Piyasa Gözetimi ve Ürün Güvenliği
ODD Teknik Komite Başkanı Atilla Ergin, otomotiv sektörü açısından Ürün Güvenliği Mevzuatı, AB ve Türkiye uygulamalarını değerlendirdi, sorun ve önerilerini paylaştı.
Bilindiği gibi ülkemizle bugünkü Avrupa Birliği (AB) arasında ortaklık ilişkisi, 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe giren ve üyelik perspektifini de içeren Ankara Anlaşması ile başlamıştır. Bu anlaşma sadece ülkemiz ile AB arasında, bir ortaklık ilişkisi kurmakla kalmamış, aynı zamanda 10 yıllık bir geçiş dönemini takiben Katma Protokol ve sonrasında yaklaşık 22 yıl süren bir hazırlık döneminin ardından, 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) ile Gümrük Birliği’ni başlatmıştır. OKK’nın en önemli bağlayıcı hükümlerinden biri serbest dolaşımın en etkin bir şekilde uygulanması amacıyla, ticarette teknik engellerin kaldırılması ve Topluluk Teknik Mevzuatının ülkemiz iç hukukuna dahil edilmesidir. Özellikle ticarette teknik engellerin kaldırılması konusundaki uygulama şartları ise 2/97 sayılı Türkiye-AB OKK ile imza altına alınmıştır.
AB teknik mevzuat uyumu çerçevesinde hukuki altyapının oluşturulması amacıyla 11 Ocak 2002 tarihinde 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun yürürlüğe konmuştur. Diğer taraftan ilgili Bakanlıklar görev ve teşkilat kanunlarıyla kendi sorumluluk alanlarına giren sektörler ve ürünlere ilişkin teknik mevzuatı hazırlayarak uygulamaya koymuşlardır. Bu kapsamda da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız sorumluluk alanı gereği otomotiv ürünlerini de kapsayan endüstriyel ürünlere ilişkin, ürün güvenliği kapsamında Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliğini 02.10.2012 (25.02.2014 tarihinde değişik) tarihinde yayımlamıştır.
Ürün Güvenliği ve Denetimi, önemi her geçen gün artan bir şekilde anlaşılan bir konu olmakla kalmayıp, Kamu Kuluşlarına, ürünlerin sağlayıcıları ve üreticileri tarafından mevzuata uygun ve güvenli ürünlerin piyasaya arz edilip edilmediğinin denetlenlenmesi noktasında gün geçtikçe daha fazla sorumluluk yüklemektedir. Piyasa Gözetimi ve Denetimi insan sağlığı ve güvenliğinin, çevrenin, işçi sağlığı ve işyeri güvenliği ile enerji verimliliğinin sağlanması gibi çok geniş bir yelpazede kamu yararını gözetmektedir.
Bu kapsamda ‘’Malların Serbest Dolaşımı’’ başlığı altında Teknik Mevzuatın Uyumu ve uyumlaştırılan mevzuatın da uygulanması noktasında Ürün Güvenlği ve Denetimi konusunda kamunun yeterli idari ve teknik kapasiteye ulaşmasının etkin bir Ürün Güvenliği uygulaması açsından önem arz ettiği de not edilmelidir.
AB uygulamaları
AB Hukuku içersinde özellikle Birliğin iskeletini oluşturan Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere gibi ülkelere bakıldığında ürün güvenliği ve piyasa gözetimi ve denetimi kapsamında motorlu taşıtlar sektöründe, sektöre özgü özel düzenlemelerin getirilmiş olduğu dikkat çekmektedir. Buradaki temel amaç, motorlu taşıt sektörünün ve motorlu taşıtların aksam ve parçalarının gerek yapısal gerekse kullanılış amaçları bakımından diğer endüstriyel sektör ürünlerinden ayrılması ve Ürün Güvenliği mevzuatı dışında diğer Kanun ve ikincil mevzuatların kapsamında da farklı uygulamalara tabi tutulmasıdır. Gerçekten, bu tip özel mevzuat uygulamasının otomotiv sektörünün dinamikleri düşünüldüğünde çok doğru bir yaklaşım olduğu görülmektedir. Zira motorlu taşıt üreticileri ve dağıtıcıları özellikle artan rekabetin etkisi, teknoloji ve iletişimdeki artış ile güvenli ürünlerin piyasaya arzı konusunda kendi politikalarını gerek üretim prosesi içersinde gerekse de piyasaya arz sonrası etkin geri çağırma faaliyetleri için kamu otoritesinin zorlayıcı düzenlemelerinin ötesinde ve öncesinde hayata geçirmiştir.
