Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 
Ömrünü tamamlamış araçlar yalnızca çevresel kirleticiler değil aynı zamanda ekonomik birer değerdir”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerek çevresel değerlerin korunması gerekse de kentleşme anlamında önemli çalışmalara imza atıyor. Bu değerlerin korunması ve geliştirilmesinde de otomotiv sektörü büyük rol üstleniyor. Otomotiv sektörünün çevreci, ekonomik ve yüksek performansa sahip araç üretme hedefiyle yoluna devam ettiğini söyleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 2023'e dair hedeflerini ve ömrünü tamamlamış araçlarla ilgili son durumu paylaştı.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın görev ve sorumlulukları hakkında bilgi alabilir miyiz? Bakanlığınızın 2013'te yapmayı planladığı projeler nelerdir?

Bakanlığımızın çevre konusundaki temel görevleri;

  • Çevrenin korunması, iyileştirilmesi ile çevre kirliliğinin önlenmesine yönelik prensip ve politikalar tespit etmek, standart ve ölçütler geliştirmek, programlar hazırlamak; bu çerçevede eğitim, araştırma, projelendirme, eylem planları ve kirlilik haritalarını oluşturmak, bunların uygulama esaslarını tespit etmek ve izlemek, iklim değişikliği ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek,

  • Faaliyetleri sonucu alıcı ortamlara katı, sıvı ve gaz halde atık bırakarak kirlilik oluşturan veya oluşturması muhtemel her türlü tesis ve faaliyetin, çevresel etkilerini değerlendirmek; alıcı ortamlar ile ilgili ölçüm ve izleme çalışmalarını yapmak; bahse konu tesis ve faaliyetleri izlemek, izin vermek, denetlemek ve gürültünün kontrol edilmesini sağlamak,

  • Küresel iklim değişikliği ve bununla ilgili gerekli tedbirlerin alınması için plan ve politikaları belirlemektir.

Bu kapsamda Bakanlığımızca 2013'te uygulanması planlanan bazı projeler aşağıda yer almaktadır:

  • Deniz ve Kıyı Suları Kalite Durumlarının Belirlenmesi ve Sınıflandırılması Projesi.

  • Deniz Kirliliğinin Kontrolü Projesi.

  • Türkiye Kıyılarında Yüzme Suyu Profillerinin Belirlenmesi Projesi.

  • Çevresel Açıdan Sürdürülebilir Çevre Dostu Balık Çiftlikleri Sisteminin Oluşturulması Projesi.

  • Türkiye'de İklim Değişikliğine Uyum ile İlgili Bölgesel ve Sektörel Etkilerin Belirlenmesi Projesi.

  • İklim Değişikliğinin Etkileri ve Uyum Konusunda Farkındalığın Geliştirilmesi Projesi.

  • Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Projesi.

  • İklim Değişikliği Ulusal Bildirimlerinin Hazırlanması Projesi.

  • Maden Atıklarının Yönetimi Projesi.

  • Çevresel Gürültü Direktifi İçin Uygulama Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi.

  • Emisyon Kontrolünün Geliştirilmesi Projesi.

  • Sanayi Kaynaklı Uçucu Organik Bileşik Emisyonlarının Kontrolü Projesi.

  • Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzin ve Kısıtlanması (REACH) Tüzüğünün Uygulanması İçin Teknik Destek Projesi.

  • Seveso-II Direktifi İçin Uygulama Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi.

  • Kalıcı Organik Kirleticiler Tüzüğünün Uygulanması Projesi.

  • Türk-Alman Biyogaz Projesi.


Daha sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentler

Türkiye'nin 2023'e yönelik “Yaşanabilir Çevre ve Marka Şehirler” hedefi var. Bu hedefler içinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nasıl bir öneme sahip?

