Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“2019’da Türkiye’nin otomotivde bir üretim ve teknoloji merkezi olmasını hedefliyoruz”

Yeni yasama dönemiyle birlikte Üretim Reform Paketi ve Fikri ve Sınai Mülkiyet Kanunu gibi iki önemli mevzuat düzenlemesini meclise sunmaya hazırlanan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı aynı zamanda Endüstri 4.0’la ilgili yol haritası oluşturulması, Kamu-Sanayi İşbirliği (SİP), Organize Sanayi Bölgeleri ve Sanayi Sitelerinin Dönüşümü ve KOSGEB destek programlarıyla ilgili çalışmalara odaklanıyor. Otomotiv sektöründe ise markalaşma kabiliyetini ve küresel rekabet gücünü artırıcı eylem ve uygulamaların sürdürülmesi, teknolojik dönüşüme yerli malı desteği verilmesi, Otomotiv Test Merkezi ve Motor Mükemmeliyet Merkezi Projeleri, otomotiv yan sanayiinde eşdeğer parça uygulaması bakanlığın gündeminde. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Bakanlık olarak Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2016-2019 doğrultusunda, otomotiv sektöründe Ar-Ge, tasarım ve teknoloji kapasitemizi artırmayı, üretim merkezi olma kimliğimizi geliştirirken aynı zamanda bir teknoloji merkezine de dönüşmeyi hedefliyoruz” diyor.

Bakanlığınızın odak alanlarını ve kısa, orta ve uzun dönemdeki hedefleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bilimsel ve teknolojik gelişmeler; içerisinde bulunduğumuz çağa damgasını vuran ve rekabet gücünü en fazla belirleyen unsurlardır. Bu çerçevede dünyadaki gelişmelerin nabzını iyi tutan, titizlikle tasarlanmış ve ülkenin geleceğine yön veren bilim ve teknoloji politikalarının oluşturulması ve başarıyla uygulanması büyük önem taşır. Aynı zamanda da proaktif ve esnek olmak, statükocu yaklaşımlardan uzak durmak gerekir. 

İşte Hükümetimiz, bu bakış açısından hareketle bilim ve teknolojiyi kalkınma politika ve stratejilerinin en üst basamağına yerleştirdi. Bu alandaki karar organımız olan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun (BTYK) çalışmalarına hız verdik.

Gerekli yapısal değişim ve dönüşümü sağlamak adına Ar-Ge ve yenilik kapasitemizin güçlü olduğu alanlarda hedef odaklı, ivme kazanmamız gereken sektörlerde ise ihtiyaç odaklı yaklaşımları benimsedik. Stratejik amaçlarımız arasından birkaç başlığı belirtmek gerekirse bunlar yeni gelişmekte olan teknolojilere temel oluşturacak araştırmaların desteklenmesi, BTY insan kaynaklarının geliştirilmesi, araştırma sonuçlarının ticari ürün ve hizmete dönüşümünün teşviki, çok ortaklı bir Ar-Ge işbirliği kültürünün yaygınlaştırılması ve Ulusal Yenilik Sistemi içerisindeki KOBİ'lerin rolünün güçlendirilmesi gibi hususlardır.

Yeni paradigmamız ve çalışmalarımızın neticelerini şimdiden almaya başladığımızı söyleyebilirim. Nitekim Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ya oranı 2004 yılında %0,52 iken bu oranı 2014’de %1,01’e yükselttik. Benzer bir gelişme de Ar-Ge’ye ayrılan insan kaynağında oldu. 10 bin çalışan kişi başına düşen Tam Zaman Eşdeğer (TZE) Ar-Ge personeli sayısını 20’den (2004) 45’e (2014), TZE araştırmacı sayısını ise 17’den (2004) 35’e (2014) çıkardık. Bunun yanı sıra özel sektörün toplam Ar-Ge harcamaları içindeki payı da %24,2’den (2004) %49,8’e (2014) yükseldi. Şimdi özel sektörün buradaki payının daha da artması için gayret sarf ediyoruz.  Öte yandan yine bilimsel ve teknolojik gelişmenin bir ölçüsü olan patent başvuru sayıları da 2004-2015 arasında 2.262’den 13.958’e çıktı.

