Oracle Türkiye Genel Müdürü Filiz Doğan Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

 “Geleceğin anahtarı bağlanabilirlikte

Rekabetin her alanda en çok hissedildiği Endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm sürecinde, ‘her şey bağlı’ ilkesi bilgi teknolojilerinin girişini oluşturacak. Ana oyuncu olan nesnelerin interneti ve dolaylı sonucu olarak bulut bilişim, büyük veri, hızlı veri, gelişmiş analitik araçları ve hem yazılım hem de donanım tarafındaki çözümler bu dönüşümün bilgi teknolojileriyle bütünleşme noktaları olacak.”

Ar-Ge ve inovasyon günümüz iş dünyasının kilit unsurlarından biri haline geldi. İnovasyon deyince aklınıza ilk olarak ne geliyor? Sizce bugün dünyada Ar-Ge alanında önemli trendler nelerdir? Gelecekte bu trendlerin nasıl değişeceğini düşünüyorsunuz?

Gelişen teknolojiler eski paradigmaları değiştirirken yeni fırsatları da ortaya çıkartıyor. Yapay zekâ, blockchain, nesnelerin interneti, makine öğrenimi ve diğer yeni teknolojiler, işimizin ve hayatımızın her bir yönüne nüfuz ediyor. Bu teknolojiler, şoförsüz arabalar, kişiye özel ilaç, hassas tarım ve akıllı şehirler gibi nelerin mümkün olabileceğini yeniden hayal etmemize yardımcı oluyor.

Günümüzde, Bilgi ve İletişim Teknolojileri, ekonominin ve sosyal yaşamın vazgeçilmez bir unsuru haline geldi. Hızla gelişen gelecek nesil teknolojiler, iş ve özel hayatlarımızda her geçen gün etkilerini daha fazla gösteriyor. Geçtiğimiz yıllarda başlayan dijital dönüşüm artık birçok kurum ve günlük hayatımızda aldığımız hizmetlere kadar ulaşmış durumda. Teknoloji yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.

Bilişim teknolojileri, günlük yaşantımızda önceden ulaşmamızın zor olduğu veya yüksek maliyetli yatırımlar gerektiren bilgi ve teknolojilere akıllı cihazlarımız aracılığıyla istediğimiz zaman, istediğimiz yerde kolay bir şekilde ulaşmamızı sağlıyor. Bu da gerek kişisel yaşantımızda gerekse çalışma hayatımızda işlerimizi coğrafi lokasyon ve zamandan bağımsız olarak, en az maliyetle yürütmemizi sağlar bir hale getiriyor. Her tür bilgi paylaşımı, bilgiye erişim ve ihtiyaç duyduğumuz her tür ürün ve hizmet artık en hızlı şekilde her an, her yerden ulaşılabilir konumda.

 “Türkiye, bilişim teknolojilerine ve yeniliklere hızlıca adapte olabiliyor”

Sizce Türkiye inovasyon konusunda hangi aşamada? Ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon anlamında küresel rekabette yol kat edebilmesi için gerekli reformlar nelerdir? Globalde ve ülkemizde Endüstri 4.0’da gelinen aşama nedir?

Türkiye, bilişim teknolojilerine ve yeniliklere son derece açık olması nedeniyle bölgedeki diğer ülkeler ile kıyaslandığında oldukça hızlı adaptasyon gösteriyor. Tüm sektörlerde yapılan projelere bakıldığında, özellikle son yıllarda Türkiye’nin ciddi bir ivme yakalamış olduğunu görmekteyiz. Ülkemizden birçok proje ödül alıyor, diğer ülkeler tarafından inceleniyor ve örnek alınıyor.

Endüstri 4.0 ile geleneksel imalat sanayi yerini, bilişim teknolojileriyle entegre olmuş üretim sistemlerine bırakıyor. Üretim odaklı sanayi devriminin bu bağlamda, nesnelerin interneti ve bağlı cihazların doğrudan veya dolaylı olarak üretime etki ettiğini gözlemleyeceğiz. Üretimin nitelik ve niceliklerinin toplam kaliteyi doğrudan etkilediği günümüz koşullarında, sanayi devlerinin ve buna bağlı olarak irili ufaklı pek çok diğer sanayi kurumlarının Endüstri 4.0 devriminden uzak kalması mümkün olmayacak. Rekabetin her alanda en çok hissedildiği şu dönemde, kurumların Endüstri 4.0 ve dolaylı sonucu olan bilgi teknolojileri yatırım ve dönüşüm çalışmalarını çoktan başlattıklarını görüyoruz.

