Lütfen ODMD Gladyatör için Tıklayınız > Lütfen Magma Tıklayınız >
Altınbaş Üniversitesi, Dr. Mahfi Eğilmez Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“Geçen yılın yüksek aylık enflasyonlarının bu yıl tekrarlanmayacağı ve dolayısıyla baz etkisiyle enflasyonda hızlı bir düşüş yaşanacağı görüşü son dönemde ABD ile ilişkilerin düzelebileceği ve Fed’in faiz indirimlerine gidebileceği görüşüyle birleşince piyasada ciddi bir iyimserlik dalgası yarattı. Hesaplarım yıl sonunda TÜFE’nin yüzde 11,94 çıkacağını gösteriyor. Enflasyondaki hızlı düşüşün devamı ise kurdaki hareketlere fazlasıyla bağlı.”

Geçen yılın yüksek aylık enflasyonlarının bu yıl tekrarlanmayacağı ve dolayısıyla baz etkisiyle enflasyonda hızlı bir düşüş yaşanacağı görüşü son dönemde ABD ile ilişkilerin düzelebileceği ve Fed’in faiz indirimlerine gidebileceği görüşüyle birleşince piyasada ciddi bir iyimserlik dalgası yarattı. Bir zamanlar yüzde 20 enflasyondan söz edilirken şimdilerde tek haneli enflasyon konuşulur oldu. Bu tahminler, dış gelişmelerin yanı sıra baz etkisi denilen bazı aritmetik hesaplara dayanıyor.

Bu çerçevede yaptığım basit bir hesaplamayı aşağıda sunayım. Aşağıdaki tablo TÜFE endekslerindeki değişimlere yani aylık enflasyon ve oradan giderek hesaplanan 12 aylık sonuçlara dayanıyor. Sarı alan henüz sonucunu bilmediğimiz dönemleri gösteriyor. Bu döneme ait aylık ve 12 aylık oranların hesaplaması bana ait. Bu hesaplama çok basit bir varsayıma dayanıyor: Bundan sonraki her ayın enflasyon oranını geçen üç yılın aylık TÜFE ortalamaları olarak aldım. 12 aylık enflasyonlar da buna göre şekillendi.

Aylar

2018 Aylık 

2019 Aylık

2019 12 Aylık

Ocak

1,02

1,06

20,35

Şubat

0,73

0,16

19,67

Mart

0,99

1,03

19,71

Nisan

1,87

1,69

19,50

Mayıs

1,62

0,95

18,71

Haziran

2,61

0,03

15,72

Temmuz

0,55

0,62

15,79

Ağustos

2,3

0,84

14,33

Eylül

6,3

2,38

10,41

Ekim

2,67

2,06

9,80

Kasım

-1,44

0,19

11,43

Aralık

0,4

0,91

11,94

Benim bu basit hesaplamam yıl sonunda TÜFE’nin yüzde 11,94 çıkacağını gösteriyor. Kimisi buna benzer hesapları farklı oranlar kullanarak yapıyor ve yılsonu enflasyonunu yüzde 15 çıkarıyor, kimisi de yüzde 8,5 buluyor. Bunların hepsi de mümkün çünkü geçen yılın aylık enflasyon oranları çok yüksek ve bu yıl aynı durum tekrarlanmadığı sürece 12 aylık oranlar düşecek (buna baz etkisi deniyor.) Enflasyondaki hızlı düşüşün devamı kurdaki hareketlere fazlasıyla bağlı. 

Basit bir hesaplama yöntemi. Ne var ki her basit hesaplama yöntemi gibi birçok etkiyi ihmal ediyor. Yaşam bu hesaplamadaki kadar basit değil. Birçok olay yaşanıyor, dışarıdan gelen etkiler var, kamu açığı artıyor, beklentiler değişiyor, riskler yükselebiliyor ve en önemlisi kur değişebiliyor. Eğer iktisatçıların yaptığı gibi yapar “ceteris paribus” yani “bütün diğer değişkenler sabit kalırsa” diyerek yola çıkarsak bu basit sistem doğru sonuç verir. Ne var ki bütün diğer değişkenlerin sabit kaldığı durum teoriyi basite indirgeyip anlatmak için kullanılan bir varsayımdır. Ekonomi biliminde teorik modelden gerçek yaşama geçerken teker teker o sabit tutulan değişkenler serbest bırakılarak duruma bakılır ve son aşamada teoriyle gerçek yaşamın birleşmesi sağlanır. 

Burada da öyle yapalım. Enflasyonun düşüşünü bozabilecek şeylere bir bakalım. Bunlardan bir bölümü bizim elimizde, bir bölümü değil. Mesela petrol fiyatlarında ortaya çıkacak gelişmeler veya Fed’in alacağı faiz kararları ya da ABD – Çin ticaret savaşı gelişmeleri bizim elimizde olmayan, bizim etkileyemeyeceğimiz gelişmeler. Son dönemde petrol fiyatlarındaki düşüşler, Fed’in faiz indireceğine ilişkin beklentilerin ciddi biçimde artması, ABD ile S 400 meselesinde yumuşama olacağı beklentisi TL’ye değer kazandırmış, bu da enflasyonun düşüşü konusundaki beklentileri güçlendirmiş bulunuyor. Beklentiler, gerçekleşmeyi fazlasıyla etkiliyor. Eğer bu gelişmeler beklendiği gibi olmazsa işler tersine dönebilir.  