2023 vizyonunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gerek çevresel değerlerin korunması, gerekse de kentleşme anlamında büyük rol üstlenmiş olup kentsel dönüşüm uygulamaları ile kentlerimizin daha sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir olması sağlanacaktır. Bakanlığımızın tüm ülke çapında 6,5 milyon konutun elden geçirilmesi ve riskli yapıların yıkılması, yerlerine sağlıklı ve güvenli konutlar yapılması anlamında ciddi görevleri bulunuyor ve bu süreç önümüzdeki 20 yılda etap etap hayata geçirilecektir.


Türkiye'nin gündemindeki önemli konulardan biri de “Kentsel Dönüşüm”. Bakanlığınız kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında hangi rolü üstleniyor ve hangi çalışmalara imza atıyor?

644 sayılı KHK ve 6306 sayılı kanun ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na afet odaklı dönüşüm kapsamında birçok görev verilmiş olup afet riskli alanlar ile çarpık yapılaşmış alanların dönüşümü kapsamında Bakanlık tarafından birçok faaliyet yürütülmektedir. Bu süreç ile kentlerimizin güvensiz ve sağlıksız yapılaşmadan arındırılması, sosyal donatılarıyla, yeşil alanlarıyla, eğitim ve sağlık tesisleriyle, ulaşım sistemleriyle, altyapısıyla yaşanabilir güvenli kentler oluşturulması sağlanacaktır. Bakanlıkça bu görev ve yetkiler kapsamında uygulamalar hızlı bir şekilde başlatılmış olup Türkiye'nin dört bir yanında afet odaklı kentsel dönüşüm projeleri yürütülmektedir. Bakanlık bu kapsamda gerek uygulama sürecinde gerekse de finansal destek anlamında her türlü yardım ve desteği, hem uygulamayı kendisi yapmak isteyen vatandaşlara, hem de yerel yönetimlere yapmaktadır. Bu süreçte Belediyelere de ciddi görev ve sorumluluklar verilmiş olup merkezi yönetim ile yerel yönetimin birlikte ve etkin işbirliği ile uygulamalar yürütülecektir. Kanun ve ikincil mevzuatların yayınlanmasının üstünden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen 2013 yılı Ocak ayı sonu itibarıyla 17 ayrı bölgede 2427 hektarlık bir alan riskli alan ilan edilmiş olup bu alanlarda 380 bin 238 kişi yaşamakta olup 62 bin 786 yapı bulunmaktadır.

Yeşil ekonomi ve yeşil politikalar geçerlilik kazandı
 
Bakanlığınızın çalışma kollarından birini oluşturan “çevre” konusu, Türkiye'de nasıl bir öneme sahip? Dünya ülkeleriyle karşılaştırıldığı zaman Türkiye çevreyi koruma adına nasıl bir konumda yer alıyor? Bu alanda ne gibi çalışmalar yapmalıyız?

Endüstri ve teknoloji alanında meydana gelen hızlı gelişmeler, bir yandan insanın doğa üzerindeki egemenliğini artırarak yaşam düzeyinin yükselmesini sağlarken diğer yandan artan nüfus ve hızlı kentleşme ile birlikte doğal dengelerin giderek bozulmasına sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak, bu gelişmeler tüm canlıları tehdit edecek boyutlara varan hava, su ve toprak kirlenmesine sebebiyet vermektedir. Bu nedenle, daha önceleri ortaya çıkan çevre sorunları için kısa vadeli çözümler geliştirilirken bugün çevre, doğal, ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerin bütünü olarak görülmeye başlamıştır. Bu gelişmeyi belirleyen en önemli faktör de sosyal ve ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesinde kullanılan kaynakların hızlı ve geri dönülmez bir şekilde tahrip edilmesidir. Bu gerçeğin anlaşılması, beraberinde geleneksel kalkınma modellerinin terk edilmesini ve yeni model arayışlarını gündeme getirmiştir. Böylece geleneksel sınırsız kalkınma ve sınırsız tüketim modelleri yerini sürdürülebilir ve dengeli kalkınma modelleri olan yeşil ekonomi ve yeşil politikalara bırakmaya başlamıştır. Türkiye için yeşil büyüme politikası oluşturmak, ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilir esaslarının uyumlu bir şekilde birleştirilmesini sağlayacaktır. Bu nedenle kalkınmanın bu üç boyut üzerinden düşünülmesi gereklidir.