Türkiye’de bilim sanayi ve teknoloji politikalarına yön veren temel kurum olan Bakanlığımızın ismi bilindiği gibi, 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinin hemen öncesindeki 635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı” olarak değiştirilerek teşkilat ve görevleri yeniden belirlendi. Bu önemli değişiklikle mülga Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ana hizmet birimlerinden dört genel müdürlük ayrılarak yeni kurulan Gümrük ve Ticaret Bakanlığına dâhil olurken, Bakanlığımızda ise Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü ile Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü kuruldu. Ayrıca Türkiye Bilimler Akademisi ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) da Bakanlığımıza bağlandı.

Bu şekilde, çalışma ve projelerimizi 2011’in ikinci yarısından bu yana yepyeni bir misyon ve heyecan ile sürdürüyoruz. Özellikle bilim ve teknolojide yenilikçi, yerli ve rekabet gücü yüksek bir yapıya geçmeyi, hem niceliksel hem de niteliksel olarak daha üst seviyelere yükselmeye odaklandık. Sanayi sektörü ve ekonomimiz için sıhhatli ve sürdürülebilir büyümeyi de ancak bu şekilde mümkün kılabiliriz.

“Dünya gündemini kaçırmamak için süratli hareket etmek şart”

Bu doğrultuda 2016’da başlayan ve devam eden projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Önümüzdeki dönemde hangi yeni projeler var?

Şimdi masamızda önemli çalışma konuları ve projelerimiz bulunuyor. Bunlar arasında, yeni yasama dönemiyle birlikte Meclise sevk etmeyi planladığımız Üretim Reform Paketi ve Fikri ve Sınai Mülkiyet Kanunu gibi iki önemli mevzuat düzenlememiz var. Bu arada biliyorsunuz Ar-Ge Reform Paketiyle ilgili İkincil Mevzuat tanıtım toplantısını da bu hafta Ankara Ticaret Odasında gerçekleştirmiş olacağız. Ayrıca Endüstri 4.0’la ilgili yol haritasının belirlenmesi hususundaki çalışmalara ağırlık verdik. Kamu-Sanayi İşbirliği (SİP), Organize Sanayi Bölgeleri ve Sanayi Sitelerinin Dönüşümü ve KOSGEB destek programlarıyla ilgili çalışmalarımız da devam ediyor.

TÜBİTAK ise bir başka öncelikli çalışma alanımız. Bu noktada hem bu devasa kurumun yeniden yapılandırılması ve hem de projelerin hızlandırılması için yoğun mesai harcamaktayız. Otomotiv sektörüne yönelik olarak ise bu önemli sektörümüzün markalaşma kabiliyetini ve küresel rekabet gücünü artırıcı eylem ve uygulamaları, hukuki ve idari düzenlemeler vasıtasıyla sürdüreceğiz. Çünkü mevcut küresel gelişmeler ve ileriye dönük projeksiyonlar Türkiye’nin dünya gündemini kaçırmaması ve süratli hareket etmesi gerekliliğine işaret ediyor. Onun için de bu değişim ve dönüşümü yakından izliyor ve yerli marka araç üretimi için gerekli altyapıyı oluşturmaya çalışıyoruz.

Yukarıda kısaca özetlediğim temel konular haricinde, diğer çalışma ve projelerimizi de sürdüreceğiz. Teknolojik dönüşüme yerli malı desteği verilmesi, Otomotiv Test Merkezi ve Motor Mükemmeliyet Merkezi Projeleri, otomotiv yan sanayiinde eşdeğer parça uygulaması, Bilim Merkezlerinin yaygınlaştırılması,  yeni nesil OSB’ler ve kümelenme çalışmaları bunlardan yalnızca birkaçı. Bu noktada Bakanlık olarak ülkemizin bilim sanayi ve teknoloji alanlarındaki değişim ve dönüşümünü bir an önce hayata geçirmeyi hedefliyor bunun için 24 saat usulüne göre yoğun bir şekilde çalışıyoruz. 

