için kendi insanlarımızı kullanarak, onlara teknolojik çözüm götürüyoruz. Bu yüzden müşterimizi dinlemek ve ihtiyaçlarını anlamak bizim için çok önemli. Çok çalışan, dürüst, öğrenmeye hevesli, öğrenen, cesur, mütevazi ve yenilikçi insan profilleriyle çalışmak istiyoruz. Çalışanlarımız, dokundukları herkesten bir şeyler almalılar. Biz şirket olarak inovasyona da çok kafa yoruyoruz. Ama asıl önemli olan inovasyonu ete kemiğe büründürmek, sosyal bir faydaya bir değere dönüştürmek. Bizim için girişimci ekosistem de çok önemli. İşbirliği içinde olduğumuz 300-400 arasında iş ortağımız var. Başarımızın altında bu saydığımız etkenler ve bu ortamı destekleyen modelimiz yatıyor.
2012'ye dair aksiyon planlarınızda neler var?
Hem kurumların hem de bireylerin hayatına yeni ürün ve çözümlerle birçok dokunuşta bulunacağız. Bunlardan bir tanesi mobil finansal servisler. Artık bankacılık işlemlerinizin büyük bir bölümünü cep telefonunuzdan gerçekleştirebiliyorsunuz. Diğeri de Turkcell MobilTV. Bu hizmetlerimizi 2012'de daha fazla geliştireceğiz. Çalıştığımız kurumları genişletmek ve bunlara sağladığımız hizmetlerimizi geliştirmek de diğer hedefimiz arasında. Kamu, finans, otomotiv ve perakende potansiyel gördüğümüz sektörler. Bunlara yönelik büyüme hedefimiz var. O yüzden bu sektörleri tanımak için onların platformlarına girmek istiyoruz. Yeni Ticaret Kanunu'na göre, bütün KOBİ'lerin web sitesi kurması ve bunu yaşatması gerekiyor. Onlara hem web sitelerini tasarlayabileceğimizi hem de servis hizmeti sağlayabileceğimizi söylüyoruz. Bu noktaya bu yıl daha fazla odaklanmak istiyoruz. Diğer nokta ise mobil pazarlama. Biz buna “Yeni medya” diyoruz. Sosyal medyadaki fırsatları daha fazla kullanmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.
“Değer yarattığımız projelerde olmak istiyoruz”
Turkcell “ODD Satış ve İletişim Ödülleri”nin sponsorlarından biriydi. Sponsor olacağınız aktivitelerin seçiminde neler ön plana çıkıyor?
Sponsorluğun sosyal sorumluluk projelerimizi tamamlayıcı bir noktada olması gerektiğini düşünüyoruz. Bizim için eğitim, istihdam ve spora yaptığımız yatırımlar çok önemli. O yüzden bunları destekleyen, besleyen sponsorluk faaliyetlerinde olacağız. Bunların dışında değer yarattığımız, işimizi büyüttüğümüz aktivitelerde de sponsor olmak istiyoruz. Bizim için önemli olan değer bütünü gördüğümüz, sürdürülebilir ve doğru işlerde var olmak. Sponsorluk çalışmalarımızı bu doğrultuda yapıyoruz. İşimizi büyütme noktasında fırsat olarak gördüğümüz yerlerde yer almamız gerektiğini düşünüyoruz. Otomotiv bizim için fırsat kapısı. Burada var olabileceğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden sizin sponsorlarınızdan biri olduk.
Çalışan seçiminde, teknoloji bilgisi ön plana çıkıyor
Personel Yöneticileri Derneği'nin (PERYÖN) de başkanlığını yürüttünüz. İnsan kaynağı otomotiv sektörü için nasıl bir öneme sahip?
Bizim mottomuz, “Önce insan ve öncü Turkcell” oldu. Her şeyin merkezine insanı koyduk. Ben insan yönetimini sadece İK yöneticiliği olarak gören biri değilim. PERYÖN'de otomotiv sektöründe faaliyet gösteren birçok üyemiz var. Çalışanları karar süreci içine alan otomotiv firmalarının olduğunu biliyorum. Otomotiv sektörü üretim, satış ve pazarlama gibi bir örgüt yapısından oluşuyor. Bunların kaynağında ise insan yatıyor. Bu yüzden insan kaynağının sektör için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Otomotiv, teknolojiyi ve yeniliği barındıran bir sektör. Bu yüzden de çalışan profilinin teknolojiden anlayan insanlardan seçilmesi gerekiyor. Otomotiv sektöründe insan yoğun, bu yüzden “insanla” fark yaratabilir.
Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Otomotiv sektöründe yerli otomobil gündemde. Tabii ki bazı ürünleri ithal edeceğiz ama ihracat yaptığımız ürünlerde de katma değer yaratma noktasına gelmeliyiz. Bu anlamda bu katma değeri artıran en önemli sektörlerden bir tanesinin otomotiv olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de sektörün geleceğinin parlak olduğunu düşünüyorum. Türkiye'deki otomotiv sektöründe hem kaliteli hem de yenilikçi ürünlerin kullanımı artıyor. Yerli otomobil fikri de bu anlayışı destekleyecek ve tetikleyecek, sektöre bir dinamizm katacak. Tabii ki bu noktada devlet desteği çok önemli. Bizlerin, yani kullanıcıların da yerli otomobili istemesi ve desteklemesi gerekiyor.
“Keyifli bir deneyimdi”
ODD Satış ve İletişim Ödülleri 2010 ve 2011 Gladyatörleri jüri üyesiydiniz. Jüri üyeliği süreci nasıl bir deneyimdi?
Keyifli bir deneyimdi. İlk bir araya geldiğimizde kendimizi tanıttık, “Neden buradayız?” dedik? Ben orada sektörün gündemindeki ana konuları anlayıp, fark yaratan işleri gördüm. Otomotiv sektörü hakikaten işini bilen ve işinin sahibi bir sektör haline geldi. Tüm adaylar projeleri çok sahiplenmişlerdi, büyük bir hevesle projelerini anlattılar. Bu yüzden sektörün örnek teşkil ettiğini düşünüyorum. Çok geniş bir yelpaze vardı. Bir tarafta pazarlama bir tarafta sosyal sorumluluk… Jüri üyeliği sayesinde biz de bu projelere dokunma fırsatı yakaladık. Ajans yöneticileri, üniversite hocaları gibi farklı sektörden farklı insanlar çalışmaları değerlendirdi. Birçok şey öğrendik, bizi geliştiren bir ortamdı. Bu tabii ki ODD'nin bir başarısı. Ben orada olmaktan çok keyif aldım.
(KUTU)
Mini Anket
-Ehliyetinizi ne zaman aldınız?
1988 yılında
-İlk otomobilinizin marka/modeli neydi?
Füme renkli Tofaş Doğan
-Kullandığınız otomobilin marka/modeli nedir?
Beyaz renkli Volkswagen Touareg
-Arabanızla ilgili en sevdiğiniz 3 şey nedir?
Rengi, konforu ve güvenliği
-Trafikte sizi sinirlendiren 3 şey nedir?
İlki sabırsız insanlar. Herkes bir yere yetişme çabası içinde birer trafik canavarına dönüşüyor. İkincisi yanlış şeritte ve yanlış hızla giden araçlar. Üçüncüsü ise trafik ışıklarına uyulmaması.