Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli’den otomotiv sektörüne tam destek mesajı:

“Bakanlığımızın ‘kolay ve güvenli ticaret’ vizyonu çerçevesinde otomotiv sektörünün en büyük destekçisi olacağız”

Türkiye’deki ticaretin güvenli ve kolay yapılmasını hedefleyen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, gümrük ve ticaret işlemlerinin basitleştirilmesine, kayıt dışılığın azaltılmasına, tüketicinin haklarının ve sağlığının korunmasına yönelik çalışmalar yürütüyor. “Kolay ve güvenli ticaret” vizyonu çerçevesinde otomotiv sektörünün en büyük destekçisi olacaklarını söyleyen Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli “Otomotiv sektörü üretim hacmi, istihdam kapasitesi ve küresel ticaret içerisindeki yüksek payıyla dünyanın önde gelen sektörlerinden biri. Sektör, Türkiye’nin en önemli ihracatçı sektörleri arasında yer alıyor. Sektördeki tüm aktörlerin el ele vererek üretim, istihdam ve ihracat potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmesinin ekonomimiz açısından büyük önem taşıdığına inanıyorum” diyor.

Bakanlığınızın her konudaki proaktif ve çözüm odaklı yaklaşımı doğrultusunda, sorumluluk alanınızdaki konuları çağdaş medeniyetler seviyesine taşımak üzere gerçekleştirdiğiniz son dönemdeki çalışmalarla, kısa ve orta vadede gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeler nelerdir?

Ülkemizdeki 3 milyonu aşkın ticari işletme, 1 trilyon doların üzerinde mal ve hizmet üretmektedir. 400 milyar doları aşan dış ticaretimiz, gümrük kapılarımızdan gerçekleştirilmektedir, 76 milyon tüketicimiz bu mal ve hizmetlerden faydalanmaktadır. Sınırlarımızdan her yıl milyonlarca insan ve araç, giriş ve çıkış yapmaktadır. Tüm bunlarla ilgili işlemler ve süreçler Bakanlığımızca takip edilmekte, güvenli ve kolay ticaretin yol alacağı kanallar, hızla ve büyük bir titizlikle inşa edilmektedir.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak temel önceliğimiz Türkiye’nin ticaretin güvenli ve kolay yapıldığı bir ülke olmasıdır. Bu vizyon doğrultusunda ticaretin kolaylaştırılmasına, gümrük ve ticaret işlemlerinin basitleştirilmesine, kayıt dışılığın azaltılmasına, tüketicinin haklarının ve sağlığının korunmasına yönelik çalışmalar yürütmekteyiz. Bu eksende yakın zamanda uygulamaya aldığımız ve önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi planladığımız bazı projeleri sizlerle paylaşmak isterim.

Gümrüklerde tek durak

Yolcularla yük taşıyan araç ve sürücülere sunulan gümrük hizmetine ilişkin tüm işlemlerin, diğer kurum ve kuruluşların mevzuatından kaynaklanan kontrollerin, koordineli bir şekilde, aynı yer ve zamanda, tek bir noktada, mümkün olan en az personel eliyle yapılabilmesini sağlamak amacıyla Bakanlığımızca hayata geçirilmesi planlanan projelerden biri “Tek Durak” olarak adlandırdığımız projedir. Bu projenin sistemsel alt yapı çalışmalarına pilot uygulama olarak 14 Ocak 2014 tarihinde Kapıkule Kara Hudut Kapısı’nda başlandı.

Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının Korunmasında Türk Gümrük İdaresi’nin Etkinliğinin Arttırılması   

AB Katılım Öncesi Mali Yardım Mekanizması (IPA) çerçevesinde sunulan “Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının Korunmasında Türk Gümrük İdaresi’nin Etkinliğinin Arttırılması Projesi” ile fikri ve sınai mülkiyet haklarının etkin kontrolünün sağlanmasını hedeflemekteyiz.

Bakanlığımız Fikri Sınai Mülkiyet Hakları (FSMH) Programı üzerinden,  büyük otomotiv şirketlerinden çok sayıda marka ve patent hakkı başvuruları alınmaktadır, bunun yanı sıra diğer otomotiv şirketlerinin de patentli haklarının gümrüklerde etkin korunması için Bakanlığımıza başvuruda bulunmalarını arzu ediyoruz. Zira, otomotiv sektöründe, özellikle yedek parça sahteciliği sıklıkla karşılaştığımız ve engellemek için tüm gücümüzle çalıştığımız bir alandır. Söz konusu projenin hayata geçmesiyle birlikte, her türlü sahtecilikle birlikte otomotiv sektöründeki sahtecilikle de daha etkin mücadele etme imkânımız olacaktır.