“Endüstri 4.0 devrim değil evrim”

Türkiye’de işletmelerin dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0’a uyumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bugün 4. Sanayi Devrimini konuşurken bundan önce yaşanmış olan diğer 3 sanayi devrimini de daha net bir şekilde tanımlıyoruz. Su ve buhar gücünün keşfi, ardından elektrik ve seri üretim daha sonra da geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısından sonra bilgisayarlar ve otomasyon yaşamış olduğumuz 3 sanayi devriminin tetikleyicisi oldu. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte birkaç yıldır yeni bir sanayi devrimine geçişten bahsediyoruz. Yaşamakta olduğumuz bu yeni devrim imalat sanayi ile birlikte kullanmakta olduğumuz ürünlerden, iş yapış şekillerimize kadar sosyal ve ekonomik yaşantımızda da birçok dönüşümü beraberinde getirecek. Bu açıdan yaşanan bu yeni süreci devrimden ziyade bir evrim olarak da değerlendirmek mümkün.

Yeni dönemde varlıklarını sürdürmek isteyen işletmelerin bu değişim ve dönüşümü gerçekleştirmeleri kaçınılmaz. Zira 4. Sanayi Devrimi ile birlikte maliyetlerde oldukça ciddi oranda azalış, verimlilik ve esneklikte de aynı oranda bir artış söz konusu. Bu dönüşümü gerçekleştirebilen işletmeler ulusal ve küresel rakiplerine karşı büyük bir rekabet üstünlüğü yakalamış olacaklar. Ayrıca her şeyin hızla değiştiği bir dönem yaşıyoruz. Tüketici beklentileri de her geçen gün hızla değişiyor. Bu beklentiler de ortaya müşteriye özel, kişiselleştirilmiş ürünlerin mümkün olan en kısa sürede pazara sunulması ihtiyacını doğuruyor. Dolayısıyla bu noktada da rakiplerinizin gerisinde kalma şansınız yok. Tüm bu gereklilikleri alt alta koyduğumuz zaman, bu dönüşüm işletmeler açısından bir tercih değil zorunluluk.

Endüstri 4.0’a uyum konusunda bakanlık olarak yapılan çalışmalar, sunulan teşvikler, yürütülen destek programları, işgücünün niteliğinin geliştirilmesine yönelik projeler vb. hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ülke olarak bundan önce yaşanan sanayi devrimlerine yeterince adapte olamadık ancak bu sefer gerek kamu gerekse özel sektör olarak çok olumlu bir hava yakalanmış durumda. Bu konu dünyada da henüz oldukça yeni bir konu. Dolayısıyla Türkiye olarak biz de tüm dünya ile birlikte bu sürecin henüz başındayız. Özellikle 2016 yılı bu konudaki çalışmalarda ciddi bir ivme yakaladığımız bir yıl oldu. Kamu öncülüğünde ve ilgili tüm paydaşlarla beraber yol haritamızı oluşturma aşamasının sonlarına gelmiş bulunuyoruz. Çok kısa bir süre içerisinde bu konuya ilişkin çalışmaları kamuoyu ile paylaşacağız.

4. Sanayi devrimine geçiş ve işletmelerin dijital dönüşümünü yönetecek, bu konuya ilişkin politika ve önerileri hayata geçirecek bir platform oluşturuyoruz. Bu platformda kamudan, özel sektöre, üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarına kadar her kesimden temsilci yer alıyor. Söz konusu platform, dijital dönüşüm için gerekli olan teşvik ve destek mekanizmalarından bu sürecin olmazsa olmazı durumundaki nitelikli işgücünün geliştirilmesine, gerekli teknolojik altyapının yerli imkânlarla oluşturulmasından sürdürülebilir kılınmasına kadar tüm aşamaları planlamaktan ve uygulamaktan sorumlu olacak.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge ve Yenilik Reform Paketi neler içeriyor?