İnovasyon, sürdürülebilir kalkınmanın olmazsa olmaz bir ön koşuludur ve bu bağlamda yeşil ekonomi, yeni bir küresel ekonomi vizyonudur. Bundan dolayı, yeşil teknolojilerin daha fazla geliştirilmesi ve maliyet açısından eski teknolojiler ile rekabet edebilir hale getirilmesi gereklidir ve bu bağlamda yeşil ekonominin olumsuz etkileri dikkate alınmalı ve bu etkilerin nasıl en aza indirilebileceği detaylı bir şekilde analiz edilmelidir. Ekonomik ve teknolojik sorunlar, yeşil ekonomi politikalarının uygulanmasındaki en önemli sorunlardır. Yenilenebilir enerji kaynakları ve temiz teknolojilerin yaygınlaştırılmasında tüm ülkelere yönelik ekonomik ve istihdama ilişkin fırsatların en üst seviyeye çıkarılması gerekmektedir. Tüketim ve katma değer vergileri girişimciler için teşvik edici hale getirilmelidir. Çevre koruma politikalarının proje düzeyinde yansıması olan Çevresel Etki Değerlendirmesi uygulamaya aktarılmış bir araç olmakla birlikte, plan ve programlar düzeyinde yansıması olan Stratejik Çevresel Değerlendirme sürecinin ülkemizde uygulanmasına ilişkin hazırlık çalışmaları devam etmektedir.

‘Dünya ülkeleriyle karşılaştırıldığı zaman Türkiye çevreyi koruma adına nasıl bir konumda yer alıyor' sorusuna gelince biliyorsunuz, 2012'de dünya genelinde 132 ülke arasında bir araştırma yapıldı. Bu Çevresel Performans Endeksi araştırmasında Türkiye 109. sırada yer aldı. Biz daha iyi bir sırada olmayı hedefliyorduk ancak burada bizim dikkat etmemiz gereken önemli bir husus var. Çin, Hindistan, Güney Afrika ve İran gibi bize yakın büyüme hızı gösteren ülkelerden daha iyi bir çevresel performans sergilediğimizi gördük. Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğunun ekonomik kalkınmalarını önemli ölçüde tamamlamaları ve şu anda sadece çevreyi ele alan değerlendirmeleri bizim gibi gelişmekte olan ülkeler ile kıyaslandığında elbette ki bu tablonun çıkması normaldir. Ümit ediyorum ki, ülkemizde yaşanan ekonomik rekor büyüme oranları, ileriki yıllarda çevresel performansları da beraberinde daha yüksek seviyelere taşıyacaktır.

Şehirler ülkelerin gelişmişlik düzeyinin göstergesi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak son 10 yılda Türkiye'nin “çevre” ve “şehircilik” anlayışına nasıl katkılar sağladığınızı düsünüyorsunuz? Bu sürede atılan önemli adımlardan, hayata geçen projelerden kısaca bahsedebilir misiniz?

Bakanlık olarak temel hedefimiz şehirlerimizde enerji, ulaşım, konut, arazi planlaması, atık yönetimi ile halk sağlığı gibi konuların iklim değişikliği ile mücadele ve çevre koruma kapsamında ele alınarak, daha temiz şehirler oluşturulmasını ve daha az doğal kaynak tüketerek daha çok su ve enerji verimli şehirler imar edilmesini sağlamaktır. Bir ülkedeki yönetimin kalitesini, toplumun gelişmişlik düzeyini ve medeniyete yaptığı katkıyı belirleyen faktörlerden biri de o ülkedeki şehirlerdir. Bugün üst standartlarda şehirleşme artık bir zenginlik ve gelişmişlik göstergesi haline gelmiştir. Avrupa Birliği'nde ortalama olarak halkın yüzde 85'i kentlerde yaşıyor. Türkiye'de ise bu oran son 10 yılda 9 puan artarak yüzde 73'e yükselmiştir. Uzun yıllardır göç, gecekondulaşma, çarpık yapılaşma, kaynak yetersizliği, hukuki sorunlar nedeniyle büyük sıkıntılar yaşayan kentlerimizi "yaşanabilir” ve “marka” şehirler haline getirmek en önemli önceliklerimizden biri olmaya devam etmektedir. Diğer taraftan; tabiat, kültür ve tarih değerlerimizin korunması ve geliştirilmesi de sürdürülebilir kalkınma ve yaşam kalitesini yükseltme bakımından vazgeçilmez görülmektedir. Bu yaklaşımla şehirlerimizde yaşam kalitesini üst standartlara çıkarmak için birçok projeye imza atılmıştır.

