TEPAV Ticaret Çalışmaları Merkezi Direktörü Bozkurt Baran Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Bozkurt Aran

TEPAV Ticaret Çalışmaları Merkezi Direktörü

Küresel Ticarette Neler Oluyor: Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Araştırması

Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (Regional Comprehensive Economic Partneship – RCEP) 15 Kasım 2020’de Jakarta’da imzalandı. 2012’den bu yana sürdürülen müzakereler sonucunda, 15 ülke tarafından imzalanan bu anlaşma, küresel ticaret açısından tarihi bir gelişme. ASEAN ülkelerinin (Bruney, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam) öncülüğünde Avustralya, Çin, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore’nin katılımıyla gerçekleşen bu tarihi gelişmeyi, TEPAV Ticaret Çalışmaları Merkezi Direktörü Bozkurt Aran, konuyu paydaşlar ve kurallı ticaret açılarından ele aldı.

Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması’na (Regional Comprehensive Economic Partneship – RCEP) taraf devlet ve hükümet başkanları yayınladıkları Ortak Bildiri’de, Covid-19 salgınının insanların geçim sıkıntısına yönelik büyük tehdidine rağmen RCEP Anlaşması’nı sonuçlandırarak ekonomik kalkınmanın, istihdamın ve bölgesel değer zincirlerinin güçlendirilmesi konularında güçlü bir irade ortaya koyduklarını belirtmişlerdir. Bildiride anlaşma ile “açık, kapsayıcı, kurallara bağlı ticaret ve yatırım düzenlemelerine” bağlı oldukları ifade edilmiştir. Ayrıca, gelişmiş, gelişme yolunda ve en az gelişmiş ülkelerin oluşturduğu farklı bir karışım oluşturulduğu ve “eşi görülmemiş bir bölgesel mega ticaret düzenlemesi” yapıldığı da kaydedilmiştir.

Anlaşmanın dünya nüfuzunun yaklaşık yzüde 30’una denk gelen 2,2 milyar insanı, küresel gayrı safi yurt içi hasılanın yüzde 30’u olan 26,2 trilyon ABD Doları ve küresel ticaretin yüzde 28’ini kapsadığı belirtilmiştir. Bu özellikleri dolayısıyla dünyanın en geniş ticaret düzenlemesi olduğu ifade edilmiştir.  

RCEP anlaşmasında üye ülkelerin, mal ticareti ile ilgili gümrük tarifelerini derhal yüzde 65 azaltacağı, kotaların iptal edileceği, kalan tarifelerin ise 20 yıl içinde yüzde 90 kaldırılacağı belirtilmektedir. Bu arada daha zayıf ekonomilere sahip Myanmar, Kamboçya ve Laos’a ayrıcalık tanınarak gümrük tarifelerini sadece yüzde 30 azaltmaları hükme bağlanmıştır.

Müzakerelere başından itibaren katılan Hindistan, Çin’den gelecek ucuz tüketim mallarının sanayisine olumsuz etkisi olacağı düşüncesiyle 2017‘de anlaşmadan çekilmişti. Ayrıca Hindistan’ın Yeni Zelanda ve Avustralya kaynaklı süt ürünlerinin tarım piyasasını olumsuz etkilemesinden endişe ettiği de belirtilmektedir. Bununla beraber Ortak Bildiride Hindistan’ın anlaşma için ifade ettiği yüksek değer vurgulanarak anlaşmanın Hindistan için açık olduğu kaydedilmektedir.

“Anlaşma Çin’in, bölgesindeki ekonomik ve jeopolitik etkinliğinin tescili olarak görülebilir. Anlaşmanın belki de en önemli yararı Covid-19 dolaysıyla hırpalanan ‘değer zincirinin’ paydaş ülkeler arasında güvenceye alınmasıdır.”

Paydaşlar Bakımından Önemı̇

Asya ülkeleri arasında kapsamlı bir ticaret anlaşmasının yararlı olacağı düşüncesi esasen bir süredir ileri sürülüyordu. Ancak bölge ülkeleri, özellikle Çin ve Japonya arasındaki jeopolitik gerginlik dolayısıyla bu arayışın gerçekleşmeyeceği düşüncesi hâkimdi. Bu olumsuzluğun giderilmesinde, RCEP Anlaşmasının temelde bir ASEAN girişimi olarak tanımlanmasının ve denkleme Avustralya, Hindistan ve Yeni Zelanda’nın ilave edilmesinin etkili olduğu belirtilmektedir.

Anlaşma Çin’in, bölgesindeki ekonomik ve jeopolitik etkinliğinin tescili olarak görülebilir. Anlaşma ile gümrük tarifelerinin azaltılması, gümrük işlemlerinin basitleştirilmesi, birbirine uyumlaştırılması ve bölgede iş yapma kolaylığının sağlanması mümkün olacaktır. Bunlara ilaveten belki de en önemli yararı “Covid-19” dolaysıyla hırpalanan “değer zincirinin” paydaş ülkeler arasında güvenceye alınmasıdır.

RCEP Anlaşması ile Güneydoğu Asya ekonomilerinin birbirlerine daha etkin şekilde bağlanması sağlanarak paydaşların teknoloji, üretim, tarım ve doğal kaynakların kullanılmasında işbirliği olanaklarını arttırılmaktadır. Çin’in “kemer ve yol girişiminin” sağlayacağı ulaştırma, enerji ve iletişim olanaklarından RCEP ülkelerinin daha çok yararlanmaları mümkündür.

