Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Dijitalleşme tüm hızıyla dünyayı etkiliyor

Ar-Ge ve inovasyon günümüz iş dünyasının kilit unsurlarından biri haline geldi. Büyük veri de oldukça önemli bir kavram ve dijitalleşme ile beraber birçok sektöre yön veren bir konu. Bu gerçeklerden yola çıkarak, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, ODD Dergi’nin sorularını yanıtladı. Kansu, otomotiv sektörünün Ar-Ge’ye çok önem verdiğini dile getirdi.

İnovasyon deyince aklınıza ilk olarak ne geliyor? Sizce bugün dünyada Ar-Ge alanında önemli trendler nelerdir? Gelecekte bu trendlerin nasıl değişeceğini düşünüyorsunuz?

Ar-Ge ve inovasyonla ortaya çıkan yeni fırsatlar herkes ve her kurum için büyüme potansiyeline işaret ediyor. Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alması, bilişim sektörünün 160 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşması ve milli gelirin yüzde 3’ünün Ar-Ge’ye harcanması hedefleniyor. Dünyadaki trendlere baktığımızda, en çok yazılım ve internet, sağlık ve elektronik sektörlerinde kendini gösteren Ar-Ge çalışmaları, toplumların gelişimi, uluslararası rekabet ve kamu yararı için birçok ülkenin ve sektörlerin bilincine vardığı önemli bir yatırım alanı haline geldi. Otomotiv sektörü Ar-Ge’ye en çok önem veren sektör olarak öne çıkıyor. Yine de Ar-Ge yatırımları ve teknolojik odak internet, yazılım, veri analizi, yapay zekâ ve e-ticaret gibi alanlara da yöneliyor. Önümüzdeki yıllarda biyofarma, otomasyon ve robotik, yapay zeka, bulut bilişim, otonom taşıma sistemleri, insansız hava sistemleri ve gelişmiş askeri ve silah sistemlerini içeren teknolojik eğilimlerin Ar-Ge ile güçlenmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Küresel ısınma ve enerji kaynaklarının verimli kullanılması da birçok Ar-Ge faaliyetinin merkezinde olmaya devam edecek.

Sizce Türkiye inovasyon konusunda hangi aşamada? Ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon anlamında küresel rekabette yol kat edebilmesi için gerekli reformlar nelerdir? Globalde ve ülkemizde Endüstri 4.0’da gelinen aşama nedir?

Endüstri 4.0, otomasyon ve robotların hayatımızı kuşatacağı bir çağa doğru ilerliyoruz. Çocuklarımız, gelecekte şu an var olmayan işlerde çalışacaklar. Bu değişimde geride kalmamak ve öncü olmak için ülke olarak stratejik adımlar atmamız gerekiyor. Teknolojiyi işimizle harmanlayıp, hem bireysel hem de kurumsal dijital dönüşümleri hayata geçirmeliyiz. Bunun da yolu dijitalleşmeden geçiyor ve bu konuda atacak çok adımımız var. Türkiye, The Economist dergisinin teknolojik gelişmişlik açısından 82 ülkeyi baz alarak yaptığı araştırmada 49’uncu ülke oldu; inovasyon, Ar-Ge ve patent gibi konularda ise listeye giremedi. Bu konuda şirketlerin inovasyona önem vermesinin yanında, Ar-Ge faaliyetlerine yasalar nezdinde sağlanan mali destekler büyük önem taşıyor. Bunun yanında, devlet teşvikiyle şirketlerin Ar-Ge personeli sayısı artırılabilir ve şirketlerin Ar-Ge’ye daha çok bütçe ayırması sağlanabilir. Endüstri 4.0 sürecinin sorunsuz işleyişi için gereken mevzuatlar hazırlanıyor. Kamu, akademi ve özel sektör gibi paydaşlar ile iş ortakları kuruluyor. Türkiye’de de bu iş birliklerin gelişmesi desteklenmeli ve sektörler arası güçlü iş birlikleri kurulmalı.