  • Tasarım Merkezleri Hayata Geçirilecektir. Kurulacak olan tasarım merkezlerinin de Ar-Ge merkezlerine sağlanan destek ve muafiyetlerden yararlanması sağlanacaktır. Tasarım merkezlerinin kurulmasıyla katma değerli üretim, markalaşma ve uluslararası pazarlara açılma yönünde önemli bir adım atılmış olacaktır.
  • Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde de Tasarım Faaliyetleri Desteklenecektir. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde faaliyet gösterecek tasarım firmalarının da bölgedeki diğer firmalara sağlanan destek ve muafiyetlerden yararlanması mümkün olacaktır. Böylece, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Ar-Ge faaliyetlerinin yanı sıra tasarım faaliyetleri de desteklenerek katma değeri yüksek teknolojik ürünlerin ortaya çıkması sağlanacaktır.
  • Sektörel Farklılıklara Göre Ar-Ge Merkezlerindeki Personel Sayı Sınırı Farklılaştırılacaktır. Az sayıda Ar-Ge personeli ile faaliyet gösteren sektörlerde Ar-Ge merkezleri kurulmasının önünü açmak amacıyla çalıştırılması gerekli asgari Ar-Ge personeli sayısı 30’dan 15’e düşürülecek ve bu kapsamda özellikle ilaç, tıbbi cihaz, tohumculuk, gıda ve biyoteknoloji gibi alanlarda faaliyet gösteren firmaların Ar-Ge merkezi kurması özendirilecektir. Böylece hem ileri teknoloji gerektiren hem de geleneksel sektörlerde Ar-Ge alt yapısının güçlendirilmesi sağlanacaktır.
  • KOBİ’lerimizin Ar-Ge ve Tasarım İhtiyaçlarını Sipariş Yoluyla Karşılamaları Sağlanacaktır. Siparişe dayalı Ar-Ge ve tasarım faaliyetleri de destek kapsamına alınacak ve bu kapsamda hem sipariş veren KOBİ ve büyük firmalara (%50) hem de sipariş alan Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerine (%50) Ar-Ge ve tasarım indirimi sağlanacaktır.
  • Firmaların Ortak Proje Yapmaları Desteklenecektir. Firmaların ortak proje yapmalarını sağlamaya yönelik “Rekabet Öncesi İşbirliği” proje modeli hayata geçirilerek bu projelere vergisel ve hibe destekler sağlanacaktır.
  • Lisansüstü Ders Saatleri Muafiyet Kapsamına Alınacaktır. Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde lisansüstü eğitim yapan personelin, üniversitede geçirecekleri sürelerin tamamı (ders dönemleri için) muafiyet kapsamına alınarak, ticarileştirmeye yönelik insan kaynağı kapasitesi artırılacaktır.
  • Dışarıda Geçirilen Süreler % 100’e Kadar Destek Kapsamına Alınacaktır. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde çalışan personelin, projelerle ilgili dışarıda geçirmeleri gereken süreler muafiyet kapsamına alınarak, daha yenilikçi ve daha rekabetçi ürünlerin üretilmesi desteklenecektir.
  • Gelir Vergisi İstisnaları Eğitim Düzeyine Göre Artırılacaktır. Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde nitelikli Ar-Ge personeli istihdamını artırmak için bu yapılarda çalışan Ar-Ge ve tasarım personeline sağlanan gelir vergisi istisnası oranları artırılacaktır.
  • Yabancı Araştırmacıların Çalışma İzin Süreçleri Kolaylaştırılacaktır. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde yürütülen Ar-Ge ve tasarım projelerinin gerektirdiği yetkinliğe sahip Türk uzmanın bulunmadığı hallerde ihtiyaç duyulan yabancı istihdamı kolaylaştırılacak ve böylece yurt dışından nitelikli Ar-Ge personelinin istihdamı sağlanarak yurt içindeki Ar-Ge faaliyetlerinin niteliği artırılacaktır.