Gümrük kapılarının modernizasyonu

Her yıl milyarlarca dolarlık dış ticaret işleminin gerçekleştiği, milyonlarca turistin ve aracın giriş-çıkış yaptığı sınır kapılarımız, kamu-özel sektör işbirliğinin iyi örneklerinden biri olan Yap-İşlet-Devret modeliyle yenilenmektedir. Avrupa’nın en büyük gümrük kapılarından biri olan Kapıkule başta olmak üzere Gürbulak, Habur, Sarp, Hamzabeyli, Cilvegözü, İpsala ve Nusaybin gümrük kapıları modern tesislere kavuşturulmuştur. Ayrıca, yenileme çalışmaları bitmek üzere olan Çıldır/Aktaş, Dilucu, Esendere Gümrük Kapıları ile Halkalı Gümrük tesislerinin 2015’te hizmete açmayı planlıyoruz.

MERSİS

Geçtiğimiz dönemde hayata geçirilen bir diğer önemli projemiz Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) projesidir. Ticaret sicili kayıtlarının elektronik ortama alınması ve ticaret sicili işlemlerinin elektronik ortam üzerinden gerçekleştirilmesi amacıyla Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca Merkezi Sicil Kayıt Sistemi’ni uygulama aldık MERSİS’te kapsam genişletme çalışmalarını sürdürüyoruz.

Elektronik ticaret    

Bakanlığımızca hazırlanan Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun 5 Kasım 2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlandı. Kanun, 1 Mayıs 2015 tarihinde yürürlüğe girecektir. Kanun, özellikle internet üzerinden gerçekleştirilen mal ve hizmet alım satımıyla, yine elektronik ortamda yapılan ticari iletişim konularını düzenlemektedir. Yasa bir yandan tüketiciye bazı ilave koruma önlemleri getirirken, diğer yandan e-ticaret faaliyetinde bulunan işletmelere kuralların önceden belirli olduğu, haksız rekabete izin vermeyen bir ticari ortam sağlamayı hedeflemektedir.

Perakende ticaret

Perakende ticaretin hukuki altyapısı oluşturmak üzere çalışmalar yürüttük. Uzun yıllardır gündemde olan bir konuyu çalışmalarımızda son aşamaya getirmiş bulunuyoruz. Komisyondan geçirerek TBMM Genel Kurulu’na sevk ettiğimiz yasa taslağıyla organize ve geleneksel perakende ticareti bütüncül bir yaklaşımla düzenlemeyi amaçlıyoruz.

“2023’te  dünya ihracatındaki payımızı yüzde 1,46’ya yükseltmeyi hedefliyoruz”

Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında da yer alan ülkemiz ihracat potansiyelini artırmak önemli maddelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Sizce bu hedefi gerçekleştirmek için devlete ve özel sektör temsilcilerine ne gibi görevler düşüyor? Bakanlık olarak ihracatı artırmak adına ne tip çalışmalar yapıyorsunuz?

Türkiye'nin ihracat kapasitesini arttırmaya hükümet olarak özel önem vermekteyiz. Ülkemizin 2023'te 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmesi ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olması için hep birlikte tüm projelerimizi süratle gerçekleştiriyoruz.

2013 itibarıyla dünya ihracatında yüzde 0,81 olan payımızı, 2018 itibarıyla yüzde 1,18; 2023 itibarıyla  yüzde 1,46’ya yükseltmeyi hedeflemekteyiz. Bakanlık olarak ihracatı artırmak adına birçok çalışma yürütmekte ve gerekli tedbirleri almaktayız. Örneğin; 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe giren ortak transit rejimi sayesinde; Türkiye, AB’ye tam üye olmamasına rağmen transit işlemleri açısından AB üyesi bir ülke gibi işlem yapabilme kabiliyeti kazanmıştır. Türk gümrükleri, karşılıklı veri transferi yoluyla Avrupa’daki yaklaşık 3 bin gümrük idaresiyle entegre hale gelmiştir.

28 AB ve 4 EFTA ülkesinde tek beyanname ve tek teminatla işlem yapabilen nakliyecimiz daha az bürokrasiyle karşılaşmaktadır. 2014’ün ilk 11 ayında, AB ve EFTA ülkelerinden ülkemize yapılan taşımaların sayısı 139 bin  500; ülkemizden AB ve EFTA ülkelerine yapılan taşıma sayısı 147 bin olarak gerçekleşmiştir.

