“Lojistiğin gelişmesi sanayi ve ticaretteki büyümeye bağlı”
Maltepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı
Lojistik Derneği (LODER) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş, Türkiye lojistik sektörünü ODD için değerlendirdi. Tanyaş, “Son birkaç yılda sektörde hizmet çeşitliliği ve kalitesi artmış, karma taşımacılık kapsamında çözümler önem kazanmış, çağdaş depo yatırımları gerçekleştirilmiştir. Lojistik sektörünün büyümesi tümüyle sanayi ve ticaret sektörlerinin büyümesine bağlıdır” diyor.
Türkiye’nin lojistik altyapısı ve özellikleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
NACE Rev.2’ye göre lojistik sektörü, H grubu altında “Ulaştırma ve Depolama” olarak tanımlanmaktadır. “H” Grubu; 49 (karayolu taşımacılığı, demiryolu taşımacılığı, boru hattı taşımacılığı), 50 (Suyolu taşımacılığı), 51 (Havayolu taşımacılığı), 52 (Taşımacılık için depolama ve destekleyici faaliyetler) ve 53 (Posta ve Kurye faaliyetleri) alt gruplarını kapsamaktadır. Yolcu taşımacılığı faaliyetleri de bu alt gruplar altında yer almaktadır. Ülkemizde yük bazlı lojistik sektörünü oluşturan 3PL (üçüncü parti lojistik) şirketler, 2000 yılından itibaren kurulmuş ve zamanla büyüme hızını artırmıştır. Daha önce taşımacılık ve gümrük ağırlıklı yapılan dış kaynak kullanımı, söz konusu yıldan itibaren lojistik bazlı yapılmaya başlanmıştır. Bilindiği üzere lojistik, taşımacılığın yanı sıra depolama, gümrükleme, sigortalama, paketleme ve katma değerli hizmetler, sipariş ve stok yönetimi, muayene/gözetim faaliyetlerinin eşgüdümlü yapılmasını gerektirmektedir. Son birkaç yılda sektörde hizmet çeşitliliği ve kalitesi artmış, karma taşımacılık (multimodal, intermodal ve kombine) kapsamında çözümler önem kazanmış, çağdaş depo yatırımları gerçekleştirilmiştir. Lojistik sektörünün büyümesi tümüyle sanayi ve ticaret sektörlerinin büyümesine bağlıdır.
Lojistik en çok hangi sektörlerde önem kazanıyor, bu sektörlerin yaşadıkları zorluklar ve ihtiyaçlar neler?
Lojistik en yoğun olarak otomotiv, gıda ve perakende sektörlerinde kullanılmaktadır. En büyük zorluk hedeflenen kalite standartlarında performans gösterecek lojistik şirketlerin azlığıdır. Genellikle lojistik şirketlerde personel devir hızı fazla ve bilgi teknolojilerinin kullanımı yeterli değildir.
“Karayolu taşımacılığı yüzde 70’lere inmeli”
AB ülkelerine göre karşılaştırdığımızda Türkiye’nin lojistik altyapısının yeterliliği ve lojistik ağı/bileşenleri ne durumda?
Ton-km ve yolcu-km bazında yurt içinde, yükün yüzde 88’i ve yolcunun yüzde 91’i karayoluyla, yükün yüzde 5’i ve yolcunun yüzde 2’si demiryoluyla, yükün yüzde 5’i ve yolcunun yüzde 1’i denizyoluyla, yükün yüzde 1’i ve yolcunun yüzde 5’i havayoluyla taşınmaktadır. Avrupa Birliği’nde karayoluyla yük taşımacılığı oranı yüzde 44’dür. Bu durum ülkemizin taşımacılıktaki en önemli sorunu olarak gözükmektedir. Ortalama yüzde 90 olan karayolu taşımacılığı oranını yüzde 70’lere indirmek durumundayız. Yurt dışı taşımalarda ise denizyolu taşımacılığı ton bazında yüzde 85 kullanım oranıyla en baskın taşımacılık türüdür.