  • Ar-Ge Merkezlerinde Temel Bilimler Mezunlarının İstihdamı Desteklenecektir. Nitelikli öğrencilerin temel bilimler alanına yönlendirilmesi ve nitelikli istihdama katkı yapmalarının sağlanması açısından Ar-Ge Merkezlerinde temel bilimler mezunlarının istihdamı desteklenecektir. Ayrıca temel bilimlerde araştırmacıların yetiştirilmesi ve bu alanda yapılan araştırma faaliyetlerinin nitelik ve nicelik olarak artırılması da temin edilmiş olacaktır.
  • Doktora Sonrası Araştırmacılar Desteklerden Yararlanacaktır. Doktora sonrası araştırma kavramı YÖK Kanununda tanımlanarak, bu çalışmaları gerçekleştiren araştırmacılar Ar-Ge personeli kapsamına dâhil edilecek ve kendilerine gelir vergisi stopajı desteği sağlanacaktır.
  • Belirli Alanlarda İhtisas (Tematik) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Hayata Geçirilecektir. İhtisas (Tematik) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin hayata geçirilerek, öncelikli ve stratejik sektörlerde (bilişim, sağlık, biyoteknoloji, nanoteknoloji, savunma, uzay, havacılık vb.) odak Ar-Ge yapılarının kurulması sağlanacaktır.
  • Yenilikçi Firmalara Doğrudan Girişim Sermayesi Sağlanacaktır. Yeni kurulan yüksek teknolojili şirketlerin ihtiyaç duydukları fonların doğrudan yatırım yapan yatırımcılar tarafından da karşılanması sağlanacak, bu sayede işletmelerin finansman kaynaklarına erişimi kolaylaştırılacaktır.
  • Teknolojik Ürün Deneyim Belgesinin kapsamı genişletilerek, Ar-Ge ve yenilik projeleri sonucu ortaya çıkan mal ve hizmetleri üreten yerli teknoloji firmaları kamu alımları yoluyla desteklenecektir. Böylece ülkemizde Ar-Ge sonucu ortaya çıkan teknolojik ürünlerin ticarileşmesi ve yatırıma dönüştürülmesi de kolaylaştırılmış olacaktır.
  • Ar-Ge, Yenilik ve Tasarım Kapsamında Dışarıdan Alımlarda “Gümrük Vergisi İstisnası” Uygulanacaktır. Ar-Ge, yenilik ve tasarım projeleri kapsamında dışarıdan temin edilen ürünlere “Gümrük Vergisi İstisnası” getirilerek proje süreleri kısaltılıp maliyetler düşürülerek proje çıktılarının kısa sürede ürüne dönüşmeleri sağlanmış olacaktır.
  • Yenilikçi İş Fikirlerine Sağlanan Teknogirişim Desteğinin Bütçesi 5 Katına Kadar Çıkarılacaktır. Yenilikçi iş fikirlerine sağlanan Teknogirişim Sermaye Desteği üst limiti 5 katına çıkarılarak yenilikçi fikirler ve Ar-Ge’ye dayalı, katma değeri yüksek, markalı ürün ve hizmetlerin üretim ve pazarlama süreçleri desteklenecektir.
  • Öğretim Üyelerinin Üniversite - Sanayi İşbirliği Gelirlerinden Yapılan Kesintiler Büyük Oranda Kaldırılacaktır. Öğretim üyelerinin Üniversite-Sanayi İşbirliği kapsamında yürüttükleri faaliyetler sonucunda elde ettikleri gelirlerin %85’inin kendilerine ödenmesi sağlanarak öğretim üyelerinin Ar-Ge projesi yapmaları teşvik edilecek ve Üniversite-Sanayi İşbirliğinin geliştirilmesi sağlanacaktır.
  • Öğretim Üyelerinin Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde Kısmi Süreli / Sürekli Çalışabilmeleri Sağlanacaktır.  Öğretim üyelerinin Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde kısmi süreli ya da sürekli çalışabilmeleri ve bu sayede elde ettikleri gelirin Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde olduğu gibi döner sermaye kapsamı dışında tutulması sağlanarak bilgini ticarileştirilmesi teşvik edilecektir.
  • Projelerde görevli öğretim üyelerinin ücretleri iyileştirilecek ve döner sermayeden muaf tutulacaktır. Bakanlık tarafından Ar-Ge ve yenilik projelerinin izleme, değerlendirme ve denetim süreçlerinde görevlendirilen öğretim üyelerinin ücretlerinin iyileştirilmesi ve KOSGEB tarafından görevlendirilen öğretim üyelerine ödenen ücretlerin döner sermaye kapsamı dışında tutulması yoluyla, projelerin kalitesi artırılacaktır.