Türkiye uygulamaları, sorun ve öneriler
Yukarıda da kısaca bahsedildiği gibi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, ülkemizde üretilen ve ithal edilip piyasaya arz edilen endüstriyel ürünler için otomotiv sektörünü de kapsamı içine alan Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliğini yayımlamış ve etkin bir şekilde uygulamasına başlamıştır. Yanı sıra Avrupa Birliği içersinde üye ülkelerin takip etmiş olduğu Tehlikeli Ürünlerin Bilgi Değişim ve Uyarı Sistemi olan RAPEX’i de yakından takip edecek şekilde gerekli altyapısını oluşturmuş olmakla, gerçekten doğru ve tüketicilerin daha güvenli ürünler kullanmasına yönelik güven verici ugulamalarını da başlatmıştır. Ayrıca konu yönetmeliğin 25.02.2014 tarihinde revize edilen şekliyle üretici ve dağıtıcılara piyasaya arz ettikleri ürünleri için gönüllü olarak geri çağırma ve bu şekilde düzeltici faaliyette bulunmasına imkan vermesi sektörümüz açısından olumlu değerlendirilmesi gereken bir hükümdür.
Ancak diğer taraftan özellikle sektörümüz dinamiklerine paralel, gerçekten uygunsuz ürünlerin doğru ve zamanlı olarak düzeltici aksiyonun uygulanarak uygunsuzluğun giderilmesi noktasında AB mevzuatına paralel bazı değişikliklerin yapılmasını da önemli olduğu not edilmelidir.
Çok kısaca değinmek gerekir ise;
- Mevcut durumda gönüllü geri çağırma kapsamında, düzeltici aksiyonun uygulanması için araç kullanıcısına ulaşma konusunda kamu desteğinin önemi. Özellikle birkaç kez el değiştirmiş olan araçlara ait güncel kullanıcı bilgilerinin edinilmesi konusunda verilecek kamu desteği, geri çağırma sürecinin hızla sonuçlanmasına ciddi katkı yapacaktır.
- Gönüllü geri çağırma süreci içersinde üretici ve ithalatçının çağrısına ürün kullanıcısının da uyma sorumluluğunun bir yasal düzenleme ile sağlanması.
- Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve bağlı ikincil mevzuatın da Piyasa Gözetmi ve Denetimi arasındaki bazı uyumsuzlukların ve özellikle seçimlik haklar noktasında AB mevzutına paralel olacak olan onarım hakkının öncelikli hak olarak düşünülmesi.
- En önemli olduğunu düşündüğüm ve sürece çok olumlu katkısı olacak olan ise, sektörümüze özgü bir yönetmeliğin çıkarılmasıdır.
Bilim, Sanayi, ve Teknoloji Bakanlığı Piyasa Gözetimi ve Denetimi Genel Müdürlüğü’nün, yukarıda vurgulanan konulara çok yapıcı ve olumlu yaklaşımları da bizler için çok önemli bir destektir.
Sonuç
Ülkemize ithal edilen ve ülkemizde üretilen otomotiv ürünleri ve üreticileri, ürün güvenliği konusunda üretim ve kalite süreçlerini sürekli geliştiren ve güvenli ürünlerin piyasaya sunulması konusunda ise kamunun yukarıda ifade edilen düzenlemelerinin ilerisinde tedbirleri hayata geçirmektedir. Sektörümüz açısından Piyasa Gözetimi ve Ürün Güvenliği konusundaki kamu düzenlemelerinin, daha etkin, tüketiciyi güvence altına alan, insan ve çevre için de duyarlı olarak en hızlı bir şekilde ve daha sonuç odaklı olarak uygulanması önceliklidir.