Sağlıklı içme suyuna erişime imkân veren ve çevre açısından önem arz eden atık su (kanalizasyon) ve yağmur suyu sistemlerini kökten çözmek amacıyla Su ve Kanalizasyon Altyapı Projesi (SUKAP) başlatılmıştır. Önümüzdeki dönem bu projeye sağlanacak kaynaklarla nüfusu 25 binin altında olan belediyelere proje maliyetinin yüzde 50'sine kadar hibe desteği vererek, maliyetin geri kalanı için ise borçlanmalarının önündeki engelleri kaldırarak içme suyu ve kanalizasyon projeleri gerçekleştirilecektir. Nüfusu 25 binin üzerinde olan belediyelerin ise projelerini gerçekleştirmeleri için uzun vadeli ve uygun koşullarla borçlanmalarının önünü açacak düzenlemeler hayata geçirilmiştir. SUKAP projesiyle, şebekeli içme ve kullanma suyundan yararlanan belediye nüfusu oranının yüzde 100'e çıkarılması hedeflenmektedir.

Belediyelere atıksu arıtma tesisi inşa etmeleri için teknik ve mali destekler verilmekte olup, Bakanlığımızca 2002'den bugüne kadar yaklaşık 694 milyon TL hibe finansman desteğinin dağıtımı gerçekleştirilmiş bulunmaktadır. Bakanlığımız tarafından atıksu arıtma tesislerinin enerji giderlerinin yüzde 50'sinin karşılanması amacıyla hazırlanan mevzuat 2010'da yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamda, 2011 yılı için Bakanlar Kurulu tarafından geri ödeme oranının yüzde 50 olarak belirlenmesi neticesinde 2012'de 212 tesise yaklaşık 26,6 milyon TL ödeme yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda, 2002'de 145 atıksu arıtma tesisi ile 248 belediyeye hizmet verilmekte iken 2012'de 428 atıksu arıtma tesisi ile 550 belediyeye hizmet verilmekte olup, böylelikle 2002'de atıksu arıtma hizmeti verilen belediye nüfusu 18 milyon iken 2012 yılı itibarıyla bu rakam 45 milyona ulaşmıştır. Atık yönetiminde bir taraftan hizmetin kalitesi artırılırken, diğer yandan da bu hizmetler daha geniş kitlelere ulaştırılmıştır. 2003'te 15 düzenli depolama tesisi ile 23 milyon kişiye hizmet verilirken, bugün 69 düzenli depolama tesisi ile yaklaşık 903 belediyede 44,5 milyon kişiye hizmet verir duruma gelinmiştir.

Denizlerdeki kirlilik 2002'de sadece 26 noktada izlenirken, bugün 208 noktada izleme altyapısı tesis edilmiştir. Hava kirliliği ve artan karbondioksit emisyonu ile mücadele için önemli adımlar atılmıştır. Bunun yanında demiryollarının daha çok kullanımı için başlatılan projeler, özellikle İstanbul'da kent içi ulaşımda deniz yolu kullanımının artırılması, hibrit otomobillerle ilgili çalışmalar ve yaşlı araçların trafikten çekilmesi gibi uygulamalarla ulaşım daha çevreye duyarlı hale getirilmiştir. Ülkemizde yürüttüğümüz bütün bu özverili çalışmaların, ulusal ölçekte uygulayıcıları konumunda olan yerel yönetimlerimiz ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilmesi elbette önemli olacaktır. Görüldüğü gibi şehircilik anlayışımızı, sadece toplumun sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını göz önüne alarak değil, şehirlerimizin şekillenmesine esas teşkil edecek enerji ve doğal kaynak tasarruflu, çevre dostu teknolojilerle imar edilen, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını önemseyen, yeni nesil projelerle bir inşa sanatı olarak ortaya koymak durumundayız.

