UN Global Compact Türkiye Başkanı Dr. Yılmaz Argüden Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Daha iyi bir dünya için sorumluluk al!

1999'da kurulan UN Global Compact (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi), bugün 162 ülkeden 8 bin 400’ü şirket olmak üzere 13 bin 500’ü aşkın imzacı kurumuyla dünyanın en büyük kamu-özel sektör diyalog platformu olma özelliğini taşıyor.  Türkiye’nin 300’ün üzerindeki aktif imzacısıyla Avrupa’nın en büyük 6., dünyanın da en büyük 11. Ulusal Ağını oluşturduğunu belirten UN Global Compact Türkiye Başkanı Dr. Yılmaz Argüden, “Türkiye’den daha fazla şirketi başarılı uygulamalarıyla küresel platformlarda görmeyi arzuluyoruz” diyor.

UN Global Compact, (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi) hakkında bilgi verebilir misiniz?

UN Global Compact (UNGC), 1999 yılında dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Davos'ta yaptığı bir konuşmaya dayanıyor. Annan bu konuşmada; dünyanın daha yaşanabilir bir yer haline gelmesi isteniyorsa, bu sorumluluğun sadece devletlere bırakılamayacağını; bireylerin, şirketlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve akademik dünyanın birlikte rol üstlenmesi gerektiğini vurguluyordu. Global Compact, başta özel sektörün olmak üzere, daha iyi bir dünya için herkesin sorumluluk üstlenme beyanıdır. 2000 yılında girişimin oluşturulma aşamasında, insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele gibi evrensel bildirgelere dayanan dört temel alanda 10 temel ilke belirlendi ve kurumların en üst düzey yöneticilerinden, bu 10 ilke üzerine her yıl neler yaptıklarını raporlamaları istendi. Bu ilkelere imza atan ve her yıl bu raporlamayı yapan her kurum UNGC üyesidir.

Girişimin geride bıraktığı 15 yılı aşkın sürede UNGC, dünyanın en büyük kamu-özel sektör diyalog platformu haline geldi ve dünyanın en kapsayıcı sürdürülebilirlik platformu oldu. Başta yaklaşık 20 şirketle başlayan bu girişim, bugün 162 ülkeden 8 bin 400’ü şirketler olmak üzere 13 bin 500’den fazla kurumun imzacısı olduğu bir platform haline geldi. Geçtiğimiz yıl UNGC’nin araştırmasına göre imzacı şirketlerin yüzde 66’sı sürdürülebilirlik politikalarını ve uygulamalarını UN Global Compact’in belirlediğini ifade ediyorlar. Yine imzacı şirketlerin neredeyse yarısı şirketlerinin sahip olduğu vizyonu UN Global Compact’e borçlu olduklarını belirtiyorlar. 

UN Global Compact’in Türkiye’deki faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz?

UN Global Compact’i ilk imzalayan Türk şirketi ARGE Danışmanlık, ilk imzalayan STK ise o dönem başkanlığını üstlendiğim KalDer oldu. Türkiye’de ilk UN Global Compact tanıtımı TİSK ve Unilever Türkiye tarafından 2002 yılında yapıldı. Başta UNDP Türkiye tarafından ülkemizde paydaşlara tanıtımı ve sözcülüğü yapılan girişim, 2007’de Koç Holding’in bütün grup şirketleri adına Mustafa Koç’un imzasının ardından ivme kazandı ve 2009’da da girişimin Türkiye’de Ulusal Temsilciliği’ni üstlendim. 2012 yılında girişimin Türkiye’de 10. Yılını tamamlamasının ardından TÜSİAD ve TİSK’in ortaklaşa oluşturduğu Sekretarya ile resmi bir Ulusal Ağ yapılanmasını tamamladık ve Global Compact Türkiye 2013’ten bu yana kendi bağımsız Sekretaryası ve Başkanlığını yürüttüğüm Yönetim Kurulu ile faaliyetlerini sürdürüyor.

Bugün Türkiye’de UN Global Compact’in 300’ün üzerinde aktif imzacısı bulunuyor ve bu sayı ile Avrupa’nın en büyük 6., dünyanın da en büyük 11. Ulusal Ağına sahibiz. İmzacılarımızın yarısından fazlası şirketler, geri kalan imzacılarımız da sivil toplum örgütleri, üniversiteler, belediyeler ve iş dünyası kuruluşlarından oluşuyor. Şirket imzacılarımız arasında da yine yarısından fazlasını KOBİ’ler oluşturuyor. Türkiye’de UNGC’ye uyum ve istek memnuniyet verici seviyede. İmzacı şirketlerimiz faaliyet kapasiteleriyle doğru orantılı olarak en fazla raporlama boyutunda sıkıntılar yaşıyorlar, ancak çoğu şirket bunu aşabildiği gibi, UNGC’yi öğrenen şirketlerimizin ilgisi de bizi mutlu ediyor. Dahası, imzacımız olan şirketler sonraki yıllarda girişimin ve gündemin çatısı altındaki platformlarda da önemli roller üstlenir hale geliyorlar.

