“Elektrikli araçlar için lityum aküler geleceğin teknolojisi olacak”
“Geçtiğimiz yıl AB Komisyonu 2030 C02 hedeflerini yayımladı: Bir OEM’in yeni binek araç filosunun CO2 seviyesi bugüne oranla yüzde 37,5 daha az olmalı. Bunu başarmak için, yeni satılan araçların yüzde 35'inin elektrikli, hibrit veya hidrojenli olması gerekiyor.”
Elektrikli araçlardaki akü teknolojileri ve gelecek trendler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle, mevcut tüm akü teknolojilerinin dikkate alınması gerektiğine inandığımızı vurgulamak istiyoruz. Gelecekteki talep ve uygulamaların önümüzdeki yıllar içinde güçlü bir şekilde artması bekleniyor. Avrupa'da karbonsuz mobilite ve ulaşıma yardımcı olmak için hepsine ihtiyacımız olacak. Bunlar, özellikle e-mobilite için esas olarak lityum ve kurşun aküler olacaktır.
Bugün şu elektrikleştirme aşamalarını sayabiliriz:
Start/stop araçlar (mikro hibritler), 48 Volt (hafif) hibritler, hibritler, plug-in (şarjlı) hibritler ve elektrikli araçlar (EV).
- “Start/stop araçlar”, içten yanmalı motorun frenleme ve dinlenme sırasında kapatıldığı gelişmiş bir kurşun-asitli aküye sahiptir.
- “Hafif hibritler”in 12V kurşun-asitli aküsünün üzerinde, frenleme sırasında enerjiyi depolayan 48V lityum iyon akü bulunur ve aracın hızlanmasını artırmak ve/veya fren, direksiyon veya iklimlendirme fonksiyonlarını güçlendirmek için kullanılır. Bu şekilde içten yanmalı motor daha verimli kullanılır ve CO2 salınımını azalır.
- Hibrit araçlarda (HVE) içten yanmalı motor, “emisyon içermeyen” sürüş aralığı sağlayan bir lityum aküye bağlıdır. Akü, sürüş sırasında sürekli şarj edilir.
- Şarjlı hibritlerde (PHEV) içten yanmalı motorun üzerinde, harici olarak şarj edilebilen, dolayısıyla daha uzun bir sürüşe olanak tanıyan bir akü bulunur.
- Elektrikli araçlarda (EV) ise içten yanmalı motor yoktur; aracı sadece akü “sürer” ve düzenli olarak harici şarja ihtiyaç duyar. Hem PHEV hem de EV'lerde lityum-iyon aküler vardır.
Gelecek teknolojiler konusunda daha önce söylendiği gibi CO2 emisyonlarını azaltmaya yardımcı oldukları sürece tüm teknolojileri geliştirmeye devam etmemiz gerekecek. Özellikle elektrikli araçlar için lityum aküler bugünün ve gelecek yılların teknolojisi olmaya devam edecek.
Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi’ne göre şu anda lityum-iyon akülerle “2. Aşama, A ve B”deyiz. 2020’den itibaren ise 3. Aşama’da “İyileştirilmiş lityum-iyon aküler” tanıtılacak. Ancak en büyük değişiklik, 2025’te katı lityum akülerin ve lityum/hava akülerinin 2030'da gelmesiyle gerçekleşecek.
AB ülkeleri ne tür altyapı hazırlıkları yapıyor? Hangi teknolojileri tercih ediyorlar?
Bir dernek olarak bu konuda net bir görüşümüz yok, ancak AB politika oluşturucularının yakın zamandaki girişimlerine bakabiliriz.
2017’de Avrupa’nın “Avrupa Akü İttifakı”nı kurması ve 2018’den itibaren “Akü Eylem Planı”nı sunmasıyla, politika yapıcılar gerçekten de aküleri gündeme getirdi. Akü Eylem Planı birkaç ana unsurdan oluşuyor (Kaynak: AB Komisyonu):
- Hammaddelere AB dışındaki kaynak zengini ülkelerden güvenli erişim: Avrupa hammadde kaynaklarına erişimin yanı sıra dairesel akü ekonomisinde geri dönüşüm yoluyla ikincil hammaddelere erişimin kolaylaştırılması gerekiyor.