Otomotivde yeşil ve yenilikçi dönem
 
Otomotiv sektörü çevreyle dost teknolojilere doğru bir eğilim gösteriyor. Bu konuyla ilgili bakanlığın destekleyici herhangi bir çalışması ya da yönlendirmesi var mı? Sektörün bu yöndeki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son yıllarda, dünyada çevre sorunlarının artmasının yanı sıra tüketicilerin de çevreye duyarlı ürün alma duyarlılığının gelişmesi, otomotiv sektörüne de etki etmiştir. Bu etkinin farkında olan otomotiv firmaları, çevre bilinci ve sürdürülebilirlik anlayışıyla, çevre dostu olduğu kadar, enerji maliyetlerini aşağıya çeken ürünlere yoğunlaşmaya başlamıştır. Ülkemizde de otomotiv sektörü çevreci, ekonomik, az yakıt tüketen ancak yüksek performansa sahip araç üretme hedefine ulaşma çabasındadır. Bu hedefe ulaşma çabasını desteklemek ve sektöre yol göstermek amacıyla Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (BTSB) Sanayi Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı hazırlanarak 2011'de uygulamaya konulmuştur. 2014'e kadar uygulanacak olan Planda;

  1. Ar-Ge yapısını iyileştirmek

  2. Şirketlerin tasarım, üretim, markalaşma beceri ve kapasitelerini artırmak

  3. Otomotiv sektöründe iç ve dış pazarları geliştirmek

  4. Hukuki ve idari düzenlemeleri iyileştirmek

  5. Fiziki altyapıyı geliştirmek

başlıklarından oluşan 5 ana hedef bulunmaktadır. Bu hedefler kapsamında toplam 27 eylem bulunmakta olup bunlardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın da ilgili kuruluş olarak yer aldığı ve sektörde çevre dostu teknolojilerin kullanılmasına yönelik olan eylemler ile bu kapsamda yapılan çalışmalar aşağıda yer almaktadır:

  • Türkiye'nin “İklim Değişikliği” kapsamındaki ulusal vizyonu doğrultusunda alternatif yakıt kullanımının yaygınlaştırılması sağlamak amacıyla elektrikli araçlarda kullanılan batarya ve alternatif yakıt kullanan araçların ana parçalarının üretimi desteklenecektir.

Ekonomi Bakanlığınca yapılan çalışmalar çerçevesinde mülga 2009/15199 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar yerine geçen yeni teşvik mevzuatında da (2012/3305 sayılı Karar) önceki dönem mevzuatında olduğu gibi, elektrikli araçlar ve bunlarda kullanılan batarya ve alternatif yakıt kullanan araçların ana parçalarının üretimi, US 97 sektör kodlamasında "34 - Motorlu Kara Taşıtları Ana ve Yan Sanayii" başlığı altında genel-bölgesel-büyük ölçekli yatırımlar sistemlerinin her üçünden de değişen içerik ve oranlarda desteklenmektedir. Özellikle, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2012 yılı Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı II. Uygulama, İzleme ve Değerlendirme Raporu, Ocak-Haziran 2012 Dönemi raporuna göre yeni mevzuat kapsamında ihdas edilen stratejik yatırımları destek sistemi ile elektrikli araçlarda kullanılan batarya ve alternatif yakıt kullanan araçların ana parçalarının üretimine büyük fırsatlar sunduğu düşünülmektedir.

  • Çevreye duyarlı araçların kullanımı özendirilecektir.

