Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi, Prof. Dr. Nuray Terzi Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“Dijital ekonomi ile yeni alanlar ve yeni olanaklar ortaya çıktı”

“Pandeminin olumlu etkisi ’dijital ekonomi’nin farkına varılması oldu. Ülke ekonomilerinin yeni döneme adapte olmaları geç olsa da dijital sektörün, dijitalleşmiş ekonominin varlığı, süreci biraz daha az zorlukla geçirmeyi sağladı. Yeni iş modelleri gelişmeye başladı ve yeni istihdam olanakları açıldı.”

Prof. Dr. NURAY TERZİ

Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü

Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü’nden Prof. Dr. Nuray Terzi, Türkiye ve dünya ekonomisindeki son durumu değerlendirirken, otomotiv sektörünün ekonomiye olan katkısı ile birlikte gelecek dönemdeki beklentilerini paylaştı.

Türkiye ekonomisinin 2022’nin ikinci yarısında nasıl bir seyir izlemesini bekliyorsunuz?

Genel bir öngörüde bulunabilmek için birkaç göstergeyi bir arada düşünmek gerekiyor. Enflasyon açısından baktığımızda, son iki yıldır enflasyonun yükselen bir seyir izlediğini görüyoruz. 2020 yılının ortalarından itibaren daha düşük hızda ilerleyen enflasyon, 2021 yılının Kasım ayından itibaren büyük bir kırılma göstererek artan oranda ilerliyor. En fazla artış, ulaştırma, gıda ve eşya gibi temel ihtiyaç harcamalarında yaşanıyor. Büyüme oranlarına baktığımızda pandemi sonrası baz etkisinin etkili olduğunu görebiliyoruz. Mal ve hizmet üretiminin artması ile birlikte 2021 yılında büyüme hızı çift haneli rakama ulaştı. 2022 yılı ilk çeyrek dönem büyümesi ise TÜİK verilerine göre yüzde 7,3 olarak gerçekleşti.

Dış ticaret açısından değerlendirdiğimizde ise, pandemi döneminde ihracatın azaldığını, 2020 yılında 2019’a göre hem cari açık hem de dış ticaret açığının arttığını görüyoruz. 2022 yılını 2021 yılının Ocak-Nisan ayı ile karşılaştırdığımızda benzer şekilde cari açık ve dış ticaret açığının arttığı görülebilir.

Döviz piyasasındaki gelişmeler açısından değerlendirdiğimizde ise (USD/TRY) 2018 yılından bu yana doların değerinin Türk lirası karşısında arttığı, bu durumun pandemi döneminde de devam ettiği, Ağustos 2021’den itibaren de hızlı bir yükseliş seyrine girildiği görülüyor.

Sadece bu analizlerden yola çıkarak, Türkiye ekonomisinde 2022’nin son altı ayında büyüme pozitif olarak gerçekleşse bile, fiyatların artmaya devam edeceği, dış ticaret açığı ve ulusal paranın değer kaybının süreceği öngörülebilir.

“Enflasyon beklenmedik şekilde hızla yükseliyor”

2022’nin ikinci yarısında ekonomik açıdan ülkeyi bekleyen olumlu/olumsuz faktörler sizce neler olacaktır?

Mal ve hizmet üretimi açısından büyümede olumlu bir seyir gözlenmesine karşın, dış denge üzerinde bu durumun olumlu etkisinin gözlenmesi yakın zamanda mümkün gözükmüyor.

Teorik olarak ulusal paradaki değer kaybının dış ticaret dengesi üzerinde olumlu seyir izlemesi beklenir. Ancak paradaki hızlı değer kaybı, aynı hızda dış ticaret üzerinde etkili değil. Değer düşüşlerinin olumlu etkilerinin hemen yansımasa bile belli bir zaman sonra yansıması beklenir. Ancak ulusal paradaki değer kaybının dış denge üzerinde olumlu etkileri çok yansımamış görünüyor ve ithalat artmaya devam ediyor. Bazı ürünler açısından dışa bağımlı olmamız dış dengenin sağlanması konusunda finansal otoriteleri zorluyor.

Enflasyon açısından bakacak olursak, enflasyonun beklenmedik şekilde hızla yükseldiği görülüyor. Bu durum, bireylerin satın alma güçlerinin düşmesine ve sosyal huzursuzlukların/olumsuzlukların artmasına neden olabilir.