Teknolojik gelişmeleri ve dijitalleşen çağı da göz önünde bulundurduğumuzda, ülkemizin de küresel arenada rekabet dinamiklerini destekleyebilecek gerekli alt yapı çalışmaları neler olabilir?

Tüm teknolojik gelişmeler yazılım tabanıyla yaratılıyor ve güçlendiriliyor. Microsoft olarak bir ülkenin yazılım ekosisteminin güçlendirilmesinin önemini en iyi bilen şirketlerin başında geliyoruz. Türkiye’nin yerli yazılım ekosisteminin gelişmesi ve Türkiye’nin yazılım alanında rekabet gücünün artması adına önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Farklı alanlarda hizmetler veren lider Türk şirketlerinin yanında özellikle yazılım üreten yerel şirketlerinin rekabet gücünü artırarak, onların başarılarını uluslararası pazarlara taşıyoruz. Türkiye’yi bilişimde global düzeyde bir oyuncu yapmanın tek yolunun bilişim ihracatını artırmak olduğuna inanıyoruz. Geçtiğimiz yıl yurt dışına açılacak kadar büyüyen birçok Bağımsız Yazılım Sağlayıcı (ISV) şirketin arkasındaki güç olduk. Hedefimiz Türkiye’den milyar dolarlık yazılım şirketi çıkarmak.

Teknolojiyi demokratikleştiren çözümler

Microsoft’un, teknolojiyi demokratikleştirme vizyonuyla, IoT'yi kolaylaştırarak Azure destekli iki hizmet içeren geniş bir IoT çözümleri portföyü sunuyoruz. Nesnelerin İnterneti teknolojileri kapsamında her ölçekten kurumun operasyonel üretkenliğini ve karlılığını artırmak için dijital dönüşümü ve Endüstri 4.0’a geçişi hızlandıracak, Bağlantılı Fabrika, Uzaktan İzleme, Bağlı Saha Hizmeti, Bağlı araç ve Akıllı Binalar çözümleri sunuyoruz. Ürünlerimizin yanında Microsoft olarak, ülkemizin sürdürülebilir büyüme hedeflerine ortak olma gayesi ile Türkiye’deki stratejik önceliklerimizi dijital dönüşüm ve inovasyon olarak belirledik. Bunun yansımalarından biri olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliği ile Nesnelerin İnterneti (IoT) programının duyurduk. Türkiye çapında meslek liselerinde başlayacak olan proje, Türkiye’de Endüstri 4.0 alanında bir kıvılcım yakmayı hedefliyor.

Dijitalleşme neden önemli? Bu konuda yapılması gereken çalışmalar ve önerileriniz nelerdir?

Dijital dönüşümü, ülkemizin geleceğine yön verecek en önemli araçlardan biri olarak görüyoruz. Dijital Dönüşüm, yeni dijital teknolojiler ve iş modelleri, mevcut olanların yetkinliğini etkilediği zaman ortaya çıkan bir durumu ifade ediyor. Accenture’ın araştırmasına göre dünya ekonomisinin yüzde 25’inin 2020’ye kadar dijitalleşmesi bekleniyor. Dijital dönüşümde sürdürülebilir başarının formülü bir sonraki adımı öngörmekten ve doğru teknolojilere yatırım yapmaktan geçiyor. Dijital dönüşüm yolculuğunda sektörler de hızlı bir değişim içinde. Örneğin bazı sektörler çoktan dönüştü. Bunlara örnek Youtube, Netflix gibi video pazarını söyleyebiliriz. Airbnb, Skyscannner gibi çözümler de turizm sektörünü yeniden şekillendirdi. Öte yandan halen dönüşümünü sürdüren perakende bankacılığı, sağlık, tarım, ulaşım gibi sektörler de var.

Büyük veri ve yönetimi konusunda dünyada ne gibi gelişmeler oluyor? Ülkemizde ne gibi hazırlıklar yapılmalı?

Yakın gelecekte veri, şirketler için altın ve petrol kadar değerli olacak. Veriyi akıllı kullanan, ona doğru yatırım yapan ve etkili değerlendirenler, sektörlerinde başarılı olacak. 2020 yılında kişi başına ortalama 4’ten daha fazla cihaz düşmesi ve veri miktarının 44 zetabyte’ı geçeceği bekleniyor.