“Connected All“ (Her Şey Bağlı) ilkesi, işte bu devrim ve dönüşüm sürecimde bilgi teknolojilerinin giriş noktası olarak kabul edilebilir. Bağlı makinalar, çevirim içi üretim bantları, bağlı çalışanlar, bağlı üretim araç ve yöntemleri hemen arkasından yine birbirine bağlı üretim sonuçları ile karşımıza çıkacak.

Ana oyuncu olan nesnelerin interneti ve dolaylı sonucu olarak bulut bilişim, büyük veri, hızlı veri, gelişmiş analitik araçları hem yazılım hem de donanım tarafındaki çözümler bu dönüşümün bilgi teknolojileriyle bütünleşme noktaları olacak. Bu bileşenlerin etkin kullanılmasıyla birlikte üretimin nitelik ve niceliklerinde artış, randımanlı bir büyüme ve beraberinde gözle görülür maliyet düşüşü olacak.

 “Dijitalleşme konusunda, kurumsal firmaların, işletmelerin dijitalleşme için yatırım yapma konusunda hevesli olduklarını gözlemliyoruz.”

Teknolojik gelişmeleri ve dijitalleşen çağı da göz önünde bulundurduğumuzda, ülkemizin de küresel arenada rekabet dinamiklerini destekleyebilecek gerekli altyapı çalışmaları neler olabilir?

Yatırım firmaları tarafından Türkiye pazarı gelişen bir pazar olarak tanımlanıyor ve tüketimin sürüklediği bir gelişim söz konusu. Müşteri ve son kullanıcı ihtiyaçlarının karşılanması, etkin bir teknolojik altyapı, çözüm ve iletişim gerektiriyor.

Dijitalleşme ile şirketlerin bulut bilişime olan ilgileri her geçen gün hızla artmaya devam ediyor. Beraberinde pek çok teknoloji şirketi de talepten çok daha büyük bir ivmeyle bulut bilişim teknolojilerine yatırım yaparken hızla dönüşüyor ve olabildiğince her bulut katmanı için ürün ve servis sağlıyor. Bu çeşitlilik ve rekabet ortamının, şirketler için avantaja dönüşebilmesi de  bulut bilişimin ana unsur ve katma değeri olan hibrit bulut kurgusuyla mümkün olabilmekte. Farklı bulut servis sağlayıcılarından en iyi oldukları altyapı, platform ve yazılım ürün ve servislerini bir arada ve sağlayıcı bağımsız bir ekonomik modelle tüketebilme imkanı da, bu hibrit bulut kurgularının başarıyla hayata geçirilmesiyle mümkün olabiliyor.

Çağımızda her alanda dijitalleşme önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. Dijitalleşme neden önemli? Bu konuda yapılması gereken çalışmalar ve önerileriniz nelerdir? 

Son birkaç senede dijital dünyada gelişimin çok hızlandığını ve çeşitlendiğini görüyoruz. Daha öncelerde sadece hayatımızın belirli alanlarındaki, daha çok özel hayatımızda kullanabildiğimiz yenilikler, artık iş dünyasında da kendisine yer buluyor.

Dijitalleşme hayatımızın bir parçası. En basit anlamda, otomatikleşen yapılar, insan hatası unsurunu çok daha aza indirecek. Kurumsal firmaların, işletmelerin dijitalleşme için yatırım yapma konusunda hevesli olduklarını gözlemliyoruz.

Günümüzde büyük veri oldukça önemli bir kavram ve dijitalleşme ile beraber birçok sektöre yön veren bir konu haline geldi. Büyük veri ve yönetimi konusunda dünyada ne gibi gelişmeler oluyor? Ülkemizde ne gibi hazırlıklar yapılmalı? Oracle olarak dijitalleşme konusunda çalışmalarınızı paylaşır mısınız?