“Taşımacılıkta demir ve denizyoluna geçiş maliyetleri düşürebilir”
Hangi noktalarda iyileştirmelere ihtiyaç olduğunu düşünüyorsunuz?
Dünya Bankası Lojistik Performans İndeksi baz alınırsa Türkiye lojistik sektörü gelişmişlik açıdan yerinde saymaktadır. 2007 yılında 3,15 puanla 34., 2010 yılında 3,22 puanla 39., 2012 yılında 3,51 puanla 27. ve 2014 yılında 3,50 puanla 30.sıradadır. En geride olduğumuz kriter 48. sıra ve 3,18 puanla “Rekabetçi maliyetlerle taşıma organizasyonu kolaylığı”dır. Bu da ülkemizde lojistik maliyetlerin yüksekliğini ifade etmektedir. Çünkü ülkemizde yoğun olarak karayolu bazlı lojistik faaliyetler gerçekleştirmekte, demir ve denizyolu yeterince kullanılamamaktadır. Uluslararası ve ulusal karma taşımacılık altyapısı hala daha kurulamamıştır. Verimsizlikteki ana nedenler; kayıt dışı ekonomi, altyapı yetersizlikleri ve şirketlerin küçük ölçekli ve kurumsal bir yapıda olmamalarıdır. Yetki belgesiz çalışma, standart dışı araç, vb konularda haksız rekabet vardır. Denetimler artmasına rağmen istenen düzeyde etkinlik sağlanamamaktadır. Özellikle Demiryolları, Denizyolları, Gümrükler, Eğitim ve Lojistik Köyler konularında önemli eksiklikler vardır. Lojistik konusunda bakanlıklar arası koordinasyon eksikliği vardır, bu nedenle bir lojistik koordinasyon kuruluna gereksinim vardır.
“Hedef Lojistik Performans Endeksinde ilk 15 ülke arasına girmek”
Türkiye’nin lojistik konusunda geleceğe yönelik stratejik yaklaşımı nasıl? Bu konuda uzun vadeli planları var mı, bilgi verebilir misiniz?
10. Kalkınma Planı kapsamında “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı ve Eylem Planı” ilan edilmiştir. Programın amaçları; lojistik maliyetlerinin dünya ile rekabet edebilecek seviyeye getirmek. Sanayi ürünlerinin toplam maliyeti içindeki lojistik maliyetin yükünü azaltmak, lojistiğin; Türkiye’nin ihracat, büyüme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasındaki katkısını artırmak, Türkiye’nin lojistikteki uluslararası konumunu güçlendirmek, ürünlerin müşterilere teslim süresini kısaltmak ve Lojistik Performans Endeksinde ilk 15 ülke arasına girmektir.
Bu gelişmeden sonra yapılması gereken temel ilkeler ve stratejiler doğrultusunda sektörel mutabakatın sağlanması ve bu mutabakat doğrultusunda Türkiye Lojistik Master Planının (TLMP) hazırlanmasıdır. Bu konuda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bir ihale süreci içindedir.
Taşımacılık, Lojistik Merkezler ve Depolama, Gümrük gibi birçok hizmeti içeren Lojistik Sektörü, çok sayıda bakanlığın faaliyet alanı kapsamına girmektedir. Bu nedenle TLMP’nin bu noktaya dikkat edilerek tüm lojistik hizmetler bazında ve entegrasyon içinde hazırlanması gerekir. Hazırlanması en az iki yıl sürebilecek olan TLMP’nin de farklı senaryolar doğrultusunda mali ve diğer kaynak kısıtlarını dikkate alınarak lojistik altyapı, standartlar, mevzuat yenileme, teknolojik değişim, insan kaynakları ve eğitim, araştırma-geliştirme ve inovasyon ile yönetim konularında önceliklerin ve eylem planlarının, farklı kurum ve kuruluşlara ait görevlerin net bir biçimde saptanması gerekmektedir. TLMP, tarafsız bir ekip tarafından kamu ve özel sektör ile sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde ve uluslararası entegrasyon ve işbirlikleri düşünülerek hazırlanmalıdır.