  • Bilişim Sektöründeki Firmaların Nitelik ve Yeterliliklerini Belirlemeye Yönelik Yetki Belgesi Verilecektir. Bakanlığın, bilişim sektöründeki firmaların nitelik ve yeterliliklerini belirlemeye yönelik olarak firmalara yetki belgesi vermesi sağlanarak bilişim sektöründeki kalite ve yetkinlik artırılacaktır.
  • Bakanlık Destek Programları Devredilerek Benzer Programlar Arasındaki Uyum ve Koordinasyon Sağlanacaktır. Bakanlık tarafından yürütülen destek programlarının (San-Tez, Teknogirişim, Teknopazar) bağlı ve ilgili kuruluşlara devredilerek benzer programlar arasındaki uyum ve koordinasyonun sağlanacak ve bu sayede yerli ürün ve teknoloji geliştirme kapasitesi geliştirilecektir.
  • Kamu Destekli Projelerde Görevli Bursiyerlere Sigorta İmkânı Sağlanacaktır. Kamu destekli projelerde görev alan bursiyerlere sigorta imkânı sağlanarak proje ekiplerinin niteliğinin yükseltilmesi sağlanacaktır.
  • Ulusal ve Uluslararası Yarışmalarda İlk 3’e Girenlere Üniversiteye Girişte Ek Puan Verilecektir. Belirli ulusal ve uluslararası bilimsel yarışmalarda ilk üçe girenlere, ilgili dallarda lisans programına yerleştirilmeleri aşamasında ek puan verilerek başarılı gençlerin daha iyi bir eğitim almaları sağlanacaktır.
  • Lisansüstü Projelerde Çalışan Öğrencilere Burs Ödenebilmesi Sağlanacaktır. Lisansüstü projelerde çalışan öğrencilere burs ödenebilmesi temin edilerek Ar-Ge ve yenilik proje ekiplerinin güçlendirilmesi sağlanacaktır
  • Yönetici Şirket Mülkiyetindeki Taşınmazlar Emlak Vergisinden Muaf Tutulacaktır. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde bölge yönetici şirketi mülkiyetindeki taşınmazlar emlâk vergisinden muaf tutularak Bölgelerin mali açıdan güçlenmesi ve böylece daha rekabetçi firmaların ortaya çıkması desteklenecektir.
  • Faaliyete Geçmeyen Bölgelerin Hükmi Şahsiyetleri Sona Erdirilecektir. Kurulmasından 3 yıl süre geçmesine rağmen mücbir sebepler dışında herhangi bir faaliyette bulunmayan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin hükmi şahsiyetleri sona erdirilmek suretiyle Bölgelerin sağlıklı bir gelişim göstermeleri tesis edilecektir.
  • OSB’lerde Kurulacak Bölgelerin Onay, İzin ve Ruhsat İşlemleri OSB’lerce Gerçekleştirilecektir. Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB) kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin yapı uygulama projelerinin onayı ile ruhsat ve izin işlemlerinin OSB idarelerince gerçekleştirilmesi sağlanarak, Bölge kuruluş süreçleri hızlandırılacak ve böylece teknoloji odaklı yenilikçi firma oluşumları desteklenecektir.
  • Bölgelerden İstenen Veriler Dijital Ortamda Alınacaktır. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nden Bakanlık tarafından istenilen veriler, dijital ortamda alınarak işve süreçlerin hızlandırılacak ve bürokrasi azaltılacaktır.
  • Bölgelerdeki Kira Üst Limitleri Gerektiğinde Bakanlık Tarafından Belirlenecektir. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’ndeki kira üst limitleri gerektiğinde Bakanlık tarafından belirlenerek girişimci dostu bir ekosistem ve girişimcilik faaliyetleri için daha sağlam bir altyapı tesis edilecektir.
  • Değerlendirme Kurulunda KOSGEB’den de Temsilci Yer Alacaktır. KOSGEB temsilcisinin Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Değerlendirme Kurulunda yer alması sağlanarak, sanayi ve üniversite potansiyelinin yeterli olmadığı illerde öncelikle TEKMER’lerin kurulması sağlanarak daha planlı ve daha sürdürülebilir bir ekosistem oluşturulacaktır.