Maliye Bakanlığınca elektrikli araçların özendirilmesine yönelik, araç alım vergilerinde düzenleme yapılmış olup; sadece elektrik motoru ile çalışan binek araçlardan, motor gücü 85 kW'ın altında olanlar için % 3, motor gücü 85 kW ile 120 kW arasında olanlar için % 7 ve motor gücü 120 kW'ın üzerinde olanlar için ise % 15 oranında Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) alınacaktır. Böylelikle, içten yanmalı motorla çalışan araçlara nazaran fiyat avantajı elde eden elektrikli araçların tüketiciler tarafından daha çok tercih edilmesi hedeflenmiştir.

  • Araçlarda geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı artırılacak ve yeni araç tasarımlarında yeniden kullanım ve geri dönüşüm oranlarına ilişkin esaslar belirlenecektir.

Bakanlığımızca yapılan düzenlemeler çerçevesinde ömrünü tamamlamış araçlardan çıkarılan parçalar, araç güvenliği ve çevre standartlarını karşılamaları durumunda yeniden kullanılmaktadır. Yeniden kullanılamayan parçalar ise çevresel açıdan değerlendirilerek uygun görülürse geri dönüştürülmekte veya geri kazanılmaktadır. Bu faaliyetler hava emisyonları, gürültü kontrolü gibi çevresel gerekliliklere uygun olarak yapılmakta olup bu amaçla aşağıdaki esaslara ekonomik operatörlerce uyulmaktadır:

  1. Ömrünü tamamlamış araçlarda yeniden kullanım ve geri kazanım oranları ortalama araç ağırlığının en az % 85'i; yeniden kullanım ve geri dönüşüm oranları ise ortalama araç ağırlığının en az % 80'i olmalıdır.

  2. 1/1/1980 tarihinden önce üretilmiş olan araçlarda yeniden kullanım-geri kazanım oranı ortalama araç ağırlığının % 75'inden, yeniden kullanım-geri dönüşüm oranı ise ortalama araç ağırlığının % 70'inden az olamaz.

  3. 1/1/2020 tarihinden itibaren ömrünü tamamlamış araçlarda yeniden kullanım-geri kazanım oranları ortalama araç ağırlığının en az % 95'ine; yeniden kullanım-geri dönüşüm oranları ise ortalama araç ağırlığının en az % 85'ine çıkarılır.Çevreye duyarlı elektrikli ve CNG'li araçların kullanımının yaygınlaşması için gerekli altyapı çalışmaları yürütülecektir.

BTSB tarafından gerçekleştirilen elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşması çalışmaları çerçevesinde; Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 26.06.2012 tarih ve 28335 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Yapılan bu düzenleme ile aynı Yönetmeliğin Ek IV'ünün 4.19 numaralı maddesinde yer alan “M ve N kategorisi araçların tadil yolu ile sade elektrikli, hibrit elektrikli ve hibrit motorlu araca dönüştürülmesinde aranan onaylar listesi” başlıklı çizelge değiştirilmiştir. Böylelikle, M ve N kategorilerindeki tüm araçların seri tadilat yolu ile sade elektrikli araca, hibrit elektrikli araca ve hibrit motorlu araca seri dönüşümünün yaygınlaşmasının önü açılmıştır. Aynı Yönetmelik'te yapılan bir başka değişiklik ile araçlarda alternatif yakıt olarak kullanılmak üzere yapılan Likit Petrol Gazı (LPG), Sıkıştırılmış Doğal Gaz (CNG) tadilatlarına Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (LNG) tadilatı da eklenmiştir.

BTSB Sanayi Genel Müdürlüğü tarafından uygulamaya konulan Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı otomotiv sektöründe çevre dostu teknolojilerin desteklenmesine ilişkin spesifik hedef ve eylemleri içermektedir. Bununla birlikte, Bakanlığımız tarafından 2011'de uygulamaya konulan ve 2023'e kadar uygulanacak olan İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planının Sanayi bölümünde de genel olarak tüm alt sektörlere yönelik kapsamlı amaç, hedef ve eylemler bulunmaktadır.