Gençlerin iş bulma konusundaki güçlüğü belki en olumsuz faktörlerden biri olarak karşımıza çıkacak. Şimdilik gençler bunu eğitimlerini öteleyerek (yüksek lisans ve doktora programlarına başvurarak) geçiştirmeye çalışsalar da, genç işsizliği sorunu devam edecek gibi görünüyor.

Ülkenin önemli kaynaklarından biri olan turizm gelirlerinin bu dönem artış gösterebileceği düşünüldüğünde, genel olarak ülke gelirinde bir artış beklenebilir. Yine otoritelerin dijital ekonominin yaygınlaştırılmasına ilişkin çabaları ve iş dünyamızın bu konudaki hassasiyeti, özellikle otomotiv sektöründe, üretimin artmasında ve katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesinde önemli olacak.

“Otomotiv sektörü, pandeminin olumsuz etkilerinden payını aldı”

Yaşadığımız pandeminin ardından Türkiye ekonomisi bu süreçten nasıl etkilendi, dünya ile kıyasladığımızda ülkemizin bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ekonomisi de diğer ülkeler gibi pandeminin olumsuz etkilerini yaşayan ülkelerden biri oldu ve ekonomimizde yaşanan volatil sürecin nedeninin bir kısmını da pandemiye bağlayabiliriz. Dünyadaki üretim ile birlikte ülkemizde de iş yerlerinin bir süre kapalı kalması, seyahat yasakları, dışarı çıkma yasakları mal ve hizmet üretiminin azalmasında etkili oldu.

Pandemi ile birlikte aynı zamanda küresel değer zincirleri olgusu da sorgulanmaya başladı. Hem fiziki hem de dijital dünyada önemli olan küresel değer zincirlerinin, büyük bir şok karşısında üretimlerini devam ettirememeleri ülkelerin üretimlerinin bir kısmını kendi içlerinde yapma düşüncesini yeniden tartışmaya açtı. Örneğin Çin’den hammadde ve ara malı tedarik eden pek çok ülkede üretim aksadı.

Küresel değer zincirinin bir parçası olan otomotiv sektörü de pandeminin olumsuz etkilerinden payını aldı. Dünya otomotiv üretimi düştü, düşüşler hem ABD hem de Avrupa piyasasında yaşandı.

Pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizin de ulusal parasının değeri, dolar karşısında düştü, yabancı paralar karşısında alım gücü azaldı. Hanehalkı harcamaları azaldı, ulaşım, seyahat ve eğlence sektörü hizmetleri gerçekleştirilemedi. Eğitim hizmetleri aksadı, evden çalışma yaygınlaştı. Tüm yaş grupları evde kapalı kalmanın sendromunu üzerinde hissetti. Hem dünya çapında hem de ülkemizde pandemiden olumsuz etkilenen bir diğer grup da küçük işletmeler oldu.

Sağlık sektörü kurumları ve hizmet verenler de pandeminin olumsuz etkilerini üzerinde hissettiler. Bir yandan bilinmeyen ile baş etme çabası, diğer yandan ailelerinden uzak kalış dirençlerinin azalmasına neden oldu.

Bu sürecin belki de olumlu etkisi (her kriz aynı zamanda bir fırsattır deyişiyle) “dijital ekonomi”nin farkına varılmasıdır. 2000 yılının başlarından itibaren ülkemizde internet altyapı hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına, kullanıcı sayısının artmasına ve dijital okuryazarlık konusunda çalışmalar yapılmış olmasına rağmen bir şekilde şirketler –hepsi değil tabii- ve bireyler (özelikle 50-55 yaş üzeri) dijitale uzak kalmışlardı. Pandemi ile dünya ekonomilerinde dijital ekonomi çalışmaları hız kazandı, yeni iş modelleri gelişmeye başladı ve yeni istihdam olanakları açıldı.

Pandemiyle geçen iki yılın ardından bugün dünya ekonomilerinin ekonomik ve sosyal tablosu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Pandemi, bugün dünya ekonomilerini daha öncesine göre bambaşka bir dünyaya taşıyacak stratejik bir dönüm noktası oluşturdu. Devamlı hareket halinde olmaya böylesine alışmışken bir anda her şeyin durması tüm dünyayı şaşkınlığa uğrattı. Ülke ekonomilerinin yeni döneme adapte olmaları geç olsa da dijital sektörün, dijitalleşmiş ekonominin varlığı süreci biraz daha az zorlukla geçirmeyi sağladı.

