Lütfen ODMD Gladyatör için Tıklayınız > Lütfen Magma Tıklayınız >
ODD Basın Toplantısı (2009) Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“Tek avantajlı çözüm, yaşlı araçları hurdaya çıkarmak”

Otomotiv Distribütörleri Derneği, çok sayıda akademisyenin katılımıyla gerçekleştirdiği ‘’Önümüzdeki On Yıllık Perspektifte Otomotiv Ticaretinin Yol Haritası” adlı çalışmasının sonuçlarını, 23 Temmuz 2009’da Ankara’da düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ankara Dedeman Oteli’nde gerçekleşen basın toplantısında, otomotiv sektörünün Türkiye için lokomotif sektör olduğunu belirten Otomotiv Distribütörleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aybar, Türk otomotiv sektörünün dünya üretiminde 15’inci, Avrupa üretiminde 5’inci sırada yer aldığına, ülkede ihracatçı sektörler arasında ise 1’inci sırada bulunduğuna dikkat çekti. Toplam üretimin yüzde 70’inin Avrupa’ya ihraç edildiğini ifade eden Aybar, sektörün geçen yıl 5,5 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası verdiğini ve nitelikli istihdam sağladığını dile getirdi.
Otomotiv sektörünün Avrupa’daki durumuyla ilgili bilgi de veren Aybar, otomotiv endüstrisinin Avrupa’da yıllık 551 milyar Euro ciro yarattığını ve 12 milyon ailenin geçimlerini bu sektörden sağladıklarını söyledi.

Aybar, AB ülkelerinde otomobil satışı üzerinden alınan vergilere bakıldığında ise vergilerin Türkiye’ye kıyasla son derece düşük olduğuna, bu ülkelerde kişi başına düşen milli gelirin ise Türkiye’dekinin 4-5 katı düzeyinde olduğuna işaret etti. İbrahim Aybar, AB ülkelerindeki motorlu taşıt vergisinin Türkiye’dekinin 3’te 1’i kadar olduğunu söyledi.
Avrupa ülkelerinde çevreyi daha az kirleten motorlu araçlardan daha az vergi alınırken Türkiye’de araç yaşlandıkça daha az vergi alındığına vurgu yapan Aybar, şunları kaydetti: ‘’Türkiye’de otomotiv sektörü vergi gelirlerinin çok önemli bir kısmını veriyor. Vergi gelirlerinin 3’te 1’i doğrudan ya da dolaylı olarak otomotiv sektöründen alınıyor. Bu durum sistemin etkinlik ve adalet açısından yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor. Toplam vergi gelirinin yaklaşık yüzde 70’ini dolaylı vergiler oluşturuyor. OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ülkelerinde nüfusun yüzde 50’si gelir vergisi mükellefi iken Türkiye’de beyanname veren gelir vergisi mükellefleri nüfusun sadece yüzde 3,5’i. Beyanname vermeyen ücretlilerle birlikte bu oran yüzde 20. Vergi gelirlerinin 5’te 1’ini ifade eden gelir vergisinin yarıdan fazlası sadece ücretlilerden alınmakta.’’
 
‘’Vergi oranları düşerse vergi gelirleri azalmaz”

Yüksek vergi oranlarının aşağı çekilmesinin otomotiv sektörünün ticari gelişimi için çok temel bir konu olduğunu belirten Aybar, çalışmalarının, ‘’Vergi oranları düşürse daha az vergi toplanır’’ şeklindeki görüşün yanlışlığını ortaya çıkardığını, üzerinde çalıştıkları senaryoların vergi yükü azaltılırsa ticaretten elde edilen vergi gelirinin arttığını gösterdiğini ifade etti.

Otomobillerin ve sektörün çevre üzerindeki etkilerine de değinen Aybar, Türkiye’de kişi başına düşen sera gazı ortalamasının OECD ve AB ülkelerinin çok gerisinde olduğunu ancak 70 milyonluk nüfusla çarpılınca Türkiye’nin en çok sera gazı üreten ülkeler arasında 13’üncü sıraya yükseldiğini dile getirdi.

Türkiye’nin daha az enerji tüketen yakıtlara, daha az enerji ile ısınmaya ve daha az enerji tüketen teknolojilere ihtiyacı olduğunu belirten Aybar, artık hurda sanayinin kurularak ortaya çıkan atıkların mutlaka ekonomiye geri kazandırılması gerektiğini vurguladı.