Bulut bilişim dijitalleşmede hayati önem taşıyor. Biz, ister Microsoft’un işletim sistemiyle çalışsın, ister açık kaynak kodlu bir endüstriyel kontrol ünitesi olsun, ister bir öğrenci projesi olsun, tüm verilerin güvenli şekilde saklanmasını, doğru şekilde işlenmesini sağladık. Şu an yaklaşık 24 milyar cihaz sürekli internete bağlı, sürekli bir yerlere veri gönderiyor. Bu verilerin sağlıklı şekilde saklanması, doğru şekilde işlenmesi, doğru zamanda doğru insanların önüne çıkartılması gerekiyor. Biz, akıllı bulut platformumuz Microsoft Azure ile bunu sağlıyoruz ve 15 milyar dolarlık yatırımızla bugün 19 farklı bölgede kullanıma sunduğumuz veri merkezleriyle rakiplerimizin önüne geçiyoruz.  

 

Kansu: “Geleceğin tüm teknolojileri bulut üzerinde yer alacak, 2021’de kurumsal uygulamaların yüzde 75’i yapay zeka ekseninde çalışacak.

Yapay zeka ve nesnelerin interneti konusunda son dönemde dünyada ne gibi gelişmeler var? Microsoft olarak yapay zekayla ilgili çalışmalarınızı paylaşır mısınız?

Nesnelerin İnterneti'nin büyüme potansiyeli gerçekten baş döndürücü. Dijital dünya, Nesnelerin İnterneti’ne bağlı olarak iki yılda iki kat büyümeye devam ediyor. Yapay zekada ve IoT’de her gün yeniliklerle karşılaşıyoruz. 2019 itibarıyla dijital projelerin yüzde 40’ı yapay zeka tabanlı olacak. 2020 yılında dünya çapında 24 milyar cihazın birbirine bağlı hale gelmesi, bunun sonucunda da küresel ekonomide 4,5 trilyon dolarlık ek bir değer yaratılacağı tahmin ediliyor. Bu yıllarda müşterilerimizin yüzde 90’ı ile botlar üzerinden iletişim kuracağız. Yine 2020’de kamu personelinin yüzde 15’i yapay zeka uygulamalarının yaygınlaşmasıyla daha kalifiye, daha multidisipliner, karmaşık görevlere atanacak, otonom işleri uygulamalara devredecekler. 2021’de kurumsal uygulamaların yüzde 75’i yapay zeka ekseninde çalışacak.

Geleceğin tüm teknolojileri bulut üzerinden çalışacak. Dolayısıyla, buluta yatırım yapmayanlar, bugünün internetsiz kurumlarına benzeyecek. Bu noktada biz Microsoft olarak, yeni bir strateji belirledik: “Akıllı Bulut, Akıllı Erişim Noktaları”. Bu görüşümüzü üç temel düşünceye dayandırıyoruz. Birincisi birden çok duyu ve cihazda kullanıcı deneyimi. Geliştirilen her uygulama yakın gelecekte cep telefonunuzda, bilgisayarınızda ve arabanızda da aynı deneyimle çalışacak. Bu deneyimi geliştirmek için çalışıyoruz. İkincisi ise yapay zekâ. Yalnızca veriye yatırım yapan ve onu doğru okuyup, anlayan şirketlerin geleceğe umutla bakabileceğine inanıyoruz. Bulut bilişimle yapay zekanın hayatın her alanına nüfuz edeceğini ve akıllı erişim noktalarında da önemli hale geleceğini öngörüyoruz. Üçüncüsü ise veri ve yapay zekanın bulut ve uç noktalarda kullanıldığı sunucusuz servisler. Yazılım geliştiricilerin bu sayede artık sadece yazdıkları koda odaklanıp daha efektif çalışabileceğine inanıyoruz.

