Levent KÖPRÜLÜ Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Otomotiv dünyası şaşırtmaya devam edecek!

Belki Türkiye'de etkisi çok fazla hissedilmedi ama küresel krizin ardından dünyadaki otomotiv sektöründe yaşanan toz-duman ortamı, halen dağılabilmiş değil. Kapalı kapılar ardından çıkan sürprizler, yeni birleşme ve ortaklıklar, otomotiv dünyasında bildiğimiz her şeyin aslında “sürekli ve yeni baştan” tazelenmesi gereğini ortaya koyuyor. Sürekli gündemi izlemeye çalışan biz otomotiv editörleri için de aynı şey geçerli...

Krizin ardından baş gösteren bulanık ortamda yolunu bulmaya çalışan küresel otomotiv endüstrisinin oyuncuları, özellikle euro bölgesindeki iniş çıkışlar, ülkelerin borç batağı ve buna bağlı olarak yavaşlayan satışlarla ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Kapasite fazlalığı yaşayan fabrikalar, iyiden iyiye baskısını hissettiren rekabet, firmaları “yaşamak için birleş” düşüncesinin etrafına topladı. Hele de bazı Avrupalı firmaların ABD, Çin, Hindistan ve Rusya gibi hala umut vaat eden pazarlardaki şirketleri bünyelerine kattıktan sonra Avrupa'da kaybettikleri karları buralardan telafi ettikleri göz önüne alınırsa...

Tabii bu, eninde sonunda her firma, birkaç firmayla birleşecek gibi bir sonuç çıkartılmasın. Ancak görünen o ki, ittifakların yanında, yapılan ve örümcek ağını andıran karmaşık işbirlikleri, gücünü 2012 ve sonraki yıllarda da bir hayli hissettirecek.

Model geliştirme kardeşliği

Israrla marka ve firma yazmamaya özen göstermekle birlikte, son birkaç ayda ortaya çıkan tablo, artık başta motor olmak üzere platform ve model geliştirme kardeşliğinin örneklerini daha sık göreceğimiz yönünde. Çünkü az önce de kıyısından geçerek değindiğim ağır rekabet koşulları, bunu firmalar açısından kaçınılmaz hale getirdi. Özellikle Avrupa'da düşük kar marjlı satışlar, gelişen çevre normlarına uygun yüksek teknolojili motor geliştirme zorunluluğu ve müşteri beklentilerini karşılayacak donanım seçenekleri, markaların bunları tek başına yapabilecekleri dönemi çoktan geride bıraktı bile.

Bir benzinli ya da dizel motor ailesi geliştirmek için en az 1.2 milyar euro gibi bir faturayı tek kalemde ödemek, kar marjının çok düşük olduğu ancak Avrupa pazarında var olabilmenin şartları arasında bulunan A segmenti bir aracı tek başına geliştirmek, hafif ticari gibi hem binek hem de ticari araç gereksinimlerini karşılaması istenen bir sınıfta yeni model ortaya çıkartmak... İşte işbirlikleri, bu yüzden giderek artıyor, artacak da...

Peki bunlar, Türkiye'yi ne kadar yakından ilgilendiriyor?

Ortak çocuklar” Türkiye'de de üretiliyor

Birincisi, ittifaklar nedeniyle “ortak çocuk” haline gelen modellerin bazı örnekleri, Türkiye'de de üretiliyor. İkincisi, bu trendin devamı niteliğindeki yeni modellerin de Türkiye'deki fabrikalarda üretilmesi gündeme gelebilecek. Üçüncüsü, Türkiye'de birleşmiş ya da ileride birleşecek firmaların organizasyon ve teşkilat yapısındaki değişimler, Türkiye'ye de gelecek. Ki geldi de... Dördüncüsü, işbirlikleri ya da ortaklıklar sonucu üretilen birbirine benzer ancak farklı markalara mensup araçların pazarlanması konusunda firmaların pazarlama bölümlerine daha fazla iş düşecek. Çünkü aynı fabrikadan, benzer yüz, benzer motorlar ve ayrı amblemlerle çıkmış araçlarda farklılık yaratılıp, ayrı bir pazar konumlandırılması yapılması hayli zorlaşacak.

Ve sonuncusu... Türkiye gibi kendi markasını yaratma konusunda ısrarlı bir ülke, bu konuda hayli ince eleyip sık dokumak zorunda kalacak. Çünkü hep söylendiği gibi, pazarda var olanların durumu ortadayken, net bir farklılık yaratmak gerekecek. Hem süreç, hem model, hem de konumlandırma açısından.

Dediğim gibi... Otomotiv dünyası şaşırtmaya devam edecek, belki de uzun yıllar boyunca...


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next