İbrahim Aybar, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Yeni teknolojilerle donatılmış, karbondioksit emisyon oranlarını minimize eden taşıtlarla Türkiye’yi donatacaksak, mutlaka eski araçların da hurda olarak toplandıktan sonra ekonomiye geri kazandırılmasının sistemini kurmamız lazım. Burada ihtiyacımız olan şey uygun bir mevzuat. Hurda piyasasını oluştururken mutlaka devletin rehber görevini ortaya koyması ve bu konudaki teşvikini de vermesi gerekiyor. AB ülkelerinde aracın içinde kullanılan malzemenin yüzde 95’i geri kazanılıyor”
 
“Otomobil fiyatları ucuzlamalı”

Çalışmalarında gelecek 10 yıla ilişkin talep projeksiyonlarını da değerlendirdiklerini anlatan Aybar, talebin artması, daha çok araç satılması için gelirlerin artması ve otomobil fiyatlarının ucuzlaması gerektiğini söyledi.

Çalışmada, farklı ÖTV oranları, kişi başına milli gelir, hurda indirimi, döviz ve akaryakıt fiyatları kullanarak senaryolar ürettiklerini dile getiren Aybar, en etkili senaryonun hurda indirimine dayanan senaryo olduğunu ifade etti. 16 yaşın üzerindeki araçlar için 3 bin 500 lira hurda indiriminin sağlandığı, kişi başına gelirin her yıl reel yüzde 3 büyüdüğü senaryoda, vergi gelirlerinin ilk yıl yüzde 20 oranında arttığını ve 450 bin adet satış yapıldığını belirten Aybar, vergi gelirlerindeki artışın bu senaryoda 2015 yılında yüzde 115’e kadar çıktığına dikkat çekti.

Hem çevresel olumsuz etkilerin azaltılması hem sektörün canlanması hem de vergi gelirlerinin artması için çözümün hurda indiriminde olduğunu savunan Aybar, ‘’Senaryoları çoğaltmak mümkün ama gördük ki tek bir avantajlı çözüm çıkıyor 30 Eylül sonrası için… O da yaşlı araçları hurdaya çıkarmak. KDV indirimini de başarabilirsek, o zaman daha da yüksek vergi geliri sağlanmış oluyor’’ diye konuştu. Aybar, şu anda 3 milyon civarında olan 16 yaş üstü araçların 2015’e kadar trafikten çekilmesi sağlanabilirse, karbondioksit salınımının yüzde 8,3 azalmasının mümkün olacağını da sözlerine ekledi.
 
‘Stok kalmadı’ söylemi bir spekülasyon

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aybar, ‘’Hurda indirimiyle ilgili olarak hükümetle bir temasınız oldu mu?’’ şeklindeki soruya karşılık, derneklerinin katkısıyla bu konuda bir yönetmelik hazırlandığını, bu yönetmeliğe Çevre ve Orman Bakanlığı’nın son şeklini verdiğini, ama henüz bu yönetmeliğin yayımlanmadığını söyledi. Aybar, bu yönetmeliğin çıkmasının, çözümün sağlıklı bir şekilde başlatılmasına yardımcı olacağını ifade etti.

‘’30 Eylül sonrası için ne olacağını biz de bilmiyoruz ama mutlaka yapılması gereken hurda indirimidir’’ diyen Aybar, hurda sanayinin oluşturulması, toplama ve geri dönüşüm sisteminin teşkil edilmesi gerektiğini dile getirdi.Aybar, ‘’ÖTV indirildiğinde insanlar araç bulamadılar, stoklar bitti denildi. Sonra fiyatlar artmaya başladı. ÖTV indiriminin çeşitli hilelerle tüketiciye yansıtılmadığı şeklinde yorumlar var. Bunlara ne diyorsunuz?’’ şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı: ‘’2009 yılının ilk 2,5 ayında otomobil satışlarında geçen yıla göre yüzde 30’un üzerinde düşüş oldu. Çok ciddi bir stok birikimi vardı. Stok her zaman vardır. ‘Stok kalmadı’ söylemi bir spekülasyon. Hala da var. Bu tamamen taleple arzın uyuşmaması meselesidir. Bazı markalar kendi maliyetleri nedeniyle zam yapmış olabilirler ama pek çoğu da yapmadı. Tüketici serbest rekabet ortamı içinde kendi tercihini yapar.’’
 
“Türk otomotiv sektörünün kendi markasını oluşturacak bir iç pazar yok”

ÖTV indiriminin etkisiyle 15 Mart - 15 Haziran döneminde otomobil satışlarında geçen yıla oranla yüzde 34,5’lik artış kaydedildiğine işaret eden Aybar, ‘’Pazar yüzde 30 daralırken, o üç ayda yüzde 35 büyüdü. İndirimin bu kadar büyük bir katkısı oldu’’ dedi. İbrahim Aybar, tüketici ihtiyaçları ve talep projeksiyonlarıyla ilgili soruya karşılık, ancak iç pazarın canlı tutulması halinde global markaların gelmeye devam edeceğini, avantajlar olmazsa bu markaların geldikleri gibi gidebileceklerini söyledi. İbrahim Aybar, bir başka soruya karşılık da Türk otomotiv sektörünün kendi markasını oluşturacak bir iç pazar potansiyeline sahip olmadığını kaydetti.

Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next