Sahip olduğumuz güçlü Ulusal Ağ ile Türkiye’de geliştirdiğimiz Sektörel Yayılım Stratejisi bütün dünyaya örnek teşkil eden bir çalışma oldu. Nitekim UN Global Compact Merkez Ofisi de bu yaklaşımı benimsemeye başladı. Buradaki yaklaşımımız, şirketlerin sektör halinde hareket etmelerinin onlara güç ve deneyim kazandıracağından hareketle sektörlere özgü çağrılar yapmak ve sektör derneklerinin kaynaklarından faydalanarak şirketleri eğitmelerine yardımcı olmak. Ayrıca bu sayede sektör bazında yaygınlaştırmada ortak çözüm üretmek mümkün olabiliyor. Sektörel Yayılım Modeli’ni uygulamak için seçilen ilk üç sektör İlaç Sanayi, Otomotiv ve Turizm sektörleri idi. Bu seçimler yapılırken sektörlerin Türkiye ekonomisi için önemi gözetildi. Örneğin 2012 yılında ilaç sektöründe bütün dünyada 84 imzacı varken, biz böyle bir yayılımla sadece Türkiye'den 34 imzacı kazandırdık.

2014 yılından bu yana "Çarpan Etkili İş Birlikleri" ya da "Kazan-Kazan-Kazan Döngüsü" stratejileri doğrultusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu çalışmalarımızda sürdürülebilirlik çalışmalarında doğal paydaşlarımız olarak gördüğümüz finans kuruluşları, büyük satın alımlar yapan şirketleri ve medya kuruluşlarını harekete geçirmeyi hedefledik. Bu odaklarda çalışma grupları oluşturduk ve şirketleri bu ortak gündemde ortak çalışmaya teşvik ettik. Bu paydaşların özellikle KOBİ’ler üzerinde yaratacağı etkiyle, sürdürülebilirlik gündemini ekonomimizin önemli bir boyutunu oluşturan KOBİ’lere taşımayı amaçladık. Türkiye'de KOBİ'lerin paraya ve pazara ihtiyaçları var. Bankaların kredi şartnamelerine UN Global Compact'in ilgili ilkelerini koymalarını istedik. Böylece süreç daha kolay işleyecekti. Gelinen noktada Türkiye'deki bankalar bu sistemi uygulamaya başladı. Diğer taraftan büyük alımlar yapan marka sahibi şirketler de satın alım kontratlarına bu ilkeleri yerleştirerek hem kendi itibarlarını koruyorlar, hem de sorumlu iş ilkelerini içselleştiren KOBİ’lere yeni pazarlar açılmış oluyor.

Türkiye ağının özgün ve başarılı çalışmaları sayesinde UN Global Compact küresel sistemi içinde de saygın bir noktaya ulaştık. Bunun bir göstergesi de Global Compact’in Ulusal Ağlar Danışma Kurulu’nda 2013 yılında önce Doğu Avrupa bölgesi temsilcisi seçilmem, ardından da Danışma Kurulu Başkanlığını üstlenerek 2014-2015 döneminde Ulusal Ağları temsilen UN Global Compact Küresel Yönetim Kurulu’nda yer almam oldu. Yine 2014 yılı, Ulusal Ağlar arasında yapılan oylamayla Global Compact Türkiye’nin geliştirdiği ve uyguladığı yukarıda bahsi geçen stratejiler nedeniyle iletişim, işbirliği ve kapasite geliştirme açısından En Başarılı Ulusal Ağ ödülüne layık görüldüğü yıl oldu.