Bizim elimizde olan birtakım konular da var. Örneğin kamu harcamalarının inanılmaz biçimde artışı enflasyonun geleceğini çok etkileyecek. Bunu Hazine Nakit Dengesiyle açıklamaya çalışayım. Hazine nakit açığı Hazine borçlanması için esas alınması gereken tutarı gösterir. 

 Hazine Nakit Dengesi

2016

2017

2018

2019/5

Giderler

592,9

697,1

850,5

428,9

Gelirler (Özelleştirme dahil)

554,7

636,7

780,2

362,2

Nakit Dengesi

-38,2

-60,4

-70,3

-66,7

Faiz Dışı Nakit Dengesi

-5,3

-17,8

-6,2

-22,2

Tablo bize Hazine Nakit Dengesinin hızlı bir bozulma içinde olduğunu gösteriyor. 2018 yılının tamamında 70,3 milyar TL açık vermiş olan nakit dengesi bu yılın ilk 5 ayındaki 66,7 milyar TL açıkla geçen yılın yıllık açığına yaklaşmış bulunuyor. Bu, bize gelirlerin enflasyonla uyumlu artmadığını, buna karşılık giderlerin enflasyona göre çok hızlı arttığını gösteriyor. Tablonun bir başka ürkütücü yanı faiz dışı açığın hızla artmış olması. Yani nakit dengesi öyle bir yerde ki Hazine gelirleri, bırakın faiz giderleri için bir miktar ayırmayı, faiz dışı giderleri bile karşılayamıyor ve açık veriyor.

Mesela yukarıdaki basit hesabı yaparken görmezden geldiğimiz ya da ekonomi diliyle söylemek gerekirse sabit tuttuğumuz bu artarak giden nakit açığı, Hazinenin daha çok borçlanması ve bunun faizlerin düşmesinin önünde engel oluşturacağını ortaya koyuyor. Bunu gören hükümet, nakit açığı ve dolayısıyla borçlanma ihtiyacını çözebilmek için Merkez Bankası’nın birikmiş geçmiş yıllar yedek akçelerinin Hazineye aktarılmasını öngören bir kanun değişikliğine gidiyor. Bu düzenleme Hazine borçlanma ihtiyacını düşürerek faizleri denetim altında tutsa da Merkez Bankası cephesinde parasal genişlemeye yol açarak enflasyonu yukarı itecek. 

Özetle söylemek gerekirse enflasyon oranlarını ve endeks sayılarını alarak yapılan basit hesaplar gerçek yaşamı yansıtmayabilir. Bu tür hesaplara son aşamada ceteris paribus varsayımını kaldırarak bakmakta ve erken havaya girmemekte yarar var. 

Antoine de Saint Exupery’nin dediği gibi: “Yaşam, kitapların öğrettiğinden fazlasını öğretir bize.”

KUTU:

Enflasyon düşüşü ne demektir?

Enflasyon düşüşü fiyatlarda düşüş demek değildir. Enflasyon düştü dediğimizde fiyatların artış hızının düşüşünü kastediyoruz. Örneğin geçen yıl Haziran ayında % 2,61 artan enflasyon bu yılın Haziran ayında yüzde 0,03 artmışsa bu enflasyon düşüşüdür, fiyatlarda düşüş değildir.

KUTU:

Baz etkisi nedir?

Baz etkisi; karşılaştırmaya konu olan iki dönemden ilkinde herhangi bir nedenle oran ya da sayılar üzerinde ortaya çıkan aşırı bir yükseliş veya düşüşün karşılaştırılan dönemlerin sonuçları üzerinde yarattığı etkidir. Bir örnekle açıklayalım. Geçen yılın ilk aylarında kurlardaki artış sonucu Haziran ayında aylık enflasyonun yüzde 2,5 gibi çok yüksek bir oranda geldiğini düşünelim. Bu aylık artış, endeksi 2,5 puan artırmış olur. Bu yılın Haziran ayında kurlar aynı sıçramayı göstermediği, başkaca da bir olumsuz etki olmadığı için aylık enflasyonun yüzde 0,5 geldiğini varsayalım. Bu durumda geçen yılın Haziran ayına ait yüzde 2,5’luk enflasyon oranı endeksten çıkacak yeni gelen yüzde 0,5’lik oran endekse girecek ve 12 aylık enflasyon 2 puan düşmüş olacaktır. Buna baz etkisi deniyor. 

Kaynak: http://www.mahfiegilmez.com/2019/07/enflasyon-bugun-duser-yarn-ckar.html


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next