HEDEF S2.1.2. Sanayi sektöründe enerji kullanımından (elektrik enerjisi payı dâhil) kaynaklanan sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması hedefi kapsamında;

S2.2.1.1. Sanayi sektöründe sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasına yönelik Teknoloji İhtiyaç Analizinin (Technology Needs Assessment-TNA) yapılması

S2.2.1.2. BSTB'nin sanayi ile ilgili Ar-Ge desteklerinde iklim değişikliğinin öncelikli alanlar kapsamına alınması yönünde çalışmalar yapılması

S2.2.1.3. Sanayi sektöründe düşük sera gazı emisyonlu teknolojilere yönelik iyi uygulama örneklerinin kamuoyu ile paylaşılması eylemleri yer almakta olup, uygulanması BTSB'nin sorumluluğunda olan bu eylemler ile 2023'e kadar genel olarak sanayi sektöründe sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasına yönelik yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanılması amaçlanmaktadır.

İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planının Ulaştırma bölümünde de benzer biçimde;

HEDEF U3.1. 2023'e kadar alternatif yakıt ve temiz araç kullanımını arttırmaya yönelik yasal düzenlemelerin yapılması ve kapasitenin geliştirilmesi hedefi kapsamında yer alan;

U3.1.1.1. AB'nin 443/2009/EC "Binek Araçlardan Salınan CO2 Emisyonunun Azaltılması" direktifinin ulusal mevzuata entegrasyonu

U3.1.1.2. Toplu taşıma araçlarının alımında emisyon miktarı en az olan ve enerji verimliliğini sağlayacak araçların tercihine yönelik yaptırım getiren, AB'nin 2009/33/EC sayılı "Temiz ve Enerji Verimliliği Olan Araçların Teşviki" direktifinin ülke mevzuatına kazandırılması

U3.1.2.2. Motorlu araçlarda sera gazı emisyonu azaltılması amacıyla vergilendirme sisteminde yapılacak düzenlemelere ilişkin çalışmaların başlatılması

U3.1.2.4. Uygulanmakta olan ekonomik program ve bütçe politikaları çerçevesinde vergi mevzuatında alternatif yakıt ve temiz araç kullanımını teşvik edici düzenlemelerin yapılması

U3.1.2.5. Kamu kurum ve kuruluşları ile özel şirketlerin temiz yakıt ve temiz araç teknolojisi içeren araç filoları oluşturmalarına yönelik teşvik edici yöntem ve mekanizmaların geliştirilmesi

eylemleriyle de yeni binek araçlarda, yabancı bandralı yük ve yolcu gemilerinde CO2 emisyonunun sınırlanmasına ilişkin yasal düzenleme yapılması ve motorlu taşıtlarda sera gazı emisyonlarını sınırlandırmayı temel alan bir vergilendirme ve fiyatlandırma sisteminin oluşturulması amaçlanmaktadır.

HEDEF U4.1. Ulaştırma Sektöründe Enerji Tüketiminde Verimliliğin Arttırılması hedefi kapsamında ise;

U4.1.1.1. Enerji verimliliği yüksek olan kara, hava ve deniz taşıtlarının üretiminde temiz yakıt ve araç teknolojilerine yönelik Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi

U4.1.1.2. Enerji verimliliği yüksek olan kara, hava ve deniz taşıtlarının üretiminde teşvik mekanizmalarının oluşturulması, yatırımların desteklenmesi

eylemleri çerçevesinde de amaç, hava, kara, deniz ulaşımında enerji verimliliği yüksek taşıtların kullanımının yaygınlaştırılmasıdır.

Çevreci otomobil teknolojileri konusunda sektöre yönelik istek ya da önerileriniz neler olur?

