ODD Basın Toplantısı Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

ODD'den sektörün geleceğine ışık tutacak bilimsel çalışma

ODD'nin öncülüğünde, uzman akademisyenlerin titiz bir çalışmayla hazırladığı “Otomotiv Ticaretinde Yol Haritası Talep Tahminleri 2012-2016” adlı rapor, ‘mevcut vergi sisteminin pazara ve ekonomiye etkileri', ‘Türkiye'deki otomobil sahipliği ve talebi etkileyen unsurlar' ve ‘araç parkı ve bunun ekonomik ve çevre etkileri' gibi başlıkları kapsıyor. Rapor, ülkemizdeki araç sahipliği sürecinin sağlıklı ve sürdürülebilir temellere oturtulması için neler yapılması gerektiğini, sektörün önümüzdeki 5 yılına ilişkin çarpıcı verilerle ortaya koydu.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), sektörün yol haritasını oluşturmak üzere 2009'da gerçekleştirdiği akademik çalışmanın devamı niteliğinde önemli bir raporu daha kamuoyunun bilgisine sundu. 6 Temmuz Cuma günü ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce ile çalışmayı hazırlayan akademisyenlerin katılımıyla Les Ottomans'da gerçekleşen basın toplantısında “Otomotiv Ticaretinde Yol Haritası Talep Tahminleri 2012-2016” raporu açıklandı. Türkiye'nin saygın ve konusunda uzman akademisyenlerin işbirliğiyle hazırlanan çalışma, sektördeki mevcut durum ve gelecekteki hedeflere ulaşılması için atılması gereken adımlara ilişkin çarpıcı veriler ortaya koydu.

 

Uzman akademisyenler hazırladı

ODD tarafından 2009'da kamuoyuna sunulan “Otomotiv Ticaretinde Yol Haritası - Gelecek On Yıl” adlı çalışmadan sonra, otomotiv satışlarının tahminine yönelik çalışmanın güncellenmesi ihtiyacı üzerine “Otomotiv Ticaretinde Yol Haritası Talep Tahminleri 2012-2016” raporu hazırlandı. Çalışmayı, Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kırcova, Balıkesir Üniversitesi Bandırma İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Galip Altınay, İstanbul Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Burcu Onat ve Yrd. Doç. Dr. Ülkü Alver Şahin hazırladı.

.

“Ekonomik büyüme, otomobile olan talebi etkiliyor”

Türkiye'deki otomotiv sektörünün, çağdaş, çevreye duyarlı, uluslararası rekabet gücüne sahip, sürekli gelişen ve daha güçlü bir yapıya kavuşması için çaba gösterdiklerini söyleyen ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, hazırladıkları rapor hakkında şunları söyledi: “Derneğimiz, sektöre yön verecek yeni bir çalışmayı daha tamamladı. Anımsayacaksınız, bundan 3 yıl önce, otomotiv sektörünü etraflıca ele alan “Otomotiv Ticaretinde Yol Haritası Gelecek On Yıl” adlı çalışmayı yayınlamıştık. Bu çalışma, Türkiye ve Dünya'da otomotiv sektörünün gelişimini ele alan, vergi sistemi, otomobil sahipliği süreci ve çevre etkileri, hurda piyasasının oluşturulması ve sonuç olarak ekonometrik bir model ile gelecek yıllara ilişkin bir talep tahmin çalışmasını içeriyordu. Yayınlanmasından sonra geçen 3 yıllık zamanda bulguları test etme imkanımız oldu ve ne kadar isabetli olduklarını gördük. Önemli bir işlev üstlenen çalışmanın tamamlanmasından bu yana isabetli önerilerimizin birçok kesim tarafından yakından izlendiğini gözlemledik.”

Bu yıl çalışmayı yeniden ele alıp bugünden ileriye dönük bir şekilde yenilediklerini belirten Bayraktar, “Otomotiv Ticaretinde Yol Haritası Talep Tahminleri 2012-2016 adlı raporumuzu tamamladık. Rapordaki ekonometrik modelin revize edilmesiyle beraber, talep tahmini konusunda güncel sonuçlara ulaşmış olduk. Gördük ki değişmeyen tek doğru, gelir artışının yani ekonomik büyümenin ülkemizde otomobile olan talebin en önemli etkeni olduğudur. Çalışma, otomobil sahipliği süreci, dağıtım ve perakendesinden, ülkemizin sanayi ve yan sanayisinin nasıl şekillendirilebileceğine kadar birçok konuya da bilgi hammaddesi niteliği taşıyacak çok zengin bilgiler içeriyor” dedi.

“Asıl israf yaşlı araç parkına ödenen bedeller”

Konuşmasında raporun önemli başlıklarına da kısaca değinen Bayraktar, şunları söyledi: “Gerek ülkemizdeki araç sahipliği, gerekse araç parkının mevcut durumu bir takım somut düzenlemelerin kanun koyucular tarafından yapılması gerekliliğini ortaya koyuyor. Satın alımda ödenen yüksek vergiler ve yaşa göre azalan motorlu taşıtlar vergisi, yani kullanım vergisi, araç parkımızın bugünkü durumuna gelmesine neden oldu. Bunun yanında, otomotiv sektörü ülkemizde olması gereken potansiyeline yaklaşamamış, kabul edilemeyecek çevresel etkiler yaratmış, kullanımı gereksiz hava kirliliğine yol açan bir araç parkımız olmuştur. Yüksek bedeller ödenerek gelişmekte olan ülkelerden satın alınan gereksiz eski yedek parçalar ve en önemlisi de son yıllarda variline 100 dolar seviyesinde bedel ödenerek ulaşım için kullanılan yakıt da cabası. Otomotiv sektörü maalesef ülkemizin cari açığının sorumlusuymuş gibi görülse de asıl israf yaşlı araç parkına ödenen kullanım ve bakım bedelleridir. Ömrünü tamamlamış araçlarla ilgili sistemin çatısı kuruldu. Kanuni düzenlemeler yapıldı, fakat sistemin mevcut vergi yapısıyla işlemesi maalesef mümkün değil.”