Ancak yoksulluk konusu pandemi sonrasında da ülkelerin gündemi olmaya devam ediyor. Türkiye’de de yükselen enflasyon, yoksulluk karşısında alınan politikaların etkisini azaltıyor.

Pandeminin etkisini azaltmak için uygulanan genişletici politikalar da, dünyada enflasyonun yükselmesinde etkili olurken, faiz oranı artışlarını da beraberinde getiriyor.

Sonuç olarak, çok fazla değişkenin olduğu, ülkelerin genel ekonomik dengesini sağlayamadığı nihayetinde geleneksel politika araçlarının istenilen düzeyde etkili olamadığı bir dönemden geçiyoruz. Kompleksite ekonomisinin varlığı, yeni ekonomide politika araçlarının da farklılaşmasını gerekli kılıyor. Tamamlayıcı, bütünleyici her ülkenin kendi ekonomik özeline uygun ama bir o kadar da küresel işbirliği içinde politik kararların uygulanması gerekiyor.

Finansal istikrarsızlık devam ettiği sürece piyasalardaki dalgalanmalar da devam edecek. Döviz kurunda istikrarın sağlanması finansal istikrarın sağlanmasına bağlı. Zira finansal istikrar gerek küresel anlamda gerekse ülkeler bazında finansal sisteme karşı sürdürülebilir bir güven oluştuğunun açık göstergesi. Henüz tam olarak bu güvenin yerleştiğini göremiyoruz. Faiz oranları ve varlık fiyatlarındaki değişimler, cari dengesizlik, diğer makro ekonomik nedenler ve kripto para piyasasında oluşan finansal riskler sürdürülebilir bir finans politikasının oluşmasına izin vermiyor.

“Yatırımcılar için belirsizlikler devam ediyor”

Dolar, Euro, enflasyon ve altın gibi veriler konusundaki beklentinizi paylaşabilir misiniz?

Dolar, Euro ve altın gibi varlık fiyatları genelde üç faktörden etkilenir; arz-talepten, dalgalanma korkusundan ve faiz oranlarındaki değişimlerden. Piyasalarda sürekli bir varlıktan diğerine geçiş söz konusu oluyor, volatilite artıyor. Yatırımcı için belirsizlikler devam ediyor. Bu nedenle de piyasalarda oynaklık olduğu sürece bu ve benzeri varlık fiyatlarının öngörülebilir olması zorlaşıyor. Ama genel olarak, biraz önceki değerlendirmelerden de yola çıkarak yıl sonuna doğru yükselmeye devam edeceğini söyleyebiliriz.

Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisine katkısı hakkında ne düşüyorsunuz?

Otomotiv, ülke ekonomileri üzerinde etkilerini daha hızlı gösteren sektörlerden biri. Sektördeki canlanma piyasada hemen hareketlilik yaratıyor, diğer sektörleri de olumlu etkiliyor. Ancak, otomotiv üretiminde gerileme de aynı hızda piyasalarda geri çekilmelere neden oluyor. Türkiye deneyimi de bu yönde. Türkiye’de otomotiv sektörü, pandemi sonrası talep olmasa da arz şoku ile karşı karşıya kaldı. Sonrasında yaşanan çip krizi de üretim üzerindeki etkiyi artırdı. Yine de otomotiv sektörünün 2021 yılında olumlu seyir izlemesi ülke ekonomisinin üretimi üzerindeki pozitif beklentileri ve iyimser havayı artırdı. 2022 yılının ilk yarısında ise temel ekonomik göstergelerdeki bozulmaların devam etmesi, çip krizi, otomotiv sektörü üzerinde etkili olmaya devam etti, üretimi olumsuz etkiledi. 2022 yılı ilk dönem otomotiv ihracatı ise bir sonraki yıl için sektör temsilcilerinin pozitif bekleyişler içine girmesine neden oldu.

100. sayımız için mesaj ve değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

ODD Dergi’nin 100. sayıya ulaşmasını tebrik ediyor, emeği geçen herkesi kutlamak istiyorum. Özenle seçilen konular, titiz ve detaylı inceleme içeren yazılar, derginin sektör için ne kadar değerli ve önemli olduğunun gösteriyor. Çok fazla ve komplike bilginin yer aldığı sanal dünyada, otomotiv sektörünü ulusal ve uluslararası boyutuyla ele alıp analiz edebilmek ve sunmak ancak çok büyük bir çabanın ürünüdür. Hem iş dünyasından hem de bilim dünyasından görüşlerin yer aldığı derginizin 100. sayısında bana da yer verdiğiniz için teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next