Diğer bir yararı da “menşe kurallarının” uyumlaştırılması olmuştur. Böylece üretimin farklı aşamalarındaki ara malların paydaş ülkelere belirlenmiş koşullarda tedarik edilmesi ve üretim sürecinde gümrük tarife kolaylıkları ile iş birliği olanaklarının artırılması mümkün olacaktır. Ayrıca RCEP Anlaşması’nın menşe kuralları bakımından sağladığı kolaylık, doğrudan yabancı sermaye yatırımları bakımından ilave bir cazibe de katabilecektir.

“Çin Başbakanı Li Keqiang yaptığı resmi açıklamada RCEP Anlaşması’nın imzalanmasını ‘çok taraflılık (multilateralizm) ve serbest ticaret için zafer’ olarak nitelendirmiştir.”

Kurallı Tı̇caret Bakımından Önemı̇

Asya’da Çin’in merkezi rolünü teyit eden RCEP Anlaşması ile “kurallı ticaret” alanında beklenen gelişmelerin de gerçekleşmeye başladığı görülüyor. Küresel ticaretin Dünya Ticareti Örgütü (DTÖ) merkezli çok taraflı (multilateral) özelliğinin artık yitirildiğini ve sistemin üçlü bir kümelenmeye doğru evirildiği düşüncesine RCEP’ in imzalanması ile güçlü bir kanıt sağlanmıştır. Çin Başbakanı Li Keqiang yaptığı resmi açıklamada RCEP Anlaşmasının imzalanmasını “çok taraflılık (multilateralizm) ve serbest ticaret için zafer” olarak nitelendirmiştir.

İkinci Dünya Savaşından sonra Amerika’nın öncülüğünde oluşturulan “çok taraflı” kuruluşların ve özellikle Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) uluslararası ticaret ile ilgili güncel konulara çözüm üretememesi ve gereksinim duyulan yeni kuralları oluşturamaması büyük paydaşları farklı arayışlara zorlamıştı. Böylece uluslararası ticaretin ABD (USMCA-ABD, Kanada ve Meksika) AB (27 ülke-tek Pazar) ve Çin (RCEP 15 ülke) eksenli üçlü kümelenme etrafında şekillenmeye başladığı görülmektedir.

Diğer taraftan RCEP bölgesel ticaret anlaşmalar bakımından da ayrı bir öneme haizdir. ASEAN tarafından 2011 yılında başlatılan serbest ticaret anlaşması girişimi Çin tarafından başından beri hevesle desteklenmiştir. 2010’lu yıllarda ise ABD, Çin’i bölgede yalnızlaştırmak ve bölge ülkelerini Çin’in etkisinden uzaklaştırmak amacıyla Trans Pasifik Ortaklığı (Trans Pacific Partnership – TPP) anlaşmasına öncelik veriyordu. Daha sonra Başkan Trump Yönetimi 2017 yılında TPP Anlaşmasından çekildiğini ilan etmişti. Böylece ABD’nin Asya ekonomik bölgesinden ayrışması (decouple) sürecinin başladığı da ifade edilebilir.

ABD’nin değişen bu tavrı bölge ülkelerini de farklı arayışlara itmiştir. İlk önce 11 bölge ülkesi ABD’yi dışlayarak TPP anlaşması hükümlerine temelde sadık kalmak üzere bazı maddeleri yeniden müzakere etmiş ve “Kapsamlı ve İlerici Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması” adıyla 2018 yılında “Comprehensive and Progresive Agreement for Trans-Pasific Partnership – CPTPP”’ı imzalamışlardı. CPTPP anlaşmasına Avustralya, Bruney, Kanada, Şili, Japonya, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur ve Vietnam taraf olmuştur. Görüleceği üzere Avustralya, Japonya, Malezya, Bruney, Yeni Zelanda, Singapur ve Vietnam her iki anlaşmaya da (RCEP ile CPTPP anlaşmalarına) taraf olmuşlardır.

Daha sonra 2020’de ASEAN ülkeleri, ABD’nin bölgeden ayrıştığı olgusundan hareketle Çin’in etkinliğini kabul etmek durumunda kalarak RCEP anlaşmasını sonuçlandırmışlardır.

RCEP ve CPTPP anlaşmaları temelde bölgesel ticaret anlaşmaları olmakla beraber her ikisine de taraf olan 7 ülke bulunmaktadır. İki anlaşmanın içeriği kıyaslandığında CPTPP’in hükümlerinin daha fazla ticari reform ve yenilikler içerdiği anlaşılmaktadır.

RCEP Anlaşmasının ABD’nin veya AB’nin taraf olduğu serbest ticaret anlaşmalarından farklı bir özelliği bulunmaktadır. RCEP Anlaşmasına taraf ülkelerin ekonomilerini liberal anlayışla düzenlemelerini, işçi haklarını gözetmelerini, çevreye duyarlı olmalarını ve fikri mülkiyet konularına riayet etmelerini gerektiren hükümler içermemektedir.

RCEP anlaşması ile paydaş olmaları dolayısıyla Çin, Güney Kore ve Japonya arasında bir süredir müzakereleri kesilmiş olan üçlü serbest ticaret anlaşmasının da RCEP Anlaşmasının sağladığı ivme ile ele alınarak sonuçlandırılması olanağı da belirmiştir.

Küresel ekonomi ve ticaret konularında saygın Peterson Institute for International Economics’ın hazırladığı aşağıdaki tablo Asya merkezli bölgesel ticaret anlaşmalarının durumunu açık olarak göstermektedir.

Makalenin tamamına ulaşmak için tıklayınız > 

 

https://www.piie.com/blogs/trade-and-investment-policy-watch/china-and-trans-pacific-partnership-or-out

https://asean.org/joint-leaders-statement-regional-comprehensive-economic-partnership-rcep-2/

https://www.hsbc.com/insight/topics/asian-nations-sign-new-trade-deal


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next