Hızlı kargo taşımacılığı kapsamında 150 kg ağırlık ve 7 bin 500 Avro kıymet altında bulunan ihracat gönderilerinin gümrük işlemlerinin dolaylı temsil yetkisi almış hızlı kargo firmalarınca gerçekleştirilmesi uygulamasıyla KOBİ’lerin de dış ticarette rol alması sağlanmıştırBu kapsamda, 2013’te yaklaşık 190 milyon dolar, 2014’ün ilk 11 aylık dönemde ise 185 milyon dolar ihracat yapılmıştır.

Diğer taraftan; TIR Sözleşmesi’ne taraf ülkeler, 2003’te TIR Sistemi’nin tüm aktörleri arasında elektronik veri değişimini amaçlayan ve “TIR İşlemlerinin Bilgisayarlaştırılması” olarak da bilinen “eTIR Projesi”ni oluşturmuşlardır. eTIR çalışmaları, ağırlıklı olarak teknik boyutta, 2005’ten bu yana sürdürülmektedir.

Ticareti kolaylaştıran, sınırlardaki bekleme süreleri ve dolayısıyla nakliye maliyetlerini azaltan uygulamalarımızdan biri olan “Hızlı Geçiş Hattı Uygulaması”ndan TIR Elektronik Ön Beyan Sistemini kullanarak ön beyanda bulunan nakliyecilerimiz yararlanabilmektedir. Bu uygulama sayesinde, nakliyecilerimiz tescil işlemlerini, sınır kapılarında kendileri için ayrılmış özel peronları kullanarak, veri girişiyle süre kaybetmeden, tamamlayabilmektedirler. Halihazırda Kapıkule Hudut Kapımızda yürütülen uygulamanın Dilucu ve Esendere Hudut Kapılarımızın modernizasyonu sonrasında bu kapılarda da başlatılması öngörülmektedir.

Yeni ihracat pazarları

Yeni ihracat pazarları için ne gibi çalışmalar yürütülüyor?

Yeni ihracat pazarları oluşturmak üzere İran, Singapur, Japonya, Meksika ve Peru gibi farklı ülkelerle yürütülen Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin en önemli parçasını oluşturan menşe kurallarına yönelik görüşmeler gerçekleştirilmiş ve Gümrük Birliği doğrultusunda söz konusu ülkelerle AB mevzuatına uygun kuralların yürürlüğe konulması konusunda çalışmalar yürütülmüştür.

Son dönemdeki tüm İlerleme Raporlarında AB tarafından gündeme getirilen, Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi kapsamında uygulanan menşe kurallarına dair AB’nin yeni mevzuatına 1 Ocak 2015 tarihi itibarıyla uyum sağlamak üzere kapsamlı bir şekilde hazırlanan taslak mevzuat 25 Kasım 2014 tarihinde Başbakanlığa sevk edildi.

İhracatın ürün kalitesinin ülkelerin küresel piyasalardaki rekabet gücünün önemli belirleyicilerden birisi olduğunu biliyoruz. İhracatın ürün kalitesinin belirlenmesi hem 2023 hedeflerine ulaşmamız için hem de Türkiye’nin cari açık sorunuyla ilgili politikalar açısından faydalı olacaktır. Bu nedenle ihracatın ürün kalitesini ölçecek bir sistem geliştirme aşamasındayız. Böylece ihracatımızdaki değişimi kalite değişkenine göre izleyebilecek ve karar alıcıların dış ticaret politikalarını oluşturmalarında faydalı bir indikatör olabilecektir.

Yatırımcılar için uygun yatırım ortamı oluşturuldu

Yeni Türk Ticaret Kanunu ile ne hedeflenmişti?

Yeni Türk Ticaret Kanunu ile şirketlerimiz için; kurumsal yönetim, şirketlerin uzun ömürlü olması, rekabet gücünün artırılması, kamu güveninin oluşturulması ve şeffaflığın sağlanması hedeflenmiştir.

Kanun, ülkemiz ve ticari hayat adına ne gibi fırsatları doğurdu?

Kanunun uygulanmasıyla birlikte, ticari hayatta güven ortamı tesis edilmekte ve tüm yatırımcılar için uygun yatırım ortamı oluşturulmaktadır. Ayrıca, kayıt dışılık en aza indirilmekle beraber bilgi toplumunun gereği olan hizmetler yaygınlaştırılmış ve girişimciliğin önü açılmış bulunmaktadır.