Ülkemizdeki mevcut endüstriyel dağılıma göre hazırlanacak bir lojistik plan istenen etkinlik ve verimliliği sağlayamayacağından, TLMP bölgelere göre bugünkü sektörel yapılaşmayı değil geleceğe yönelik arzu edilen yapılaşmayı esas almalıdır.
“Otomotiv lojistiğin en çok geliştiği sektör”
Otomotiv, Türkiye’nin önemli sektörlerinden birini oluşturuyor. Sizin sektör hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Otomotiv sektörünü lojistik uygulamaları açısından değerlendirebilir misiniz?
Otomotiv sektörü ülkemizin gelişimindeki lokomotif sektörlerden biridir. Lojistiğin en çok geliştiği sektördür. Binlerce parça yurt dışı ve içinden temin edilmekte olup üretilen ürünler yine yurt dışı ve içine fazla stok oluşturmadan gönderilmek durumundadır. Tam zamanında teslimat, döngüsel sefer (milk run), üretim (intra) lojistik, tedarikçi parkları, kasa tasarımı, sıralı sevkiyat ve senkronize üretim otomotiv sektöründe yaygın olarak kullanılan uygulamalardır.
“LODER’in vizyonu Tedarik Zinciri Yönetimi yaklaşımını benimseten lider bir kurum olmak”
Türk iş dünyasının rekabetçiliğinin desteklenmesi için lojistik alanında yapılması gerekenler neler? LODER olarak bu anlamda neler yapıyorsunuz, ne tür projeleriniz var?
Lojistik Derneği (LODER) 24 Ekim 2001’de kurulmuş olup, kurumsal üyeliğin değil sadece bireysel üyeliğin söz konusu olduğu, mesleki ve sektörel gelişimi amaçlayan bir dernektir. Yaklaşık 750 üyesi arasında lojistik hizmet alan ve veren şirket profesyonelleri, akademisyenler, bilişimciler, sektörel ekipman satış şirketi profesyonelleri ve silahlı kuvvetler mensupları bulunmaktadır. Misyonu “Tedarik Zinciri Yönetimi Kapsamında, Lojistik Faaliyetlerin Etkin ve Verimli Yapılmasını Sağlamak” tır. LODER’in amacı, lojistik hizmetlerin ülkemizin kısa ve uzun vadeli yararları doğrultusunda gelişmesini sağlamak, bu alanda bir standardizasyon ve sertifikasyon oluşturarak yüksek güven, verimlilik ve kalite düzeyini yakalamak ve lojistiğin bir meslek olarak gelişmesi yönünde çalışmalar yapmaktır. Bu çerçevede oluşturulan dernek vizyonu şu şekilde belirlenmiştir: “Tedarik Zinciri Yönetimi Yaklaşımını Benimseten Lider Bir Kurum Olmak.” Belirtilen misyon ve vizyon doğrultusunda Türkiye’nin lojistik ve tedarik zinciri yönetimi alanında ilk bilimsel ve mesleki makalelerin yayınlandığı dergisi olan LODER Lojistik Dergisi basılı olarak çıkartılmaya devam edilmektedir. Her yıl Uluslararası ve Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongreleri düzenlenerek lojistik ve tedarik zinciri yönetimi konularıyla ilgilenen akademisyenlerle uygulama alanında çalışanları bir araya getirilmekte, bu konulardaki son gelişmeleri tartışacakları ve bilgi alışverişinde bulunacakları bir ortam oluşturulmaktadır. İl temsilcilikleri yoluyla “Afet Lojistiği”, “Tarım, Gıda ve Soğuk Zincir Lojistiği”, “Kentsel Lojistik ve Lojistik Merkezler”, “Stok Yönetimi” ve “Tedarik Zinciri Yönetimi” sempozyumları düzenlenmektedir. Her yıl Üniversitelerarası Lojistik Vaka Yarışması ve Lojistik Proje Yarışması organize edilmektedir. Lojistik Sistem Standartları oluşturulmakta olup “Depolama Standardı” tamamlanmış, Karayolu Taşımacılık Standardı hazırlanmaktadır.