Dijitalleşme ile gerçek zamanlı veri üreten kaynakların artması, teknolojinin bu verileri işletmeye uygun olarak geliştirime ve fayda sağlama zorunluluğunu tetikledi. Verinin toplanması ve analizi, kurumlarda verimlilik, karlılık, müşteri memnuniyeti ve müşteri kazanımı gibi alanlarda büyük değer sağlıyor ve önem taşıyor. Bunların yanı sıra günümüzde buluta geçişin kaçınılmaz olduğu da bir gerçek. İşletmelerin çevik olmaları, verilerle yönlendirilmeleri, değişimlere tepki verebilmeleri ve hızla yenilikler yapabilmeleri gereken bir devirdeyiz. Bulut teknolojisi sayesinde kuruluşlar bu nitelikleri benimsemeleri halinde daha yenilikçi, daha çevik ve daha entegre olabilmektedirler.

Oracle’ın en büyük farkı ise SaaS, PaaS ve IaaS olmak üzere bulutun her katmanında bütünleşik ve eksiksiz bir portföy sunan tek şirket olması ve şirketlerin Dijitalleşme/ Dijital transformasyon süreçlerinde her türlü yeni nesil teknolojiyi sağlayarak bu dönüşümde en geniş kaynaklara sahip iş ortağı olabilmesidir.

 “Yapay zekâyı sadece üretim sektörü ve robotlar ile  sınırlamamak lazım. Her gün kullandığımız akıllı arama motorlarından ses tanıma sistemlerine dek her alanda yapay zekâyı kullanıyoruz”

Yapay zekâ ve nesnelerin interneti konusunda son dönemde dünyada ne gibi gelişmeler var? Oracle olarak yapay zekâyla ilgili çalışmalarınızı paylaşır mısınız?

Yapay zekâ gelişen teknoloji ile birlikte hayatımızın her alanına girmiş durumda. Yapay zekâ teknolojileri denilince akıllara öncelikle robotlar ve insan düşünme mantığına yakın çalışan makineler geliyor. Fakat yapay zekâyı sadece üretim sektörü ve robotlar ile  sınırlamamak lazım. Her gün kullandığımız akıllı arama motorlarından internetten alışveriş yaparken soru sorduğumuz mağaza asistanlarına, ses tanıma sistemlerinden tavsiye robotlarına kadar birçok alanda aslında yapay zekâyı kullanıyoruz. Yapay zekâ teknolojileri bu kadar hayatımızın içinde olmasının nedenlerinden biri de bu alana yapılan teknolojik yatırımlar. Son zamanlarda Türkiye’de de bu yatırımları ve yapa zekâ odaklı çalışmaları oldukça yoğun olarak görmeye başladık. Ülkemizde de diğer ülkelerde olduğu gibi yapay zekâ odaklı çalışma grupları kuruluyor, seminerler düzenleniyor. Yerli ve yabancı firmaların yapay zekâ alanında daha çok kaynak ayırmaya ve yatırım yapmaya başladıklarını görüyoruz.

Oracle yapay zekâ teknolojilerine önemli yatırımlar yapıyor. Yapay zekâ için en önemli gereklilik veri. Veri olmazsa, veri çeşitliliği ve doğruluğu sağlanamazsa yapay zekâ teknolojilerinin beklenen verimliliğe ulaşmaları mümkün değil. Verinin olması da tek başına yeterli değil. Veriyi analiz edecek, içindeki yapıları tespit edecek, kendi kendine öğrenen derin öğrenme modelleri geliştirecek sistemler gerekiyor. Biz Oracle olarak yapay zekâ teknolojilerini teoriden gerçekliğe taşımak ve müşterilerimizin iş süreçlerini iyileştirmek için uçtan uca entegre bir sistem sunmaktayız. Akıllı algoritmalar ile desteklenen, kendi kendini yöneten veri tabanları, makine öğrenmesi ve derin öğrenme modellerine olanak sağlayan açık kaynak dostu analiz platformları, makine öğrenmesi ile entegre edilmiş akıllı son kullanıcı uygulamaları ve bütün bunların yüksek performanslı çalışmasına olanak veren bulut altyapısı ile sonuç odaklı bir yapay zekâ mimarisi sunmaktayız. Gerek Türkiye’de gerek globalde yapay zekâ teknolojilerimiz ile geliştirdiğimiz çok sayıda projemiz bulunmakta. Yapay Zekâ projelerinin başarılı olması için teknolojinin yanı sıra proje ve sektör bilgisi de oldukça önemli. Dolayısı ile Oracle olarak yapay zekânın ve derin öğrenmenin iş süreçlerine uygulanmasına olanak sağlayan veri bilimini de oldukça büyük önem vermekteyiz.  Veri bilimi odaklı projelerimiz ve veri bilimi konsepti üzerine yaptığımız yatırımlarımız var. Oracle olarak gerek teknolojimiz gerekse konu uzmanlığımız ile müşterilerimizin yapay zekâ yolculularını daha kolay ve güvenilir hale getirmeyi ve iş süreçlerini iyileştirmeyi hedefliyoruz.