Kanunla mevcut uygulamadaki anonim şirketlerin en az beş, limited şirketlerin en az iki ortaklı kurulması zorunluluğu terk edilmiş olup, tek pay sahipli anonim şirketle tek ortaklı limited şirket kurulabilmesinin önü açılmıştır. Tek ortaklı 29 bin 209 adet limited şirket, 4 bin 221 adet anonim şirket bulunmaktadır.

Yeni TTK’nın şirketler açısından getirdiği bir diğer yenilikçi uygulama ise, Elektronik Genel Kurul Sistemi”dir. Sistem; şirketler, pay sahipleri, temsilcr, aracı kuruluşlar ve diğer paydaşlar açısından genel kurul öncesindeki, toplantı anındaki ve sonrasındaki bütün işlemlerin elektronik imzayla yapılabildiği bir platformdur. 30.11.2014 itibarıyla, toplam 760 adet genel kurul toplantısı elektronik ortamda yapılmıştır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu ile, şirketlerin denetimi hususunda da köklü değişiklikler getirdik. Yeni Kanunun denetim anlayışı; bilgiye, muhasebeye, kamuoyunu aydınlatmaya, ortakların ve alacaklıların haklarını korumaya yönelik bir denetimdir. Kanunla ilk kez belirli kriterleri sağlayan şirketlerin bağımsız denetime tabi olmaları yönünde bir düzenleme yapıldı. Buradaki amaç, şirketlerin finansal bilgilerinin doğruluğu ve bu bilgilerin finansal raporlama standartlarına uygunluğunun denetlenmesidir.

Şirketlerde güvenli elektronik imzanın kullanılabilmesine de olanak tanındı. Elektronik imza, elle atılan imzayla aynı hukuksal geçerliliğe sahip. Ancak, ondan çok daha güvenli, etkin ve düşük maliyetli bilgi alışverişini sağlıyor. Kanun bir çok açıdan kolaylıklar sağlamış oldu.

Tek Pencere Sistemi ve E-TIR Projesi

Gümrük işlemlerinin ve ticari hayatın kolaylaştırılmasına yönelik gerçekleştirdiğiniz projelerle elektronik ortama verdiğiniz önem doğrultusunda, sektörümüze ve tüketicilere yansıyacak yeni çalışmalar var ise okuyucularımızla paylaşır mısınız?

Bakanlık olarak hedefimiz; ticari faaliyetler ve gümrük işlemleri açısından maliyetleri düşürmek, kırtasiyeciliği bertaraf etmek ve işlem süresini azaltarak eşyanın bir an önce nihai varış noktasına ulaşmasını sağlamaktır.

2023 vizyonundaki ekonomik hedefler ancak bu şekilde sağlanacağından uluslararası platformda gümrük alanındaki Bakanlık çalışmalarının çoğunluğu, elektronik sistemleri esas alan ve sınır geçişlerini hızlandıran projeler ve faaliyetler esas alınarak yürütülmektedir. İlk sorunuza verdiğim cevapla da bunlardan bir kısmından söz etmiştik. Bu noktada birçok çalışma yürütülmekle birlikte öne çıkan ikisine değinmek istiyorum:

Tek Pencere Sistemi

Tek Pencere Sistemi, gümrük işlemleri sırasında istenen tüm belgelerin tek noktadan temin edilmesini ve gümrük işlemlerinin tek noktaya yapılacak başvuruyla yürütülerek tamamlanmasını sağlayan sistemdir. Hâlihazırda muayene ve kontrolle görevli memurlarca manuel olarak yapılan belge kontrolleri, elektronik ortamda Tek Pencere Sistemi ve BİLGE Sistemi (gümrük işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesini sağlayan elektronik sistem – “Bilgisayarlı Gümrük Etkinlikleri Sistemi”) entegrasyonuyla gerçekleştirilerek, insan kaynaklı hatalar ortadan kaldırılacak. Kontrollerin etkinliği artırılacak ve işlem süreleri kısalacak. Belgede sahteciliğin önüne geçilecek. Farklı kurumlarca düzenlenen belge, kontrol ve izinler ve bunlara ilişkin başvurular standart hale getirilerek izlenebilirlik artırılacak. Aynı zamanda firmaların işlem maliyetleri düşürülerek, uluslararası rekabet güçlerinin artırılması sağlanacak.