Fiyat ve gelir talebi ana etkenleri oluşturdu

Raporu detaylı olarak basın mensuplarına açıklayan ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce çalışmada baş etmenlerin fiyat ve gelirin talebi olduğunu söyledi. Çalışmada bir başka önemli değişkenin ise kredi hacmi olduğu vurgulayan Erce, “Tüketicilerin borçlanma imkânları arttıkça kredi hacminin genişlemesiyle birlikte talep de yükseliyor. Bu noktada kısa ve uzun dönemde otomotiv talebi gelir ve kredi hacmi ile pozitif ilişkide oluyor. Ancak talebi negatif etkileyen değişkenin fiyat olduğu ifade edilirken, çeşitli nedenlerle meydana gelen fiyat artışlarının talebi olumsuz etkilediği vurgulanıyor” dedi.

Türkiye otomotiv pazarı potansiyelinin gerisinde

Türkiye'deki otomobil talebinin büyük ölçüde ülke ekonomisindeki gelişmelere duyarlılık gösterdiğini açıklayan Erce, gelir düzeyi olarak en üstte yer alan yüzde 20'lik kesimin toplam araç alımının yüzde 55,6'sını gerçekleştirdiğine dikkat çekti. Erce konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “1000 kişiye düşen otomobil sahipliği bakımından Türkiye, ülkemiz gelişmiş batı ülkeleri ile Avrupa ortalamalarının çok altında bir noktada bulunuyor. 1000 kişiye düşen otomobil sayısı ABD'de 965, Doğu Avrupa ülkelerinde 318, Avrupa ülkelerinde 641, Kore'de 340 iken Türkiye'de bu oran son yıllardaki artışlarla birlikte ancak 141'e ulaştı. Türkiye'deki araç kullanabilecek genç nüfusun payı ise Avrupa ortalamalarının çok üzerinde bir orana sahip. Yani Türkiye otomotiv pazarı potansiyelinin çok gerisinde.”

Yüksek ÖTV, hedeflere ulaşmayı engelliyor

Rapora göre, yüksek oranlı vergiler özellikle ÖTV oranları, talep artışını önemli ölçüde engelliyor. Mevcut şartlar değişmeden, yüzde 5,5 oranında gelir artışı olması durumunda 2016'da otomobil satışlarının yıllık 850 bin 39 adet, toplam otomotiv satışlarının da 1 milyon 246 bin 323 adet seviyesine ulaşması bekleniyor.

ÖTV'nin yüzde 18 oranında uygulanması halinde otomobil satışlarının 2016'da 1 milyon 16 bin 168 adet, toplam otomotiv satışlarının ise 1 milyon 412 bin 252 adet olacağı tahmin ediliyor. ÖTV'nin yüzde 27'ye düşürülmesi durumunda ise otomobil satışlarının 930 bin 682 adet, toplam otomotiv satışlarının ise 1 milyon 326 bin 966 adet olması öngörülüyor.

Türkiye'deki araçların yarısı 12 ve üzeri yaşta

Çalışma, Türkiye'deki araç parkının yüksek yaş ortalamasını da gözler önüne seriyor. 2011 yılı sonu itibariyle toplam araç parkının 12 milyon üzerinde bir sayıya ulaştığına dikkat çeken Erce, “Bu sayının yarısı 12 ve üzeri yaştaki araçlardan oluşuyor. 16 ve üzeri yaş grubunu oluşturan araçların oranı yüzde 34, 20 yaş ve üzeri araçların oranı ise yüzde 22,6. Ömrünü Tamamlamış Araçlar teşviğinin yaratacağı sınırlı etkinin yanı sıra geçmişte uygulanan hurda teşviğine benzer bir uygulamanın da gündeme gelmesi gerekiyor. Uygulama ile hem trafikte can ve mal güvenliğini tehdit eden hem de karbon emisyonunda artışa yol açan araçların pazardan çekilmesi söz konusu olabilecek. Ayrıca yaratılacak ilave taleple devletin ödediği teşviklerin çok üzerinde vergi geliri elde edilerek sektör ivme kazanacak. Teslim edilen araçlar için sahiplerine kg başına 3, 4 ve 5 TL'lik bir tutar ödenmesi ise hem devletin hem de sektörün ihtiyaçlarına yanıt verecektir” dedi.

Rapor, Türkiye'de uygulanan Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin silindir hacmine ve otomobilin yaşına göre belirlenmesinin ve aracın yaşı büyüdükçe ödenecek yıllık vergi tutarının azalmasının da yarattığı sorunlara dikkat çekiyor. Gelişmiş ülkelerde yaşlanan araçların karbon emisyonları nedeniyle yarattıkları etki dikkate alınarak, aracın yaşı ve motor hacmi değil karbon emisyonu dikkate alınarak vergilendiriliyor.

(KUTU)

Sayılarla Türkiye otomotiv sektörü

· Dünya genelinde Türkiye olarak; otomotiv satış adedine göre 18'inci, otomotiv üretim adedine göre 17'nci sıradayız.

· Avrupa genelinde ise satışta 6'ncı, üretimde 5'inci sıradayız.

· Otomotiv yılda 20,4 milyar dolar ile Türkiye'deki ihracatçı sektörler arasında ilk sırada yer alıyor.

· Toplam üretimin 2/3'ü Avrupa'ya ihraç ediliyor.

· 400 bin kişilik istihdam yaratıyor.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next