Çalışmalarınızda teknopark, üniversiteler ya da benzeri kuruluşlarla iş birliği yapıyor musunuz, yapıyorsanız bu çalışmaları ne şekilde yürütüyorsunuz? 

Geliştirdikleri öncü ve yenilikçi iş çözümleri ile inovasyonun en değerli kaynağı olan startup’lar ve girişimciler, enerjiden sağlığa, finansa, bankacılık ve danışmanlığa kadar tüm sektörlerde mevcut iş yapış şekillerini değiştiriyor ve yeni bir boyut kazandırıyor. Oracle olarak, teknoloji tabanlı ürün/hizmet geliştiren start-up ve girişimciler ile ortak bir değere sahip olmanın önemli olduğuna inanıyor ve onları girişim yolculuklarında başarı elde etmeleri ve sürdürebilmeleri için uzmanlığımız, global kaynaklarımız, geniş müşteri ve iş ortağı ekosistemimiz ile destekliyoruz.

Bu doğrultuda, Türkiye’de Haziran 2016’dan bu yana, Bilkent Cyberpark, ODTÜ Teknokent, Endeavor Türkiye, İTÜ Çekirdek, İTÜ Magnet ve TEB Girişim Evi gibi Türkiye’nin önde gelen kuluçka merkezleri ve girişimci destekleme dernekleri ile işbirlikleri yapıyoruz. Bu kapsamda startup’ları; IoT, Yapay Zekâ, Blockchain, Büyük Veri, Satış & Pazarlama gibi güncel teknoloji ve iş trendleri üzerine deneyim paylaşımı, mentörlük ve koçluk desteği, Uygulamalı Bulut Test Sürüşü Atölyeleri, Oracle Bulut’ta geliştirilen/barındırılan çözümlerin iş modellerinin uygunluğuna göre Oracle İş Ortağı Ağına dahil edilmesi ve Oracle müşterilerine sunulması sağlanarak pazarlama & satış desteği ve girişimlerini, çözümlerini, yerel ve uluslararası pazarlarda tanıtma imkanları ile destekliyoruz.

Oracle ile yarını bugünden yaratın

Oracle, şirketlerin yeniliklerde öncülük yapabilmeleri ve yeni iş modelleri geliştirebilmeleri için gereken tüm temel unsurları sağlıyor. Örneğin, yapay zekâyı (AI) temel alan uygulamalar, bir sonraki en iyi adımı önerebiliyor, cevapları otomatik olarak verebiliyor ve kişiye özel hizmet sunabiliyor. Oracle, potansiyel sızıntıları ve güvenlik ihlallerini takip edebilmek, sorunları tespit edip giderebilmek ve tahmin edebilmek için birçok yönetim ve güvenlik ürününe makine öğrenimini dahil ediyor. Dijital asistanlar aracılığıyla uygulamalarımıza otomatikleştirilmiş ama bir o kadar da kişisel etkileşimler katarken gizli düzenleri keşfetmeye yardımcı olması için analitik uygulamalara yapay zekâyı da entegre ettik.

Oracle, müşterilerinin yol haritalarını geliştirmelerine, buluta geçmelerine ve yeni bulut kurulumlarından, kurumların kendi veri merkezlerindeki ortamlara ve hibrit uygulamalara dek her açıdan gelişmekte olan teknolojilerden faydalanmalarına yardımcı oluyor. Oracle’ın yaklaşımı, şirketlerin bulutta çalışmaya başlamalarını kolaylaştırırken işleri büyüdükçe genişlemelerini daha da kolay hale getirmek.

Günümüzde 175 ülkede 430 bin müşteri, iş fırsatlarını yakalamak için Oracle teknolojilerini kullanıyor.

**


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next