E-TIR (TIR İşlemlerinin Elektronikleşmesi) Projesi

Ticaretin ve taşımacılığın kolaylaştırılması, sınır geçişlerindeki gecikmelerin önlenmesi ve taşıma maliyetlerinin düşürülmesinde etkin rol oynayan 1975 tarihli TIR Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (BMAEK) himayesinde hazırlanan en etkin uluslararası enstrümanlardan biridir. Dünya çapında uygulanan transit sistemi olarak 57 ülkede uygulanmaktadır Türkiye, TIR Sistemi’nin en büyük kullanıcılarındandır. Uluslararası garantör kuruluşu (IRU) tarafından basılan ortalama 3 milyon TIR Karnesi’nin ¼’ü ülkemiz nakliyecileri tarafından kullanılmaktadır. Bu bağlamda, TIR Sözleşmesi’nin uluslararası arenada en büyük uygulayıcısı olan ülkemiz, sistemin coğrafi olarak genişlemesiyle elektronikleştirilmesine önem vermektedir.

TIR Sistemi’nin coğrafi kullanım alanının genişlemesine ek olarak,  sistemin otomasyonunun sağlanması da ülkemiz hedeflerindendir. Bakanlığımız tarafından; TIR işlemlerinin etkinlik ve güvenliğinin arttırılması, teminat sisteminin anlık takibinin yapılabilmesi ve usulsüzlüklerin elektronik verilerin değişimi yoluyla önüne geçilebilmesine öncülük edilmektedir.

Otomotiv sektörüne vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Otomotiv endüstrisi gibi büyük ölçekli bir endüstriden beklediğimiz, başta Türk Ticaret Kanunu ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun olmak üzere ilgili diğer mevzuatta belirtilen kurallara tam olarak uyulmasıdır. Bu noktada sizler mevzuatın getirdiği yükümlülüklerinizi yerine getirdiğiniz sürece Bakanlığımızın “kolay ve güvenli ticaret” vizyonu çerçevesinde sektörünüzün en büyük destekçisi olacağını, sektörünüzde yaşanan sorunları çözmede yanınızda yer alacağımızı bilmenizi isterim.

Otomotiv sektörü, Türkiye için ne ifade ediyor? Sektörün bugün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Otomotiv sektörü üretim hacmi, istihdam kapasitesi ve küresel ticaret içerisindeki yüksek payıyla dünyanın önde gelen sektörlerinden biridir. Sektör,  Türkiye’nin en önemli ihracatçı sektörleri arasında yer almaktadır. Son 3 yılda otomotiv sektöründe ihracatımız, 2012’de 10,4 milyar dolar, 2013’te 11,8 milyar dolar, 2014 Ocak-Ekim döneminde ise 10,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Sektörün genel ihracat içerisindeki payı ise 2012’de yüzde 3,6 iken, 2013’te yüzde 4’e yükselmiştir. Binek otomobillerin ihracatı ise, son 3 yılda, ortalama 6,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup; ortalama 500 bin adet araç ihraç edilmiştir.

2003’te Türkiye’de 1000 kişiye 95 araç düşerken, son 10 yılda görülen büyümeyle birlikte 2012 verilerine göre 1000 kişiye 151 araç düşmektedir. Sektörün büyümeye devam etmesi ülkenin ekonomisi, gelişimi ve istihdamı için önem taşımakla birlikte özellikle otomotiv üretim noktasında nitelik ve nicelik olarak bir sıçrama yakalamasının öncelikli olduğunu düşünmekteyim. Zira gelişmiş ülkeler otomotiv üretiminde daha çok tasarım ve teknoloji yoğunluğuyla yer alırken, gelişmekte olan ülkelerin ise montaj üzerine ihtisaslaştığı görülmektedir. Üretimdeki bu iki yaklaşım, sektörden alınan pay dağılımını da belirlemektedir.

Bununla birlikte gelişmiş ülkeler üretimlerini maliyet avantajı sağladıkları ülkeye kaydırma eğilimindedir.  Bu noktada Türkiye’nin otomotiv ihracatının yüzde 80’e yakınının Avrupa’ya yapıldığı göz önüne alındığında Avrupa için bir otomotiv üretim üssü haline geldiği görülecektir. Diğer taraftan başta Çin olmak üzere BRIC otomobil üreticilerinin gözünde, güçlü otomotiv altyapısı ve tecrübesinin yanı sıra AB ile arasındaki gümrük birliği ilişkisi, taşımacılık ve lojistik alanındaki üstünlüğü nedeniyle Türkiye’nin bu ülke grubu tarafından üretim merkezi olarak seçilme şansını artıran faktörler olarak öne çıkmaktadır.

Sektördeki tüm aktörlerin el ele vererek üretim, istihdam ve ihracat potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmesinin ekonomimiz açısından büyük önem taşıdığına inanmaktayım.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next