“Türkiye Otomotiv Sektörü 2019’a hazırlanıyor”

Nisan ayında Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2016-2019 kabul edildi. Belge bir öncekine göre sektörün güçlendirilmesine yönelik hangi değişiklikleri ve eylemleri içeriyor? Sektörün 2019’da nasıl bir yerde olması hedefleniyor?

05 Mayıs 2011 tarih ve 27925 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2011-2014 yıllarını kapsayan Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2011-2014) tamamlanarak sektörümüze önemli kazanımlar getirmiştir.

Bu bağlamda, önceki dönemden elde edilen tecrübe ve kazanımlarla birlikte, ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla gerçekleştirilen çalıştay sonucunda hazırlanan ve 2016-2019 yıllarını kapsayan “Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi Eylem Planı”nda otomotiv sektörünün vizyonu;

“Sahip olduğu yerli markaları ile dünya otomotiv pazarında söz sahibi olmak”,

Genel amacı;

“Güçlü ve rekabetçi tedarik sanayi ve kendi ürettiği yerli markaları ile ileri teknoloji kullanımını yaygınlaştırmak ve katma değer oranını yükseltmek”,

Hedefleri ise;

- Yerli Marka Araç Üretimi İçin Gerekli Altyapıyı Oluşturmak

- Sektörün Markalaşma Kabiliyetini ve Küresel Rekabet Gücünü Artırmak

- Otomotiv Sektörünün Güçlendirilmesine Yönelik Hukuki ve İdari Düzenlemeler Geliştirmek

olarak belirlenmiştir.

Bu bağlamda, küresel seviyede rekabetçi olabilecek menzili uzatılmış elektrikli yerli marka araç kategorisi belirlenmesi ve söz konusu aracın üretilmesine yönelik gerekli destek mekanizmalarının geliştirilerek uygulanması, bu kapsamda üretilecek yerli marka araç/araçların kamu alımlarında öncelikli olarak tercih edilmesinin sağlanması, içten yanmalı motor üretiminin teşvik edilmesi amacıyla mükemmeliyet merkezinin kurulması gibi eylemler sektörün rekabet edebilirliğini ve katma değerini artıracak eylemler arasında yer almaktadır.

Ayrıca, vergilendirme sisteminde salınım düzeyindeki farklılıkların da dikkate alındığı bir yapı oluşturularak karbondioksit salınımı daha düşük olan araçların kullanımının da teşvik edilmesi ve otomotiv sanayinin ihtiyaçlarına yönelik uygulamalı araştırma merkezlerinin kurulması da hedeflenmektedir.

Bu amaçlarımıza uygun olarak 2019 yılına geldiğimizde, otomotiv sektöründe Ar-Ge, tasarım ve teknoloji kapasitemizi artırmayı, üretim merkezi olma kimliğimizi geliştirirken aynı zamanda bir teknoloji merkezine de dönüşmeyi hedefliyoruz.

Dünyada ve Türkiye’de otomotiv sektörü, gündemdeki gelişmeler hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz? Otomotiv pazarının büyütülmesine yönelik gündeminizdeki çalışmaları paylaşabilir misiniz?

Türk otomotiv ve yan sanayii dünya otomotiv ve yan sanayiindeki gelişmelerden doğal olarak etkilenmektedir. Türkiye'de otomotiv ve yan sanayiinin, dünya otomotiv sanayiindeki yeni oluşumlara uyum sağlayabilecek ve uluslararası pazarlara entegre olabilecek bir duruma getirilmesi gerekmektedir. Otomotiv sanayiinin iç pazara bağlı kalması, gelişmesi açısından büyük bir engel oluşturmaktadır. Otomotiv ve yan sanayiindeki yeni yatırımların uluslararası pazarlara yöneltilmesi konusu günümüzde büyük önem kazanmıştır.

Türkiye’de yapılan üretimi artırmaya devam etmeliyiz. Ancak Türkiye’de artık tasarım ve Ar-Ge çalışmalarını da hızlandırmalıyız. Bunun için de yerli bir marka oluşturmanın kritik bir adım olacağını düşünüyoruz. Türkiye’deki hem iç pazar hem de dış pazar şartlarını dikkate aldığımızda, yerli markaya içeriden ve dışarıdan büyük bir ilgi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Biz, yerli markanın eski teknolojiden ziyade özellikle elektrikli araç gibi yeni teknolojilerden oluşması ihtimalini daha yüksek görmemizden dolayı TÜBİTAK bünyesinde desteklenecek Ar-Ge projelerinin elektrikli araçlarla ilgili olmasını kararlaştırdık. Yerli marka oluşturmak, elektrikli araçların üretiminde ön sıralarda yer almak ve tasarım ve Ar-Ge faaliyetlerinde de dünyadaki önemli adreslerden biri olmak gibi hedeflerimiz var.