- Akü hücrelerinin üretimini ve Avrupa'da rekabetçi değer zincirinin desteklenmesi: Kilit sektör oyuncularının ve ulusal ve bölgesel otoritelerin bir araya getirilmesi için akü değer zinciri boyunca, sürdürülebilir yenilikçi üretim projelerini desteklemek için üye devletler ve Avrupa Yatırım Bankası ile ortaklaşa çalışmalar yapılmalı.
- Akü sektöründe, gelişmiş (örneğin lityum-iyon) ve yeni (örneğin katı hal) teknolojilere yönelik AB’nin kademeli araştırma ve inovasyon desteği ile sektörel liderliği güçlendirme: Değer zincirinin tüm adımlarını (materyaller, yeni kimyasallar, üretim süreçleri, akü yönetim sistemleri, geri dönüşüm, işletme modeli inovasyonları) desteklemek hedeflemeli, sektörel ekosistem ile bütünleşmeli, inovasyonlar yaygınlaştırılmalı ve sanayileşmenin hızlandırılmasına katkıda bulunulmalıdır.
- AB akü hücresi üretim sektörünün sürdürülebilirliğini, mümkün olan en düşük çevresel ayak izi ile, örneğin üretim sürecinde yenilenebilir enerji kullanarak desteklenmesi: Bu hedef, emniyetli ve sürdürülebilir akü üretimi için gereksinimler ortaya çıkarılarak gerçekleştirilmelidir.
Akü İttifakı, AB Komisyonu tarafından 2017’nin sonunda kuruldu.
Rekabetçi dezavantajın üstesinden gelmek için AB'nin hızlı ve kolektif olarak hareket etmesi ve malzemelerden sistem entegrasyonuna ve geri dönüşümüne kadar akü değer zinciri sektörlerindeki liderliğimizden yararlanmamız gerekiyor.
Avrupa’nın metal ve akü sektörleri, EUROBAT dahil, Avrupa Komisyonu’nun Akü İttifakı hedeflerini güçlü bir şekilde desteklemektedir. Sektörlerimiz, Avrupa'nın akü teknolojilerini tedarik etmeye, üretmeye ve geri dönüştürmeye entegredir. Avrupa'da dünya lideri akü değer zincirleri oluşturmayı taahhüt ediyoruz. Bu tutkuyu desteklemek için Avrupa Komisyonu’nu, Akü İttifakı ve Kimyasallar Yönetimi hedeflerini aynı noktaya getirmeye çalışmaya teşvik ediyoruz. Akülerde kullanılan birçok metal (kobalt bileşikleri, kurşun ve kurşun bileşikleri, kadmiyum ve kadmiyum bileşikleri, nikel ve nikel bileşikleri vb. dahil), tehlikeli özelliklerinden dolayı AB REACH Tüzüğü (EC 1907/2006) kapsamında incelemeye tabi tutulur. Bu maddelerin çevre koruması sağlanmadan daha fazla kısıtlanması, hatta yasaklanması seçeneklerinin, Avrupa'nın akü değer zincirlerini bozacağından endişe duyuyoruz.
Kısa bir süre önce AB politika belirleyicileri, lityum, mobilite için ana teknoloji olmasına rağmen, diğer tüm akü teknolojilerini de ulaştırma ve mobilitenin karbonsuzlaştırılmasına katkıda bulundukları sürece dikkate almak istediklerini belirttiler.
Bizi otomotiv teknolojileri ile ilgili bilgilendirebilir misiniz?
Kurşun akülerde (temel olarak “mikro hibrit”lerin start-stop akülerinde) tamamen teknoloji ile ilgili olarak artan bir performans ve maliyet düşüşü görüyoruz. Lityum-iyon teknolojisi enerji ve güç yoğunluğunu artırmaya odaklanmasının yanı sıra, maliyetleri de düşürüyor ve geri dönüşüm verimliliğini artırıyor. Yeni hücre teknolojisi ve katı hal lityum, muhtemelen on yıl içinde bizi bir dönüm noktasına götürecek ve mevcut zorlukların ortadan kalkmasını sağlayacaktır.
AB’nin 2019’daki pazar payı hedefleri nedir?
Geçtiğimiz yıl AB Komisyonu 2030 C02 hedeflerini yayımladı: Bir OEM’in yeni binek araç filosunun CO2 seviyesi bugüne oranla yüzde 37,5 daha az olmalı. Bunu başarmak için, yeni satılan araçların yüzde 35'inin elektrikli, hibrit veya hidrojenli olması gerekiyor.