Çalışmalarınızda teknopark, üniversiteler ya da benzeri kuruluşlarla iş birliği yapıyor musunuz, yapıyorsanız bu çalışmaları ne şekilde yürütüyorsunuz?

Minik Parmaklar Geleceği Programlıyor projesi ile binlerce çocuğumuzun kalbine yazılım geliştirmenin ateşini küçük yaşlarda aşılamaya çalışıyoruz. Açık Akademi online platformumuzda şu ana kadar 280 bin kişiye yazılım geliştirme dersi verdik. Start-Up’lar için bulut ve teknoloji programımız kapsamında 2000 Start-Up’a ücretsiz bulut ve teknoloji desteği veriyoruz. Beraber çalıştığımız Özyeğin Üniversitesi Girişim Fabrikası, TEB, Starterhub, e-Tohum ve İTÜ Çekirdek bünyesinde yer alan kuluçka merkezleri ile beraber çalışıyoruz. Buralarda gelişen ve büyüme potansiyeline sahip Start-Up’lara aylık 10 bin dolarlık kullanım hakkı veriyoruz.

Dünyada önümüzdeki beş yıl içinde ne gibi önemli teknolojik gelişmeler bekleniyor?

Dijitalleşmenin yaygınlaşmasının her zamankinden daha fazla fırsat yaratacağını göreceğimiz bir dönem geliyor. Dijital dönüşümün önümüzdeki on yılda tüm endüstrilerde getireceği ekonomik olanakların 100 trilyon dolara kadar çıkabileceğine dair yaygın bir görüş hâkim. Özellikle IoT bakımından beş öngörümüz bulunuyor. Nesnelerin İnterneti, yapay zeka teknolojilerinin gelişmesi ile daha yaygın ve etkin bir güce ulaşacak. Yapay zeka, blockchain ile birleşecek. Verinin nerede saklandığı kadar ne ölçekte ve ne amaçla kullanıldığı da giderek önem kazanacak. Bu nedenle ikinci önemli gelişme güvenlik alanında yaşanacak ve IoT güvenliği, kurumların bir numaralı önceliği halini alacak. Üçüncü olarak ise, daha fazla organizasyon, ortak bir çözüm geliştirmeye ortak bir yaklaşım benimseyecek. Geniş ölçekli IoT projeleri için yeni bir ortak ekosistem oluşacak. Dördüncü olarak, açık kaynak alanında yaşanan gelişmelerle birlikte, altyapı mimarilerinden, ortak çalışma imkânlarına kadar ekosistemde birçok iş birliği göreceğiz. Son olarak da, IoT, yeni değerler ve yeni iş modelleri doğuracak.

Yapay zeka ve nesnelerin interneti konularındaki gelişmelerin etkilediği sektörlerden biri de otomotiv sektörü. Otomotiv sektörü için ne tür fırsatlar görüyorsunuz? Gelecek 10 yılda otomotiv teknolojilerinde ne tür gelişmeler bekliyorsunuz?

Otomotiv, yapay zekanın ve IoT’nin en çok fayda sunacağı sektörlerin başında geliyor. Otomotiv de dahil olmak üzere birçok sektöre sunduğumuz çözümlerin dayanağını güvenli bir sistem sunmak oluşturuyor. Bu görüş çerçevesinde, bir işletim sistemi olarak, Windows’u her türlü cihaz üzerinde çalışabilen bir işletim sistemi haline getirdik. Yani PC’nizde çalışan işletim sistemi, telefonlarda çalışan işletim sistemi, buzdolabınızda veya belediyeler için şehirde trafiği yöneten işletim sisteminin de aynı olmasını sağladık. Geliştirdiğimiz güvenli sistemlerle, yolda gitmekte olan akıllı arabaların, evlerden pek çok farklı veri toplayan sensörlerin veya soğuk zincirinde aşıların sıcaklığını yöneten sistemlerin daha güvenli olmasını sağladık. Tüm dünya üzerinde Microsoft platformunda yazılım yazan binlerce firmanın çözümlerinin son derece hızlı şekilde bu cihazlara ulaştırılabilmesini amaçlıyorsunuz.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next