Bakanlığınızın Emniyet Genel Müdürlüğü ile yürüttüğü ASBİS projesinin son durumu ve TSE ile yürüttüğünüz çalışmalar hakkında bilgi alabilir miyiz?

Otomotiv sektöründe, küresel düzeyde değişen pazar, rekabet koşulları, kamu otoritelerinin ortaya koyduğu gelişen güvenlik ve çevre kriterleri dünyadaki tüm üretici firmalar gibi Türkiye’deki firmaların da gelişimini etkilemektedir.

Bu çerçevede Bakanlığımız tarafından, Karayolları Trafik Kanununun ilgili hükümleri uyarınca, araçların yapım ve kullanma bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyma zorunluluğunu yerine getirmek üzere gerekli mevzuat, ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar çerçevesinde, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonunun (BM/AEK) ilgili teknik mevzuatına uyumlu olarak düzenlenip yayımlanmaktadır.

Otomotiv sektörü dinamik bir yapıya sahip olup devamlı gelişmekte ve aynı paralellikte de mevzuat sayısı artmaktadır. Otomotiv sektörü ekonomimizde lokomotif etkisi ile ülke kalkınması ve gelişmesinde önemli rol oynamakta olduğundan belgelendirme işlemlerinde etkin ve hızlı bir sürece ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu kapsamda, teknik mevzuat uyumu, tip onayı belgelendirme, uygunluk denetimi gibi süreçlerde firmaların iş ve işlemlerini kolaylaştırmak ve süreci hızlandırmak, bürokrasi ve kırtasiyeciliği azaltmak, başvuruları elektronik ortamda yürütmek ve takip etmek gibi faaliyetler büyük önem kazanmaktadır.

Bu doğrultuda Başbakanlık tarafından koordine edilen araç tescil ve sürücü belgesi işlemlerinin online olarak yapılmasını sağlayan Araç ve Sürücü Bilgi Sistemi (ASBİS) ile bürokratik işlemlerin ve maliyetlerinin azaltılması amacıyla ihtiyaç duyulan bilgi ve belgelerin elektronik ortamda temin edilmesi ve tüm süreçlerin bu bilgilerle gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.

ASBİS ve tescil işlemleri İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü uhdesinde olup,  ASBİS Projesinde Bakanlığımız tarafından kullanıcılarının yetki tanımlamaları, tescil edilecek araçların Araç Tip Onayı Bilgilerinin alınması, kontrol edilmesi ve ASBİS veri tabanına aktarılması işlemleri yapılmaktadır.

ASBİS üzerinden tescil işlemleri, M1 kategorisi araçlar için 2013 yılında, N1 Kategorisi araçlar için 2014 yılında zorunlu olarak başlamıştır. Diğer araç kategorilerinin de ASBİS’e alınmasına yönelik çalışmalar Emniyet Genel Müdürlüğü koordinasyonunda Bakanlığımız temsilcileri, sektör temsilcileri ve ilgili tarafların katılım ile devam etmektedir.

Bunun yanında, belgelendirme faaliyetlerinin daha etkin ve hızlı yürütülebilmesi amacıyla Bakanlığımız ile TSE arasında 28/09/2015 tarihinde bir Protokol imzalanmış olup bahse konu protokol çerçevesinde tip onayı belgelendirme iş ve işlemleri, 01/01/2016 tarihinden itibaren Bakanlığımızın gözetimi ve denetimi altında ilgili kuruluşumuz olan TSE tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Anılan tarihten itibaren Tip Onayı Başvurularının elektronik ortamda alınması, takibi gibi hususlar TSE Yazılım Portali Belgelendirme Sistemi üzerinden yapılmaktadır.

 “Distribütörler sektörün yenilikçi çalışmalarında önemli bir rol üstleniyor”

Otomotiv sektörü, yan sanayiden ana sanayiye, distribütörlerden bayilere ve servislere kadar bir bütün içinde değerlendirmemiz gereken bir sektör. Bu zincirin her halkasını güçlendirmemiz, halkalar arasındaki işbirliği çalışmalarını artırmamız gerekiyor. Ben sektörde tasarım, Ar-Ge ve markalaşma çalışmalarının artmasında distribütörlerin ve bayilerimizin de önemli bir rol üstleneceklerini düşünüyorum.

 

 


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next