Tüm dünyada, otomotiv gibi sanayi sektörlerinde Ar-Ge faaliyetleri teknolojik performans ve rekabetçi üstünlükleri belirlemede önemli faktördür. Özellikle Kyoto Protokolü'nün uygulamaya konulmasından sonra, otomotiv sanayiinde daha az CO2 emisyonu salınımı hedeflenmiş ve sonuç olarak yeni motor ve araç teknolojilerine olan gereksinim büyümüştür. Buna paralel olarak çevre dost teknolojilere yönelik Ar-Ge harcamaları artış göstermiştir.

Türkiye'de ise otomotiv ana sanayiinde ana ve yan sanayi firmaları, toplamında sınırlı sayıda firma Ar-Ge bölümüne sahiptir. Ar-Ge faaliyetlerine yapılan harcamalar yetersizdir ve bu harcama içinde çevreci teknolojilere yönelik Ar-Ge harcamaları oldukça kısıtlıdır. İklim değişikliği sorunu ile birlikte çevre duyarlılığının arttığı günümüzde otomotiv sektöründe çevreye dost teknolojilere ağırlık veren Ar-Ge faaliyetlerinin artırılması gerektiği değerlendirilmektedir.


Diğer taraftan, otomotiv sanayide üretim yapılırken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen

  • Çevre Kanunu

  • Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği

  • Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği

  • ÇED Yönetmeliği

  • Atık Yönetimine İlişkin Genel Esaslar Yönetmeliği

  • Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolü Yönetmeliği

  • Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Yönetmeliği

  • Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği

  • Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği

  • Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği

  • Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği

  • Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği

  • Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği

  • Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği

  • Trafikte Seyreden Motorlu Kara Taşıtlarından Kaynaklanan Egzoz Gazı Emisyonlarının Kontrolüne Dair Yönetmelik

  • Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği

gibi ulusal mevzuatın çok iyi bilinmesi, Avrupa Birliğine aday olan ülkemizde ulusal mevzuatta yapılan değişikliklerin çok iyi takip edilmesi sektörde çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesinde oldukça faydalı olacaktır.


Bakanlığınızın yayınladığı Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolü Yönetmeliği var. Ülkemizde ömrünü tamamlamış araçların son durumunu bizlerle paylaşabilir misiniz? Bu konuda ne gibi çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?

Bakanlığımızca hazırlanan Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolü Hakkında Yönetmelik 30/12/2009 tarihli ve 27448 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu Yönetmelikle ömrünü tamamlamış araçların ekonomik operatörlerce toplanması, depolanması, işlenmesi, geri dönüşümü ve geri kazanımına ilişkin esaslar ve yeni araç tasarımlarında uyulması gereken kriterler belirlenmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü işbirliğiyle kurulan ve lisanslı tesislere teslim edilmeyen ömrünü tamamlamış araçların hurdaya ayrılmasını engelleyen “ÖTA Veri Sistemi” adlı çevrim içi veri paylaşım sistemi 15 Mart 2012'den bu yana aktif olarak kullanılmaktadır. Bu sistemden aldığımız verilere göre 15.03.2012-31.12.2012 tarihleri arasında 11 bin 189 adet M1 ve N1 kategorilerindeki ömrünü tamamlamış araç Bakanlığımızca izinli/lisanslı tesislere teslim edildikten sonra hurdaya ayrılmıştır. Günümüz itibarıyla Bakanlığımızdan izinli 81 ilde 700 ÖTA teslim yeri, lisanslı ömrünü tamamlamış araç arındırma ve söküm işlemlerini gerçekleştiren 87 geçici depolama alanı bulunmaktadır. Bu tesislerden 8 tanesi aynı zamanda araçlardan malzeme geri kazanımı gerçekleştiren entegre işleme tesisidir. Ömrünü tamamlamış araçlar; yalnızca çevresel kirleticiler değil, aynı zamanda içerdikleri geri dönüştürülebilir, geri kazanılabilir ve yeniden kullanılabilir malzemeler nedeniyle ekonomik birer değerdirler. Bu değerlerden en uygun şekilde faydalanabilmek için ülkemizde en iyi teknolojilerin kullanıldığı en uygun tesislerin kurulması en büyük hedefimizdir


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next