UN Global Compact bugün hangi konulara odaklanıyor, ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

UN Global Compact’in önümüzdeki yıllardaki en büyük gündemini 2015 yılında açıklanan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) oluşturuyor. Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin (BKH) 2015 yılında süresini doldurmasının ardından uzun soluklu bir küresel istişare süreci sonunda oluşturulan SKH’ler, geçtiğimiz Eylül ayında BM Genel Kurulu’nda dünya devletlerince kabul edildi. SKH’leri oluşturan 17 hedef, gelecek 15 yılımızın kalkınma önceliklerini oluşturuyor. 2000 yılında UNGC’nin oluşumu esnasında BKM’lerin hayata geçirilmesi için iş dünyasına yapılan çağrı, bugün SKH’ler için de hala geçerli. Elimizde daha kapsamlı ve daha odaklı bir kalkınma gündemi var ve iş dünyasının da bu hedeflerin işaret ettiği daha yaşanılası bir dünya için katkısı olmak durumunda. UN Global Compact, 10 ilkesine taahhüt vermiş imzacı şirketlerinin bu kalkınma gündemine dahil olarak küresel çapta etki yaratacak çalışmalarda yer almalarını sağlamak üzere çalışıyor. Global Compact Türkiye olarak her daim geçerli öncelikli hedefimiz Türkiye’den UNGC’ye taahhüt veren şirketlerin sayısını artırmak ve Türk iş dünyasının bu küresel gündemde yerini sağlamlaştırmak. Yine kısa vadede 2014 yılından beri sürdürdüğümüz “Çarpan Etkili İş Birlikleri” stratejileri doğrultusunda kurulan çalışma gruplarımızda (Sürdürülebilir Tedarik Zinciri, Sürdürülebilir Bankacılık ve Finans, Medya Görev Gücü) faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.

Bunun yanı sıra, SKH’lerin oluşturulma aşamasında UNIDO (Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı) ile Türkiye çapında yaptığımız çalışmalarda iş dünyasının bu yeni kalkınma gündeminde hangi konulara öncelik verdiğini araştırdık. Çıkan sonuçlar doğrultusunda;

  1. İyi yönetişim anlayışının yaygınlaştırılması,
  2. Kadının işgücüne katılımının artırılması,
  3. Kaliteli eğitimle genç işsizliğinin azaltılması ve
  4. Kalkınma gündemi doğrultusunda ortaklıklar kurularak çalışmalar yapılması alanlarında Türk iş dünyasının önceliklendirmede bulunduğunu gördük. Global Compact Türkiye olarak uzun vadede bu odak noktalarında imzacılarımızla ortak çalışmalar yapmaya, uygun noktalarda da çalışmalarımızı Global Compact’in Barış İçin İş Dünyası (B4P) ve Kadının Güçlenmesi İlkeleri (WEPs) gibi girişimlerine taşıyarak imzacılarımızı ve faaliyetlerimizi uluslararası boyuta çıkarmaya odaklanacağız. Şimdiye kadar Türkiye’de SKH’lerin tanıtılması konusunda önemli bir sözcülük rolü üstlendik ve hedefler daha ilan edilmeden iş dünyasında bu konuda güçlü bir farkındalık yarattık. Bir sonraki adım da bu farkındalığı eyleme çevirmek olacaktır.

Sektörümüze vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Şirket boyutundan bağımsız olarak, sektör mensubu şirketleri buradan UN Global Compact’i imzalamaya davet etmek istiyorum. Sürdürülebilirlik çalışmalarının dünyada kazandığı ivmeye ve sektör yapısının uygulama ve raporlama anlayışına yatkınlığına da güvenerek, Türkiye’den daha fazla şirketi başarılı uygulamalarıyla küresel platformlarda görmeyi arzuluyoruz. Şirketlerin zaman kaybetmeden, küresel bakımdan prestijli bu girişime dahil olarak öğrenimlerini geliştirmelerini ve önce bölgesel, ardından küresel çapta oyuncular olmak için önemli bir gereksinim olan sürdürülebilirlik boyutunu iş modellerine kazandırmaları gerektiğine inancım tam. Nitekim, UNGC’nin başlattığı Sorumluluk Sahibi Yatırım İlkeleri (PRI) mensubu yatırımcıların sayısı bugün dünya çapında bin 380’e ulaşmış bulunuyor ve dünya çapında toplamda 59 trilyon dolara karşılık gelen fona sahip bu yatırımcılar, sadece bahsettiğimiz ilkeleri uygulayan şirketlere yatırımda bulunmak üzere taahhüt vermiş durumdalar. Bu gündemin destekçisi ve uygulayıcısı şirketlerin de, bu gündeme hassasiyet gösteren yatırımcıların da sayısı her geçen gün artmaya devam edecek. Bu yüzden şirketlerimize çağrım zaman kaybetmeden harekete geçmeleri olacaktır. Daha fazla bilgi isteyen şirketlerimizi sekreterya@globalcompactturkiye.org adresinden Global Compact Türkiye ile iletişime geçmeye yönlendirmek isterim.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next